Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 47. yıldönümü nedeniyle Kıbrıs’a tam bir “devlet” çıkarması yaptı. Meclis Başkanı Şentop başta olmak üzere yedi bakan ve çok sayıda milletvekili geziye katıldı.
İki uçak halinde hareket ettik. Biz Ankara’dan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, BBP Lideri Mustafa Destici ve Oğuzhan Asiltürk ile birlikte AK Partili yönetici ve milletvekilleriyle birlikte uçtuk. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte ayrı bir heyet ise İstanbul’dan hareket etti. Cumhurbaşkanı ile Kıbrıs’ta buluştuk.
DEVLET UÇAĞI ESPRİLERİ
MHP Lideri Bahçeli ile birlikte olmamız nedeniyle, “Devlet uçağı” esprileri yapıldı. Kıbrıs Barış Harekâtı ve Bülent Ecevit söz konusu olunca DSP ayrı bir program yapmış. Ankara’da şeref salonuna girince DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’la karşılaşınca şaşırdım. Önder Bey, “Sayın Cumhurbaşkanı’ndan davet gelince, devletle olalım diye kendi programımızı iptal edip, buraya katıldık” dedi. Önder Aksakal sağduyulu bir politikacı. Keşke iktidarı ve muhalefetiyle Türkiye, Barış Harekâtı’nın yıldönümünde Kıbrıs’ta olabilseydi.
ECEVİT-DEMİREL
Siyah beyaz televizyondan hatırlıyorum. Ama hiç unutmuyorum. Kıbrıs Barış Harekâtı olduğunda muhalefet lideri Süleyman Demirel’in Başbakanlığın merdivenlerinin dibinde yaptığı bir açıklama vardı. Başbakan Ecevit, muhalefet lideri Demirel’i davet edip bilgilendirmiş. Demirel de, “Gün iktidar muhalefet günü değil, Mehmetçiğin arkasındayız. Devletimizi, hükümetimizi destekliyoruz” diye açıklama yapmıştı. Devlet adamlığı budur.
OĞUZHAN ASİLTÜRK İLE SOHBET
Benim için bir sürpriz de şeref salonundan içeri giren Oğuzhan Asiltürk oldu. Milli Görüş’ün ağır toplarından olan Oğuzhan Asiltürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na karşı yayınladığı ültimatomla gündemdeydi. Oğuzhan Bey salondan içeri girince gazeteci arkadaşlar, “Ooo ittifak işi tamam” yorumlarını yaptılar. Saadet Partisi ile Milli Görüş geleneğinden gelen AK Parti arasında başlamış bir trafik yok ama Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Oğuzhan Asiltürk arasında yürüyen bir süreç var.
ASİLTÜRK, BARIŞ HAREKÂTI GECESİ
Oğuzhan Bey’le biraz sohbet etme imkânı buldum. Aşı olmuş ama maske takmıyor. Kıbrıs’a Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından davet edilmiş. O da tereddüt etmeden katılacağını bildirmiş. Oğuzhan Asiltürk, Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştiren CHP-MSP koalisyon hükümetinde içişleri bakanıydı. O nedenle Kıbrıs Barış Harekâtı onun için başka bir anlam ifade ediyor. Asiltürk o günleri şöyle anlatıyor:
SEMİH SANCAR İLE
“Ben o kabinede içişleri bakanıydım. Çok kahraman bir Genelkurmay Başkanımız vardı. Semih Sancar’dan söz ediyorum. Barış Harekâtı boyunca Genelkurmay Başkanı da ben de geceleri evlerimize gitmedik. O Genelkurmay’da, ben İçişleri’nde çalışıyorduk. Harekât süresince geceleri o Genelkurmay’da, ben İçişleri Bakanlığı’nda uyuyorduk. Gece yarısı haberleşir, zaman zaman bir araya gelir konuşurduk”.
