Paylaş
Tayyip Bey, Balıkesir’de meydanı görünce rahatladı. Meydan hıncahınç doluydu. Tayyip Bey kürsüden soruyor, millet meydandan karşılık veriyordu. Miting bitti, İstanbul’a dönerken uçakta sohbet ediyorduk. “Meydandan beklediğiniz ışığı aldınız mı?” diye sordum. Tayyip Bey, “Aldım” dedi. “Meydandan o ışığı aldım, bu iş tamam” diye tamamladı. Benzer soruyu, yasaklar referandumu sırasında Demirel’e sorardık. Süleyman Bey, “Balkonlara bakın, sokaktaki vatandaşın gözündeki ışığa dikkat edin” derdi.
Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliğini hangi gün onaylayacak, sandığa hangi tarihte gidilecek diye tartışmalar yapıladursun, Cumhurbaşkanı Erdoğan referandum kampanyasını Mersin’den başlattı bile. Tayyip Bey, Mersin meydanından, beklediği “Evet” ışığını aldı. AK Parti’ye ulaşan en yeni araştırma sonucuna göre kararsızlar dağıtıldığında evet oylarının oranı yüzde 54 olarak görünüyor. Ama Erdoğan bununla yetinmeyecek, biri iki yapmak için çırpınacak. Çünkü Erdoğan, referandumdan çıkacak evet oylarının içeriye de dışarıya da balans ayarı yapacağını iyi biliyor. Cumhurbaşkanı’nın meydan performansı başarılı olduğu için kampanya onun üzerine kurulacak. Erdoğan, toplumun önüne yeni bir heyecan, yeni bir hedef, yeni bir rüya koymaya hazırlanıyor. “Sen evet de, bu köhne düzen değişsin” diyecek. Muhalefetin en büyük açmazı ise statükoyu savunuyor olmaları.
Erdoğan sistemi değiştiriyor, CHP kendi milletvekilinin Divan kâtipliğinden istifa işini yönetmeyi dahi beceremedi. CHP, Türkiye için vazgeçilmez bir parti. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin iç barışı için gerekli bir lider. Ama bakar mısınız, Türkiye bir sistem değişikliğine gidiyor, CHP bir milletvekilinin fatura kriziyle boğuşuyor. 10 gündür bir milletvekilinin fatura krizini yönetemeyenler, referandumu nasıl yönetecekler? Bu yönetim becerisi ile Erdoğan’ı nasıl engelleyecekler?
Milletvekilinin 1 milyon 200 bin liralık faturası gündeme gelince, Kılıçdaroğlu istifa etmesi yönünde mesajlar gönderiyor, Elif Doğan Türkmen oralı olmayınca bu kez kendisiyle görüşüyor, kesin bir dille istifasını istiyor. Buna rağmen milletvekili istifa etmemekte direnince kırılıyor, bu durumda Adana milletvekiline istemeyerek istifa etmek düşüyor. CHP bu kadar yıprandıktan sonra, istifanın ne anlamı kaldı? Ama CHP’nin kendine verdiği zararı başkası vermiyor.
Referandum yarışına eşbaşkanları cezaevinde giren HDP’nin evet demesi beklenmiyor elbette ki. Ama henüz hayır cephesinde de yer almadılar. HDP’de boykot ve hayır seçenekleri tartışılırken, gözler Kandil’den çıkacak karara çevrilmiş durumda.
Referandum sürecinin en sancılı geçeceği parti MHP, önümüzdeki hafta Konya’da yapacağı toplantı ile startı veriyor. MHP’de kampanya süreciyle birlikte parti kimliğinin ağır basacağı beklentisi hâkim. Meral Akşener’i bu kez 15 Temmuz darbe girişiminden vuracaklar. Olağanüstü Kongre sürecinde Akşener ile FETÖ bağlantısını ön plana çıkaran Bahçeli’nin bu kez Akşener’i FETÖ’cü darbe üzerinden vuracağı haberleri geliyor kulağıma. Bakalım Bahçeli’nin heybesinde neler var? Bu süreçte en çok saldırıya maruz kalan lider Bahçeli oldu. MHP, CHP ile çatı aday çıkarınca sorun yok. AK Parti’nin koalisyon teklifini reddedince sorun yok. Ama AK Parti ile birlikte Anayasa değişikliği yapınca tu kaka ilan ediliyor. Devlet Bahçeli, 18 Nisan 1999 seçimlerinden sonra Fazilet Partisi ile DYP’nin başbakanlık teklifini elinin tersiyle itti. 7 Haziran’dan sonra Kılıçdaroğlu’nun başbakanlık teklifini kabul etmedi. AK Parti’nin koalisyon önerisini geri çevirdi. O nedenle koltuk merakı yüzünden bu işi yaptı demek, Bahçeli’ye uymaz.
Paylaş