Paylaş
Darbe dönemlerinde hükümet yıkılıyor, askeri yönetime geçiliyor ama devlet yerinde duruyordu. 15 Temmuz’da ise halkımız ilk kez “devlet” kaygısını yaşadı. 15 Temmuz’da halkımız “Türkiye, Suriye olmasın” diye sokağa çıktı.
15 Temmuz’un bir farkı da darbe girişiminin ardından hızlı bir “diriliş” sürecine girilmiş olması. Başkanlık sistemine geçildi. Türkiye, 15 Temmuz’un dumanı tüterken Fırat Kalkanı harekâtını başlattı. 15 Temmuz’dan önce Suriye’de uçağımız düşürüldüğünde operasyon yapılmasına karşı direnen bir yapı vardı. Hendek operasyonları sırasında çok şehit vermemizin nedeni FETÖ’cü generallerin direnciydi.
15 Temmuz’dan sonra bugün Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarını gerçekleştirip Libya’da bayrak gösteren bir Türkiye var.
YÜKSEK ASKERİ ŞÛRA’DAN NE BEKLENİYOR?
Kurban Bayramı nedeniyle Yüksek Askeri Şûra’nın öne çekilmesi bekleniyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in görev süresi devam ediyor. Kuvvet komutanlarının ise süreleri doldu ama yaşları müsait olduğu için uzatma imkânı var. Ama değişiklik de olabilir.
Dikkat ettiniz mi, YAŞ toplantısı yapılacak ama ülkede olağanüstü bir durum yok. Hatta biz haber yapmasak kimsenin YAŞ toplantısı yapılacağından haberi yok. Oysa geçmişte YAŞ ve MGK toplantıları siyasi kriz nedeni olurdu. Askerlerin sivillere had bildirme mekânları gibi görülürdü.
Abdullah Gül’ün Başbakan olarak katıldığı toplantıda MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, “Karının başını aç” demişti. Gül daha sonra bu hadisenin hatırlatılması üzerine, “Gereken cevap verildi” demişti.
MGK toplantısında Hava Kuvvetleri Komutanı Cumhur Asparuk, irtica konulu uzun konuşmasında hükümeti hedef alınca Başbakan Erdoğan önce “Doğru konuşmuyorsun” diyor. Konuşmasını bitirmesi için uyarıyor. Ama Asparuk konuşmaya devam edince masaya sert bir şekilde vurup“Kes ulan” diye bağırıyor.
FETÖ DARBEYİ KASIMDAN TEMMUZA ÇEKTİ
Bundan 4 yıl önceki YAŞ toplantısı öncesindeki iki gelişmenin FETÖ’nün kasım ayında planladığı darbeyi 15 Temmuz’a çekmesine neden olduğu söyleniyor. Biri İzmir Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Okan Bato’nun, 2’si amiral 6 FETÖ’cü muvazzaf askerin gözaltına alınması yazısının Genelkurmay’a ulaşmasıydı. Diğeri ise yaklaşan Yüksek Askeri Şûra’ydı. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, büyük bir FETÖ tasfiyesine yol açacak olan şûraya Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile baş başa çalışıyor. Kuşkulandığı için personel plan yönetim daire başkanı olan Tuğgeneral Mehmet Partigöç’le değil, Genelkurmay Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu ile çalışıyor. 123 general ve amiral tespit ediliyor. Biriyle ilgili bilgiler farklı çıkınca bu sayı 122’ye düşüyor. Aralarında Mehmet Partigöç de var. İlhan Talu, Akar’la toplantıdan sonra bilgileri Partigöç’le paylaşıyor. Tasfiye edileceğini gören FETÖ’cüler, darbeyi YAŞ toplantısından öne çekiyorlar. Peki o 122 general ve amiral 15 Temmuz’da ne yapıyor? Darbeye iştirak edenler ve daha sonra tespit edilenlerle birlikte 122 ismin FETÖ’cü olduğu tespit ediliyor. Yani tam isabet.
Artık o MGK’lar ve o şûralar geride kaldı.
Ama bu şûrada da Türkiye’nin yurtdışı operasyonlarında yeterli performansı göstermeyen, daha başka bir ifade ile kendi çapında direnç gösterenler mercek altına alınacak.
ORHAN MİROĞLU’NDAN CUMHURBAŞKANI’NA MEKTUP
ORHAN Miroğlu, AK Parti MKYK üyesi. İki dönem Mardin milletvekilliği yapan Miroğlu, medya tanıtım başkan yardımcısı olarak genel merkezde görev yapıyor. Kürt sorununun yaşayan tarihlerinden olan Orhan Miroğlu, aynı zamanda birçok kitaba imza atmış bir entelektüel.
Miroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben bir mektup yazdı. Pazartesi günkü MKYK toplantısında Erdoğan’a bizzat elden verdi. “Efendim, geçen MKYK’da size arz etmiştim. Talimat vermiştiniz. O konuyla ilgili bir dosya, bir de mektup hazırladım” diyor.
Orhan Miroğlu’nun mektubu “Sayın Cumhurbaşkanım, 8 Haziran 2020 günü gerçekleşen MKYK toplantısında, Mardin-Kızıltepe Ovası sulama konusunu size arz etmiştim” diye başlıyor.
Mektup, Mardin’de yaşanan elektrik ve su sorunuyla ilgili. Tarım alanlarının sulaması için kuyu açan Mardinliler, burada kullandıkları elektriğin faturalarını ödemekte zorlanıyorlar. Miroğlu, haziran ayındaki MKYK toplantısında konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletmiş. Bunun üzerine Tarım Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı ile görüşmeler yapılmış. İş belli bir noktaya getirilmiş. Ancak köklü çözüm gerekiyor. Miroğlu, “Sayın Cumhurbaşkanım, enerji problemlerinden ve bu alandaki yatırım eksikliğinden kaynaklı, sulama ve konut elektrik hatlarının ortak olması sonucu, 800 bin nüfuslu Mardin’in yaklaşık yarısına iki ayı aşkın bir zamandır düzenli olarak su ve elektrik verilemiyor” diyor.
Tabii ki bu iş kuyuların açılıp yeraltı sularının çekilmesiyle olacak değil. Hem maliyeti yüksek. Nihai çözüm olarak GAP projesinin 2023’e kadar bitirilmesi öneriliyor. Tabii onun içinde GAP’a ayrılan ödeneklerin arttırılması gerekiyor.
Miroğlu, ikinci ürün ekimi için kalan sürenin bu hafta biteceğine dikkat çekiyor. Şimdiye kadar ancak yüzde 30’luk bölümün ekildiğini, yüzde 70’lik bölümün ekilebilmesi için elektrik ve ona bağlı olarak su sorunun çözümünü beklediği uyarısında bulunuyor.
Dilerim Orhan Miroğlu’nun mektubu Mardinlilerin sorunlarının çözümünü sağlar.
Paylaş