Paylaş
HDP eski milletvekili Erol Katırcıoğlu, “Kusura bakmayın, böyle bir ittifakın adayına oy vermemiz mümkün değil” diye tepki gösterdi, Yeşil Sol Parti’den “Kayyım atamaları kabul edilemez” diye açıklama yapıldı. Bu tepkiler üzerine Ümit Özdağ bir adım geri atmadı. Hatta, “Oy vermezlerse vermesinler, umurumda değil” dedi. Bu gelişmelere rağmen PKK ve HDP, Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye devam edecek dedim. CNN Türk’te katıldığım programda da aynı kanaati dile getirdim.
HDP, ‘DESTEĞE DEVAM’ DEDİ
HDP ile Yeşil Sol Parti’nin dün yaptıkları ortak açıklamada çıkan karar beni yanıltmadı. Pervin Buldan, “14 Mayıs’ta yarım bıraktığımız işi 28 Mayıs’ta tamamlayacağız” dedi. Bir fark vardı. Açıklamada Kılıçdaroğlu’nun ismi anılmadı. Ama destek verileceği ifade edildi.
KANDİL’DEN TALİMAT GELDİ
Öncelikle HDP ve Yeşil Sol Parti neden aynı gün açıklama yapmadı da bir gün sonrayı bekledi? Çünkü gelişme çok sıcaktı ve Kandil‘den henüz bir talimat gelmemişti. Kandil’in talimatı beklendi. Dün sabah Kandil’den Kılıçdaroğlu’na desteğe devam kararı geldi. HDP ve Yeşil Sol Parti eş genel başkanları da kameraların karşısına geçip bunu açıkladılar.
DANIŞIKLI DÖVÜŞ MÜ
Kılıçdaroğlu’nun ismine yer verilmemesi ise kimine göre bir uyarıydı, rahatsızlık ifadesiydi ama kimine göre de milliyetçi Türk seçmeni ürkütmemek için yapılmış danışıklı dövüştü.
KILIÇDAROĞLU HANGİ SÖZLERİ VERDİ
İlk turda Kandil’le ve HDP ile işbirliği yapan Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda Türk milliyetçiliğine soyunup Ümit Özdağ ile mutabakat imzalamasına, HDP açısından hayati derecede önemli olan kayyım uygulamasına devam edilecek diye protokol imzalamasına rağmen Kandil ve HDP, Kılıçdaroğlu’na desteğini neden sürdürüyor? Bu sorunun cevabı Sırrı Süreyya Önder ile Sırrı Sakık’ın sordukları soruda yatıyor.
KRİTİK SORU
Sırrı Süreyya Önder, “Kılıçdaroğlu’nun taahhüt ettiği bazı şeyler var” dedi. Sırrı Sakık, “Kapalı kapılar ardında verdiğin sözleri açıkla” diye çağrı yaptı. Kandil, Kılıçdaroğlu’na destek kararı alınca Kılıçdaroğlu şu ana kadar bu iddiaları yalanlamadı. “Ben kapalı kapılar arkasında kimseye söz vermedim” diyemedi. Kandil, Kılıçdaroğlu’na desteğini sürdürünce HDP, verilen sözleri açıklamaktan kaçındı.
KILIÇDAROĞLU-HDP MUTABAKATI
Kılıçdaroğlu ile HDP arasında varılan mutabakatın temel esasları belli oldu. Kılıçdaroğlu’nun Ümit Özdağ ile kayyımlar konusunda mutabakata varmasında yaşanan şaşkınlık ondan kaynaklanıyor. HDP-Yeşil Sol Parti’nin ortak MYK toplantısında, “Kılıçdaroğlu, kayyım konusunda söz vermişti. Bu durumda bize verdiği sözlere nasıl güveneceğiz?” dediği ifade ediliyor. Aldatılmışlık duygusu.
Şimdi gelelim Kılıçdaroğlu-HDP mutabakatına:
1- Kayyım atamasına son verilecek. Kayyımlar görevden alınıp belediye başkanları görevine iade edilecek.
2- Cezaevindeki siyasi tutuklular çıkarılacak. (Siz onu teröristler diye okuyun.)
3- Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Gezi tutukluları serbest bırakılacak.
4- Irak ve Suriye tezkeresi yenilenmeyecek.
Bu durumda PKK’ya yönelik operasyonlar duracak, Türk askeri Irak’taki üs bölgeleri ile Suriye’de Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı bölgelerinden çekilecek demektir. Böylece Türk askerinin çekildiği yerler PKK ve YPG tarafından doldurulacak.
