Paylaş
Bir tek AP’li Nuri Eroğan’ın, 1963 seçimlerini kazandığı halde memuriyetten istifa etmeden aday olduğu için mazbatasının iptal edilmesi ve belediye başkanlığı koltuğuna seçilemeyen CHP’li Haşim İşcan’ın oturması hariç.
Bir de İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay olayı var. Aynı zamanda CHP İstanbul İl Başkanı olan Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul mitingindeki kalabalığı İsmet Paşa’ya göstererek “İşte paşam, İstanbul” demişti. Ancak seçimleri CHP değil, DP kazanmıştı.
Bu seçimlerin gözbebeği de İstanbul. Müthiş bir seçim yarışı yaşandı. Önce Binali Yıldırım öndeydi. Sonra Ekrem İmamoğlu öne geçti. Ama burun farkıyla. Yüzdelerle değil, binlik oranlarla bir fark olunca AK Parti sonuçlara itiraz etti. İstanbul’da şimdi nefes nefese bir sayım süreci yaşanıyor.
İstanbul seçimlerine itirazlar bugün ilçe seçim kurulları tarafından karara bağlanacak. Cuma günü saat 17.00’ye kadar il seçim kurullarına itirazlar yapılabilecek. 7 Nisan Pazar günü de il seçim kurulları itirazları neticeye bağlayacak. Ondan sonra üç gün içinde YSK’ya başvuru süreci başlayacak. Eğer iş YSK’ya kadar taşınırsa, İstanbul’da kesin sonuçların açıklanması biraz zaman alacak.
ABD’DE YAŞANMIŞTI
Dünya demokrasilerinde bunun örnekleri var. Bakmayın ABD’nin bizim seçimlere burnunu sokmasına. Orada daha beteri yaşanmıştı. 7 Kasım 2000’de yapılan, Bush ile Al Gore’un yarıştığı seçimi hatırlayın. Her iki adaya da yüzde 48 oranında oy çıkmıştı. Ama işin yargıya taşınmasının nedeni Florida’da 25 delegenin hangi adaya gittiğinin tespit edilmesiydi. Trump’ın kazandığı seçimlere Rusya’nın müdahale ettiği iddiasını ise ABD halen araştırmaya devam ediyor. Eğer savcı işin yönünü Trump’a doğru çevirseydi ABD bir başkandan olacaktı.
Sisteme güvenip soğukkanlılıkla YSK’nın nihai kararı açıklamasını beklemek gerekiyor.
2023’E DİKKAT
Seçim gecesinden beri dikkat çektiğim bir nokta var. Yerel seçimler, 2023 seçimlerine yönelik önemli mesajlar içeriyor. İktidarı ve muhalefetiyle, siyasetin seçim sonuçlarını masaya yatırıp değerlendirmesinde yarar var.
1- CHP’nin önde olduğu İstanbul’u da dahil edersek, halk büyükşehirleri CHP’ye emanet etti. Ancak tedbiri de elden bırakmadı. Cumhur ittifakına yüzde 52 destek vererek, ülke yönetiminde iplerin Erdoğan’ın elinde olmasını sağladı.
2- 1989 seçimlerinde de halkımız, SHP’ye kredi açmıştı. SHP, yerel yönetimlerde iktidar olmuştu. Belediyelerdeki şansı iyi değerlendirse Türkiye’de iktidar olmanın kapısını aralayabilirdi. Ancak belediyeler SHP’nin felaketi oldu. İSKİ yolsuzluğu ve müteahhitler partisi görüntüsü SHP’yi bitirdi. 30 yıl boyunca yerelde iktidar olamadı.
3- 1994 seçimlerinde benzer krediyi Refah Partisi’ne açmıştı. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 5 büyükşehiri Refah’a verdi. Refah Partisi o fırsatı iyi değerlendirdi. 25 yıldır yereldeki iktidarını korudu. 1995 seçimlerinde birinci parti olarak çıktı. Refah iktidarında Erbakan başbakan oldu. AK Parti ile bu trend devam etti. 1994’ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan önce iktidar, sonra başbakan ve cumhurbaşkanı oldu.
4- İstanbul’u CHP alsa da belediye meclisi AK Parti’de. Aynı şekilde Ankara’yı CHP aldı ama belediye meclisi AK Parti’de. Milletimiz başkanlığı CHP’ye, belediye meclisini AK Parti’ye vererek “Birlikte yönetin” dedi. Yani sandıktan öyle bir sonuç çıktı ki hiçbir kimyager böyle bir formülü hazırlayamazdı.
İMAMOĞLU’NUN SEÇİMİ
5- Seçimlerde öne geçmeyi başaran Ekrem İmamoğlu’nun stresini anlıyorum. Ama telaşla yanlış yapmaması gerekiyor. Çünkü dünyanın gözü şu anda onun üzerinde. Siyasi platforma Ekrem İmamoğlu diye yeni bir isim çıktı. YSK tarafından mazbatası verilip kazandığı ilan edilmeden sosyal medya hesabını ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ olarak değiştirmesi ve Anıtkabir’deki defteri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak imzalaması doğru değildi. Ancak Erdoğan’a “Ülkemizin Cumhurbaşkanı” diye hitap edip sürece katkı sunmasını beklemek yerinde bir adımdı.
Ekrem İmamoğlu, kendi siyasi kaderini kendi tayin edecek.
Paylaş