Çavuşoğlu ile çok özel Libya değerlendirmeleri

Sıcak bir gündem olduğu için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile konuşmaya hemen Libya’daki gelişmeleri sorarak başladım. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’la görüşmesinden sonra Türkiye ile ABD arasında Libya konusunda yeni bir sürecin başlayabileceğini açıklamıştı. Dışişleri Bakanı’na kimlerin görevlendirildiğini ve nasıl bir sürecin işleyeceğini sordum.

Haberin Devamı

Çavuşoğlu, “Bu konuda da iki başkan bizleri görevlendirdiler. ‘Dışişleri bakanları, savunma bakanları ve istihbarat başkanları, güvenlik danışmanı birlikte bir çalışma yapsınlar, sonra biz bunu değerlendirelim’ dediler. Biz de önümüzdeki süreçte kendi muhataplarımızla, Libya’da barış, istikrar ve huzur için ne yapabiliriz, hangi adımlar atabiliriz, bunları konuşacağız” diye anlattı.

Bakan Çavuşoğlu’nun açıklamalarından Amerikalı muhataplarıyla uzun olmayan bir süreç içerisinde bir araya gelecekleri sonucunu çıkardım.

Görüşmede Trump ile Erdoğan arasında Libya konusunda eskilerden farklı olarak bir ilerleme sağlandığı anlaşılıyor. Çavuşoğlu bunu “Amerika’nın bizim Libya’yla ilgili yaptığımız faaliyetlerimiz hakkında olumlu açıklamaları da oldu ama çok görünür olmadı. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in olumlu açıklamaları oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız kendisiyle telefon görüşmesi yaptı ve bu görüşmede de Stoltenberg, NATO’nun pozisyonunu açık bir şekilde söyledi. Başkan Trump’la telefon görüşmesinde bu gündeme geldi. Libya’nın istikrarı, sınır bütünlüğü, barışı, huzuru, ateşkesin sağlanması ve siyasi çözüm için buradaki çabaları koordine etmek lazım denildi” diye izah etti.

Haberin Devamı

KAHİRE’DEKİ ATESKEŞ ÇAĞRISI ÖLÜ DOĞDU

Libya’da Türkiye’nin desteklediği Serrac’ın başında bulunduğu Ulusal Mutabakat Hükümeti askeri alanda başarılar sağlarken, ilginç bir gelişme yaşandı. Hafter, Kahire’de darbeci Sisi ile birlikte ateşkes çağrısı yaptı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na Türkiye’nin bu çağrı karşısındaki tavrını sordum.

“Kahire’deki ateşkes çağrısı ölü doğmuştur” dedi. Türkiye şimdiye kadarki ateşkes çabalarını desteklediği için sözlerini biraz açmasını istedim.

Hafter’in Moskova’da ve Berlin’de ateşkes anlaşmalarına imza atmaktan kaçındığını anlattı.

“Tam tersine saldırganlığını arttıran, bu kadar çabaya rağmen ateşkese yanaşmayan Hafter’e ne oldu da Mısır’a gittiler, oradan ortak bir ateşkes açıklaması yaptılar?” diye sordu. Ben de soruya soruyla karşılık verdim. “Sizce neden” dedim. Perde arkasında yaşananları da çok iyi bildiği için Çavuşoğlu şu karşılığı verdi: “Son zamanlarda Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin sahada elde ettiği zaferlerden sonra, Hafter sahada kaybetmeye başlayınca ‘Ateşkes ilan edilsin’ diyorlar. Bu inandırıcı da değildir, samimi de değildir. Kahire’deki ateşkes çabası ölü doğmuştur. Bir ateşkes imzalanacaksa herkesin bir araya geldiği, Moskova gibi, Berlin gibi platformlarda hep birlikte yapılmalıydı. İki tarafın da kabul ettiği ateşkes kalıcı olur. Ama Hafter hiçbir zaman buna yaklaşmadı. Kahire’de Ulusal Mutabakat Hükümeti yok, diğer ülkeler yok. Hafter’i kurtarmaya yönelik ateşkes çağrısı bize samimi ve inandırıcı gelmiyor.”

Haberin Devamı

ATEŞKESİN ADRESİ

Türkiye sadece reddetmiyor. Aynı zamanda kalıcı ateşkesin adresini gösteriyor. Mevlüt Çavuşoğlu, “Birleşmiş Milletler çatısı altında herkesin bir araya geldiği bir platformda üzerinde mutabakat sağlanırsa o ateşkesin inandırıcılığı olur, kalıcılığı olur” dedi.

