Paylaş
Hem de öyle eş dost sohbetinde değil. CNN Türk’ün canlı yayınında.
Yayının üzerinden 3 gün geçti. Savcı Sayan’ı aradım; CHP’den sizi arayan oldu mu, bu milletvekilleri kimler diye sordular mı, sizi mahkemeye verdiler mi diye sordum.
“Yok” dedi. Ardından ekledi, “Olay doğru. Beni nasıl mahkemeye verecekler? O zaman milletvekili olan iki CHP’li hâlâ hayatta. Onları kurtaran il başkanı ve ilçe başkanımız hayatta. O tarihlerde pasaportlarında İran’a girişleri çıkışları var. Benim neyimi mahkemeye verecekler” dedi.
Savcı Sayan o dönemlerde CHP’deydi.
ERDOĞAN’IN VİDEOSU VAR DEDİLER
İsterseniz önce Savcı Sayan’ın ağzından CNN Türk ekranlarından anlattığı dolandırıcılık olayını aktaralım.
“Bir gün, şu anda yaşıyor o iki milletvekili... Bir gün 2 milletvekiline İran’dan bir dolandırıcı geliyor. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili. Erdoğan’ın Atatürk büstünü yerlerde tekmelediği, küfrettiği, kafasını tekmelediği o kaset bizim elimizde. Gelin size vereceğiz diyor.”
20 BİN DOLAR KAPTIRMIŞLAR
İki CHP milletvekili İran’dan gelen kişinin dolandırıcı olduğunu bilmiyor elbette ki. 2007 yılı. AK Parti’ye cumhurbaşkanı seçtirmemek için Cumhuriyet mitinglerinin yapıldığı, 27 Nisan e-muhtırasının verildiği, Anayasa Mahkemesi’nden 367 kararının çıktığı dönemler. Zamanın ruhuna uygun bir dolandırıcılık işi. CHP’li iki milletvekili kaseti ele geçireceğiz, Erdoğan’ı devireceğiz diye düşüyorlar İran yollarına. Ama tabii bu işin bir maliyeti var.
“O iki milletvekili partinin kasasından 10 bin dolar aldılar, gittiler İran’a. İran’da üç gün uğraştılar. Adam ‘Bir 10 bin dolar daha verin’ dedi. 10 bin dolar daha verdi. O adam paraları aldıktan sonra, ‘PKK’lılar buraya geldiğinizi öğrendi, sizi öldürecekler, kaçın!’ Bunlar da bizim il başkanını aradılar, ‘Ne olursunuz bizi kurtarın, İran’da rehin kaldık.’ Ağrı İl Başkanı, devreye girdi. Oradaki ilçe başkanları devreye girdi. Gittiler ve kaça kaça geldiler İran’dan. O iki milletvekili de sağ. CHP’de milletvekiliydiler.”
KASETLE AK PARTİ’Yİ DEVİRECEKLERMİŞ
İran’a kadar gidip, 20 bin dolar para kaptırıp canlarını zor kurtardıkları kasetle ne yapacaklarmış? Bu sorunun cevabını da Savcı Sayan veriyor.
“Neyin peşine düşmüşler. Sayın Erdoğan, Atatürk’ün büstünü tekmeliyormuş. Onun görüntüleri varmış. O görüntülerle AK Parti’yi, iktidarını devirecekler.” Meğer CHP’de kaset merakı eskiye dayanıyormuş. Erdoğan’ı olmayan bir kasetle indiremediler ama bir kaset darbesiyle Baykal’ı tasfiye edip Kılıçdaroğlu’nu getirdiler.
O İKİ MİLLETVEKİLİ KİM?
Fikri takip olayı gazeteciliğin olmazsa olmaz kurallarından biri. Madem CHP Genel Merkezi bu iddianın üzerine gitmedi, ben takip edeyim istedim.
Peki o iki milletvekili kim?
Kulislerde İran’a giden iki CHP milletvekili olarak Bayram Meral ve Halil Tiryaki isimleri gündeme geldi.