Kandil ve HDP’ye bu tavizleri veren Kılıçdaroğlu’nun döneminde PKK’ya yönelik operasyonlar ne olur? Salih Müslim boşuna “İHA ve SİHA’lardan başımızı kaldıramıyoruz. Operasyonlar dursun” demiyor. PKK’nın Türkiye’nin içinde terörist sayısı 77’ye düştü. PKK yöneticileri Irak ve Suriye’de tek tek etkisiz hale geliyor. PKK, Erdoğan’dan kurtulmak için neden Kılıçdaroğlu’nu desteklemesin? Siz Kandil’in kayyımları sorun edeceğini mi zannettiniz?
İLGİNÇ İTTİFAK
SEÇİMLERE giderken Erdoğan’ın karşısında kirli bir ittifak kurulmuş durumda.
- Bir yanda provokatif bir ırkçı olan Ümit Özdağ, Kandil ile HDP ile yanyana Kılıçdaroğlu ile omuz omuza.
- ‘Cumhuriyet’in yüzüncü yılıyla hesaplaşacağız’ diyen Kandil’le Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk’ün koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu kolkola.
- Başörtüsü yasağının mimarı, Ayasofya’yı müze haline getiren CHP ile başörtüsü mağduru ve ‘Ayasofya’ya vurulan zincirler kırılacak’ diyen Erbakan’ın partisi ittifak halinde.
- ‘Suriyeli mülteciler 1 yıl içinde gönderilecek’ diyen Ümit Özdağ ile Suriyeli mültecilere açık kapı politikasının mimarı olan Ahmet Davutoğlu aynı şemsiye altında.
- “Ümit Özdağ denen şeref yoksunu” diye tweet atıp devamında Ümit Özdağ hakkında utanç verici bulduğum için yayınlamayacağım ifadeleri kullanan Gültekin Uysal ile Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu’nu seçtirmek için yanyana, omuz omuza.
- Menderes’i asan 27 Mayıs’ın mimarı CHP ile Menderes’in partisi olduğu iddiasındaki Demokrat Parti yanyana.
- Bir ucunda Biden’ın diğer ucunda Batı medyasının yer aldığı bu ittifak neden Erdoğan’a düşman? Erdoğan bunlara ne yaptı? Bunlar Erdoğan’ı neden göndermek istiyorlar? Peki Erdoğan’ı gönderirlerse Türkiye’nin üzerinde ne tür planları var? Türkiye üzerine operasyon yapmak isteyenler, Erdoğan’ı kendilerine engel olarak görüyorlar. O nedenle bu ittifakı kurmuş durumdalar. O nedenle Erdoğan’ı tasfiye etmek istiyorlar.
MUHARREM İNCE’NİN HASSASİYETİ
Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesi için üretilmiş kasetlerden sahte dekontlara kadar her türlü kirli operasyon karşısında seslerini çıkarmayanlar şimdi Muharrem İnce’nin Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yapması için seferler olmuş durumdalar.
ANNESİ HASTA OLMUŞ
Muharrem İnce yalnız bırakılmasına rağmen linç kampanyasına karşı uzun süre direndi. Sağlık durumu bozulan İnce sonunda çekildi. Ama sağlığı bozulan sadece Muharrem İnce değilmiş. Annesi Zekiye Hanım linç kampanyasından çok etkilenmiş. Tabii ki o bir anne. Sonunda hasta olmuş. Muharrem İnce’nin çekilme kararı almasında annesinin hasta olması da çok etkili olmuş.
ERDOĞAN ‘NE YAPABİLİRİM?’ DİYE SORDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhurbaşkanı adaylığından çekilme kararı üzerine Muharrem İnce’yi aramıştı. İnce’yi Kılıçdaroğlu da aramıştı. Muharrem İnce’nin yakın çevresine, iki liderle görüşmesine ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yaptığı söyleniyor. “Erdoğan aradı. Annemin hasta olduğunu öğrenmiş. Geçmiş olsun, dedi. Annen için ne yapabilirim, diye sordu. Senin için ne yapabilirim, diye sordu. Kemal Bey aradı beni bir gün sonra, Tandoğan mitingine davet etti.”
İşte iki lider, iki farklı yaklaşım.
Her şey siyaset değil. İnsani çizgi başka bir şey.
MESUT YILMAZ’IN ANLATTIKLARI
Mesut Yılmaz, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı törenine gelmişti. Yılmaz’ı tanıyan bazı meslektaşlarımız bu durumu yadırgamıştı. Mesut Yılmaz onların bu tavrını fark etti. “Oğlum intihar ettiğinde Tayyip Bey, o acılı günlerimizle benden daha çok ilgilendi. İnsanlığını unutamam” demişti.
Erdoğan işte böyle bir insan.
Paylaş