RUSYA’YLA GÖRÜŞME YAPILACAK MI?

RUsya, başından beri bulunduğu Libya’daki gücünü arttırmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu ifade etti. Çavuşoğlu’na Rusya’yla görüşülüp görüşülmeyeceğini sordum.

“Rusya’yla geçmişte ateşkes için çalıştık. İstanbul’daki açıklamayı hatırlıyorsunuz. Moskova’yı hatırlıyorsunuz. Daha sonraki süreçte telefon görüşmelerinde Sayın Cumhurbaşkanımızla Putin bu konuyu ele aldı. Ben pazartesi günü Lavrov’la görüştüm. Libya konusunda siyasi istişareler yapma konusunda mutabık kaldık. Açık bir şekilde Kahire açıklamasını doğru bulmadığımızı, gerçekçi olmadığını, samimi olmadığını, bu yüzden de desteklemeyeceğimizi kendilerine söyledik. Önümüzdeki günlerde yine Ruslarla Libya konusunda görüşmelerimiz olacak” dedi.

Haberin Devamı

RUS SAVAŞ UÇAKLARI

Rusya, savaş uçaklarını Libya’ya göndererek önemli bir güç aktarımı yapıyor. Çavuşoğlu bunu en iyi takip eden birkaç isimden biri. “Rusya’nın Suriye’den uçakları kalkıyor, bir kısmı dönmüyor. Bunu NATO da tespit etti, biz de. Herkes, tüm dünya biliyor. Biz Ruslarla bunları konuştuk, konuşuyoruz. Rusya dahil herkesle de bundan sonra gerginliğin artmaması için görüşmeye hazırız. Görüşmeye devam ederiz” dedi.

HAFTER’İN YERİ

Libya konusu bir siyasi çözüme evrilirse Hafter’in konumu ne olacak? Çavuşoğlu’na sordum.

“Geçmişte Hafter’in bir rolü olduğunu herkes kabul ediyordu. Fakat artık Hafter bu şansını kaybetti. Ateşkese uymadı. Siyasi anlaşmayı tanımadığını ilan ederek ülkenin yönetimine el koyduğunu söyledi. Hafter, korsan bir darbeci durumuna düştü. Tabii ki Libyalılar karar verir ama böyle bir kişinin Libya yönetiminde bir rolünün olmaması gerekiyor. Çünkü darbecilerin burada yer almaması gerekiyor. Hafter o fırsatı kaçırdı” karşılığını verdi.

Haberin Devamı

AYASOFYA’DA DIŞARIDAN BASKI BİZİ ETKİLEMEZ

Ayasofya konusu gündeme geldiğinde hep bir dış baskıdan söz edilir. Çavuşoğlu’na bunu sordum. “Dışarıdan baskı bizi etkilemez” diye yanıt verdi. Çavuşoğlu, Ayasofya konusunda Türkiye’ye dil uzatan Yunanistan’ı sert bir dille uyarmıştı. Onu hatırlattım. İnanç özgürlüğü açısından Yunanistan’ın sicilinin bozuk olduğunu söyledi. “Yunanistan bu konuları gündeme getirecek en son ülke” diye konuştu. Sözlerini, “Türkiye inanç özgürlüğü bakımından dünyada örnektir. Türkiye’de farklı inançların, mezheplerin ibadet yerleri mevcuttur. Sinagoglar, kiliseler var. Ermenilerin hem Katolik hem Ortodoks, Proteston, yine Rum Ortodoks kiliseleri var. Rusların var, Süryanilerin var. Bulgarların var. En son Süryanilerin İstanbul’da kilisesi yoktu. Biz Süryanilerin kilise sorunun çözülmesi için Vatikan’da takip edip, biz çözdük ve inşaatını biz yapıyoruz. Ayasofya üzerinden Türkiye’de din özgürlüğünü sorgulamaya kimse kalkmasın, tam tersine Türkiye’yi bu konuda örnek alsın” diye sürdürdü. Ayasofya konusunda ise şöyle konuştu, “Cumhurbaşkanımız çerçeveyi çizdi. Ayasofya konusuna milletimiz karar verir. Bir derneğimiz Danıştay’a başvurdu. 2 Temmuz’da buradan çıkacak karar bekleniyor” diye konuştu.

Yazarın Tüm Yazıları