TÜRK-İŞ Genel Başkanlığı da yapan Bayram Meral o tarihlerde CHP Ankara Milletvekili’ydi. Halil Tiryaki ise Kırıkkale Milletvekili olarak Parlamento’da bulunuyordu. İddialarla ilgili olarak hem Halil Tiryaki’yi hem de Bayram Meral’i aradım.
HALİL TİRYAKİ: ‘İRAN’A GİTTİM AMA HATIRLAMIYORUM’
Halil Tiryaki, o tarihlerde İran’a gittiğini doğruladı ama üzerinden 15 yıl geçtiği için ne olduğunu hatırlayamadığını söyledi.
“O zaman öyle bir şey oldu. İran’a gittik, geldik. Ama 15 sene oldu. Ne olduğunu hatırlamıyorum” dedi.
BAYRAM MERAL: ‘İRAN’A GİTTİM AMA BU İŞLE İLGİSİ YOK’
O dönem CHP Ankara Milletvekili olan Bayram Meral ise, İran’a daha önce gittiğini, bu işle ilgisi olmadığını söyledi. Meral, “İran’a çok eskiden gittim. İran’a giriş çıkış yaptım. Ama bu işle ilgisi yok. Olacak iş mi?” diye konuştu.
ÇİRKİN PAYLAŞIMLAR
CUMHURBAŞKANI Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin koronavirüse yakalanmaları iç siyasette olumlu bir havanın oluşmasına neden oldu. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar hariç muhalefet liderleri sosyal medyadan geçmiş olsun dileklerini paylaştılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan da sıcak ifadelerle liderlere teşekkür etti.
Halkımız soğuk kış günlerinde siyasette esen sıcak rüzgârları memnuniyetle karşıladı. Keşke liderlerimiz sadece sağlıkla ilgili konularda değil, ülke sorunları söz konusu olunca da bu tür diyaloglar geliştirebilseler, dedi.
Koronavirüs bir de diplomasiye dönüştü. İsrail Cumhurbaşkanı’ndan Rusya Devlet Başkanı Putin’e kadar dünya liderleri geçmiş olsun dileklerini paylaştılar.
BİR DE MİLLİ YÜZÜCÜ
Ama insanlıktan nasibini almamış tipler nefretlerini kusmaya devam ettiler. Bir insanın ölümünü istemek ne demek? Hele bu insan Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı ise. Milyonların sevgilisi bir liderse...
Adının başında milli unvanı bulunan Derya Büyükuncu helva yapmaya başladığını duyurdu. Milli olmak demek, önce insan olmak demektir. Milli olmak demek, milli değerlere herkesten çok saygıyı gerektirir. Milli olmak ülkenin bayrağına, İstiklal Marşı’na, Meclis’ine, Cumhurbaşkanı’na herkesten daha çok saygılı olmayı gerektirir.
Belli ki kimse ona “Derya ben sana milli olamazsın demedim, insan olamazsın dedim” dememiş.
HÜDA KAYA’DAN ÇİRKİN PAYLAŞIM
Bu çirkin paylaşımları yapanlardan biri de HDP Milletvekili Hüda Kaya oldu. Daha sonra tweet’ini sildi ama nefretini kustu.
PKK’nın dul bıraktığı eşler, yetim bıraktığı çocuklar, genç yaşında toprağa düşen şehitlerimiz için yüreğinde bir sızı hissetmeyen Hüda Kaya, Kürt sorunu denildiğinde Cumhuriyet tarihinde en büyük reformları gerçekleştirmiş Erdoğan’ın ölümünü istedi.
Merve Kavakçı’nın başörtülü olduğu için milletvekili yemininin yaptırılmadığı Meclis’te Hüda Kaya, Erdoğan sayesinde başörtülü olarak görev yapabiliyor. Ama o başörtüsünü PKK’nın hizmetine sunduğu için ihanetini sürdürüyor.
Herkes kendine yakışanı yapıyor.
Paylaş