SİYASETİN DİLİ KIRICI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesini ve siyasetteki kutuplaşma uyarısını hatırlattım. Erdoğan’la görüşmesinden çok memnun kalmış.
“Herkesin siyasi görüşünün farklı olması normal. Ama Kuran-ı Kerim’de “İnananlar kardeştir” deniliyor. Bizde siyaset çok kırıcı oluyor. O nedenle ben siyasi görüşünüz farklı olabilir ama birbirinize düşman olmayın, diyorum. Ama benim bu mesajlarımın geniş kitlelere ulaşmasını engellemeye çalışıyorlar” diye sitem etti. Asiltürk’le Erbakan’ın siyaset dilini konuştuk. “Erbakan Hoca kırıcı değildi, kalpleri kazanmayı esas alırdı” dedi.
MÜJDE GERÇEKTEN MÜJDE OLDU
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müjdelerimiz olacak” dediği için gözler yapacağı açıklamaya çevrilmişti. Kıbrıs Barış Harekâtı’nın yıldönümü törenlerini izlemek üzere ilk kez bu kadar yerli ve yabancı gazeteci akredite olmuş. 284 gazeteci akredite yaptırmış. Sol muhalefetin protesto eylemi, sağ partileri harekete geçirmiş. Onlar da seçmenlerini getirip Meclis’in karşısına yığmışlardı. Kıbrıs’a indiğimiz andan itibaren Erdoğan’ın müjdesi soruluyordu. İstanbul’dan hareket eden meslektaşlarımız da uçakta Erdoğan’a müjdeyi sormuş ama o ser verip sır vermemiş. Bu durum “Basın mensuplarına dağıtılan kitapçıktaki eşit, egemen ve iki devletli model önerisi sürprizin işareti mi acaba?” sorularının sorulmasına yol açtı.
SONUNDA AÇIKLADI
Ama sonunda beklenen an geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye çıkınca herkes nefesini tutup açıklanacak müjdeyi bekledi. Erdoğan birlik ve beraberlik vurgusunun ağır bastığı bir konuşma yaptı. “Kardeşlik gölümüze fitne mayası çalınmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Erdoğan’ın ABD uyarısı önemliydi. “Bizim birlik ve beraberliğimiz Amerika’da birilerini rahatsız etmiş olsa da biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz” dedi.
MÜZAKERE SÜREÇLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Annan Planı başta olmak üzere Kıbrıs’la ilgili her çözümü güçlü bir şekilde desteklemiş bir lider. Adada çözümle ilgili yürütülen müzakereler hakkında ayrıntılı açıklamalar yaptı. “Bu tecrübeler bize Rum tarafının çözüm yanlısı olmadığını anlatmıştır” dedi. “Artık bizim bunlara inanmamız ve bir 50 yıl daha kaybetmemiz mümkün değildir” diye noktayı koydu.
İKİ DEVLET
- Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre’de sunduğu egemen ve eşit iki devletli çözümden geri adımın söz konusu olmadığının altını çizdi. Erdoğan’ın konuşması ilgiyle dinlendi ama herkes asıl müjdeyi bekliyordu. Erdoğan, “Sizlere birkaç gündür gündemde olan müjdemi vermek istiyorum” dediğinde salonda çıt çıkmıyordu. Erdoğan, KKTC’ye Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, yeni Meclis Binası ve Millet Bahçesi sözü verdi. Erdoğan, mevcut parlamentonun da müze olarak korunacağını ilan etti. Çünkü mevcut parlamento binasında KKTC devleti ilan edilmişti.
VE MÜJDE
Erdoğan müjdeyi açıkladı. Herkes derin bir nefes aldı. Görünen o ki artık Kıbrıs’ta iki devletli çözüme giden yolların yapı taşları döşeniyor. Bu işin bir adım sonrası başındaki “Kuzey” ibaresini çıkarıp, ‘Kıbrıs Türk Devleti’nin ilan edilmesi olur.
Paylaş