Paylaş
Erdoğan: Güvenli bölge önerinizi olumlu karşıladım. Güvenli bölge benim de önerimdi.
Trump: Olumlu karşılamanızdan dolayı memnun oldum.
Erdoğan-Trump görüşmesinde yer alan yetkililerden öğrendiğime göre, iki lider güvenli bölgeyle ilgili detaylara girmiyorlar. Genelkurmay başkanlarının detayları ele alması konusunda mutabık kalınıyor.
NATO toplantısı nedeniyle Brüksel’de olan Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ile ABD Genelkurmay Başkanı Dunford bugün bir araya gelecek. Trump, Suriye’den çekilme kararını açıkladığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 14 Aralık tarihinde yaptığı görüşmede güvenli bölgeden söz etmemişti. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton başkanlığındaki heyetin Ankara’daki temasları sırasında da bu konu gündeme gelmemişti. Bolton randevu alamadığı için ülkemizden erken ayrılırken, Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ve Genelkurmay Başkanı Dunford, muhataplarıyla görüşmeler yapmışlardı.
GÜVENLİ BÖLGENİN DETAYLARINI BİLİYOR MU?
ABD ile müzakerelerde yer alan bir yetkiliye, “ABD’nin istediği güvenli bölge ile bizim savunduğumuz güvenli bölge aynı mı?” diye sordum. ABD’nin istediği güvenli bölgenin PKK-YPG’yi korumaya dönük olacağı yönünde kaygılar olduğunu aktardım. Yetkili, “Henüz önerdikleri güvenli bölgenin detaylarını bilmiyoruz” karşılığını verdi. Genelkurmay Başkanı Güler’in Dunford’la yapacağı görüşmeden sonra bilgi sahibi olacaklarını söyledi. Bunun üzerine, “Peki bizim istediğimiz güvenli bölge ne?” diye sordum. ABD ile bu konunun müzakere edileceğini söyledi. “Güvenli bölge sınır güvenliğimiz açısından önemli. Sınırımızdan 30-35 kilometre derinlikte bir bölgenin güvenli hale getirilmesini doğru buluyoruz. Ayrıca ülkemizdeki Suriyelilerin geri dönmesi açısından yararlı buluyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup konuşmasında da ifade ettiği gibi, Türkiye 2014 yılından bu yana güvenli bölgeler oluşturarak Suriyelileri kendi topraklarında tutmayı amaçlamıştı. O döneme ilişkin notlarımı kontrol ettim.
1- Sınırımızdan içeriye 35 kilometre derinlikte hat şeklinde,
2- Demografik yapıya uygun olacak cepler şeklinde
olmak üzere alternatifli çalışmalar yapılmış. Ancak Obama buna yanaşmamıştı.
‘NON-PAPER’DA NE YAZILDI?
John Bolton’ın geçen haftaki ziyareti sırasında Ankara’ya 5 maddelik bir “non-paper” sunulmuştu. Suriye’den geri çekilme kabul ediliyor, DEAŞ’la mücadelenin süreceği belirtiliyor ve DEAŞ’la mücadelede yer alan müttefiklerin korunacağı ifade ediliyordu. PKK-YPG denilmiyor ama müttefiklerden ne kast edildiği biliniyordu. Türkiye de 5 maddelik “non-paper”i hazırlayarak ABD’ye sundu. Görüştüğüm yetkiliye, PKK-YPG’nin belgede yer alıp almadığını sordum. “Genel bir terör örgütleri ifadesi kullanılmadı. Terör örgütleri DEAŞ, PKK, PYD ve YPG gibi tek tek isimleri yazılarak sıralandı” karşılığını verdi.
Washington’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Arada çatlak sesler çıkıyor” diye tarif ettiği bir grup var. Trump’ın Suriye’de çekilme kararını engellemeye, bu mümkün olmadığı taktirde ise zamana yayıp PKK-YPG’yi korumaya çalışanları kast ediyordu. Şimdi onların liderliğini fırça bıyıklı Bolton yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Trump’la görüşmelerinde yer alan yetkiliye, Erdoğan-Trump görüşmesinin ardından Bolton’ın Twitter’den yaptığı paylaşımları gösterince “O işi bozmaya çalışanlardan biri” karşılığını verdi. Ama Bolton’ın itibarı kalmadığına dair bir el işareti yaparak.
KIRMIZI RENKLİ KÜRT DOSYASI
Bolton’ın Ankara ziyareti sırasında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın kendisine kırmızı renkli iki dosya vermişti. Onlardan biri, “Kürt dosyası”ydı. Trump’ın tüylerimizi diken diken eden tweet’inde “Kürtlere saldırırlarsa” diye başlayan bir cümle vardı ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Trump’la yaptığı telefon görüşmesinde bu konu da gündeme geliyor. Erdoğan, Saddam döneminde Irak’tan kaçan Keldanilere, Ezidilere, Kürtlere, Araplara; Suriye’de Kobani’den kaçan Kürtlere, Araplara kapılarımızı açtığımızı, onları katliamdan kurtardığımızı ve bunların halen ülkemizde kalmaya devam ettiğini anlatıyor. Erdoğan, merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün YPG’nin Suriye’de Kürtlere ve Hıristiyanlara yönelik katliamıyla ilgili raporundan söz ediyor. PKK-YPG’nin katliamlarıyla ilgili olarak Türkiye’nin de tespitlerini anlatıyor. Trump, “bunlardan haberinin olmadığını” söylüyor. Bunun üzerine Erdoğan, bu bilgilerin yer aldığı Kürt dosyasının Bolton’a verildiğini ifade ediyor.
EKONOMİ KONUŞULDU MU?
Şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere. İki liderin görüşmesinde, Trump’ın tweet’indeki “Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz” ifadesi gündeme gelmiş mi? Sordum. Ama netleştiremedim. Sadece genel olarak değinildiği söylendi. Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi kararının bu ifade üzerine alındığı kaydedildi.
Trump telefonu kapatırken “Diyalog halinde olalım” diyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Görüşelim” diye kapatıyor.
Paylaş