Paylaş
15 Temmuz darbe girişimi ile Türkiye’nin Suriye’de DAEŞ’e karşı etkili mücadele başlattığı bir dönemde gerçekleştiği için Cumhurbaşkanı’nın gezisi dikkat çekti. Rusya ile ilişkilerin düzelmesi ise Batı dünyasının dikkatli takip ettiği noktalardan biriydi. ABD gezisini Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile değerlendirdik.
Suriye’de DAEŞ’e karşı yürütülen operasyon, 15 Temmuz darbe girişimi ve Gülen’in iadesi, Rusya ile ilişkiler gibi başlıkları tek tek ele aldık.“DAEŞ operasyonu dengeleri değiştirdi” diye söze başladı Mevlüt Çavuşoğlu. Bir süre öncesine kadar DAEŞ’e yardım eden ülke konumuna itilmeye çalışılıyorduk. Şimdi ise DAEŞ’le sahada başarılı bir mücadele veren ülke konumundayız. Fırat Kalkanı operasyonu ile DAEŞ’le mücadelede psikolojik üstünlük elde ettik.Dışişleri Bakanı’ndan sözlerini biraz daha açmasını istedim.
‘BAŞARILI OLMAZ’ DENİLİYORDU
1- DAEŞ’le mücadelede Türkiye, ‘Kuzeyden girilsin’ dediğinde ‘Başarılı olmaz’ deniliyordu. Kuzeyden girildi ve başarılı oldu. Bunu göstermiş olduk.
2- ‘Kara operasyonu olmadan DAEŞ’le mücadelede sonuç alınamaz. Sadece hava operasyonları ile sonuç almak mümkün değil’ diyorduk. Kara operasyonu ile alınan sonucu görünce, haklılığımızı kabul ettiler.
3- Türkiye’nin DAEŞ’e destek verdiği tezi çöktü.
4- DAEŞ’le ancak YPG mücadele eder algısı bitti. Ayrıca YPG bazı şeylerin gerçekleşemeyeceğini anladı.
5- Suriye’deki başarının etkisi Irak’ta kendini gösterdi. Özgür Suriye Ordusu toparlandı. Suriye’deki başarılı gören muhalif gruplar DAEŞ’e karşı Musul operasyonunda yer almak için ÖSO’nun etrafında toplanmaya başladı.
Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi Batı dünyasının en çok dikkatle izlediği konuların başında geliyor. Dışişleri Bakanı’na Rusya konusunu sordum. Çarpıcı açıklamalar yaptı:
“Uçak krizinden sonra Rusya ile ilişkilerimizi düzeltmemiz yönünde bize telkinde bulunanlar şimdi de ilişkilerimizin geliştirilmesinden dolayı rahatsız oluyorlar. Onlar yalnızlaşmış bir Türkiye istiyorlardı. 24 Kasım’dan sonra bize ‘Haklısınız ama fazla uzatmayın, Rusya ile ilişkilerinizi düzeltin’ diyorlardı. Biz de ‘Uçağı düşen Rusya. Biz sabırla hareket ediyoruz. İlişkilerin düzelmesini istiyoruz. Rusya’ya yaptırımlara da destek vermedik. Ancak Putin’in harekete geçmesini bekliyoruz’ diyorduk. Rusya ile ilişkilerimiz düzeldi. Önceden Rusya ile ilişkilerinizi düzeltin diyenler şimdi de Rusya ile ilişkileriniz nereye gidiyor diye soruyorlar.”
BM Zirvesi 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ tehlikesini anlatma konusunda iyi bir zemin oldu. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na, 15 Temmuz’a bakış açısında bir değişiklik olup olmadığını sordum.
‘ANLATIRKEN TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLDU’
“Birebir anlatılınca çok etkili oluyor. İzlanda Dışişleri Bakanı ‘Mevlüt, sen anlatırken tüylerim diken diken oldu. Biz darbeyi ilk kınayan ülkelerden biriydik. Ancak sen anlatınca çok etkilendim’ dedi.
”Batılı muhatapları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na FETÖ’nün devlete nasıl sızdığını sormuş. Devlete sızma ve TSK’ya ait savaş uçakları, helikopterler ve tanklarla darbeye kalkışma... Batılılar, FETÖ’nün bunu nasıl başardığını merak ediyor.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun değerlendirmelerine burada bir nokta koyup Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikili görüşmelerine ilişkin perde arkası bilgileri paylaşmak istiyorum.
Cumhurbaşkanı’nın en dikkat çekici görüşmelerinden biri, Amerika’daki Yahudi cemaati temsilcilerini kabulüydü.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelme trendine girdiği bir dönemde bu görüşmenin havasını merak ediyordum. Görüşme olumlu bir havada geçmiş.
Yahudi cemaati temsilcileri İsrail’le ilişkilerin düzelmesinden duydukları memnuniyeti ifade edip, “Devamını bekliyoruz” demişler.
Bu yazıda bir eksik olduğunun farkındayım. O da Fetullah Gülen’in iadesi. Cumhurbaşkanı’nın heyetinde, ziyaret öncesine göre Gülen konusunda esneme olduğu izlenimi oluşmuş. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda ABD yönetimine çok sert eleştiriler yöneltti. “Bizden 10 terörist istediler, 9’unu verdik. Onlar bir teröristi vermiyor” dedi. Peki ekibindeki yumuşama eğilimine rağmen Erdoğan neden böyle sert eleştiriler yöneltti? Sanıyorum Cumhurbaşkanı, ABD’nin elinde ateşten kestaneye dönüştürmeye çalışıyor; Gülen’i elinde tutamayan ABD’nin üzerinden atması için bastırıyor.
Paylaş