Paylaş
Bahçeli’nin bu tavrı önemliydi. Çünkü başkanlık sisteminin önünü açan Bahçeli’ydi. MHP Lideri, 10 Ekim 2016 tarihinde sürpriz bir çıkış yapmış ve “Bize göre, bilhassa 15 Temmuz’dan sonra bu ihtiyaç acil bir hal almıştır. Türkiye’de hiçbir şey, 15 Temmuz’daki gibi olmayacak, olamayacaktır. Milletimizin yeni bir soluğa, yeni bir hukuki mutabakata yönelik çağrı ve talebi hissedilir ölçüde fazladır. Bunu görmezden gelemeyiz, kulağımızın üstüne yatamayız” demişti.
Halkın seçimi ile gelen Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’ın “partili cumhurbaşkanı” gibi davrandığına işaret ederek, AK Parti’ye “Fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemlerinin aranmasıdır” diye çağrı yapmıştı. 16 Nisan referandumuna giden süreci zaten biliyorsunuz.
Başkanlık sisteminin mimarlarından biri olarak Bahçeli’nin kritik süreçte ne düşündüğü önemliydi. Çünkü bir süredir kulislerde MHP Lideri’nin, Cumhurbaşkanı’nın parti genel başkanı olmasının toplum tarafından benimsenmediği düşüncesinde olduğuna dair söylentiler dolaşıyordu. MHP Lideri çok açık bir şekilde sistemden yana bir tavır ortaya koydu.
UYARI
İkinci önemli nokta ise Bahçeli’nin AK Parti’ye yönelik “AKP’li bazı yöneticilerinin eğer varsa aksayan yönlerini değerlendirmeleri doğaldır. Ama bunları medya önünde dile getirmeleri yanlıştır. MHP’nin buna rızası ve onayı yoktur” uyarısıydı.
AK Parti, mevcut sistemin eksik ya da aksayan yanlarını tamir etmeli. Çünkü birbirine ardına gelen seçimler nedeniyle Türk halkı hâlâ başkanlık sisteminin yararlarını hissetmedi. Ama bir tuzağa da düşmemeli. Hele hele cumhurbaşkanı ile parti genel başkanının ayrılması tuzağına...
Bahçeli’nin tavrına rağmen bu tartışmanın bitmeyeceği anlaşılıyor.
GÜL-BABACAN PARTİSİNİN GÜNDEMİ
Sonbaharda kurulacak Abdullah Gül-Ali Babacan partisinin de sistem önerisiyle geleceği söyleniyor.
1- Denge ve denetleme açısından yeniden inşa edilecek başkanlık sistemi
2- Güçlendirilmiş parlamenter sistem
Gül-Babacan partisinin iki teklifin referanduma sunulmasını, halk hangisine karar verirse o sistemde devam etmeyi önereceği söyleniyor.
KILIÇDAROĞLU’NUN ÖNCELİĞİ
Bu noktada CHP’nin tavrı önemli.
CHP kanadını yokladım.
Kılıçdaroğlu, 23 Haziran başarısı üzerinden bir sistem tartışması açılmasından yana gözükmüyor. 25 yıl sonra elde edilen başarıyı sistem tartışmasına kurban etmekten yana değil. Kılıçdaroğlu’nun önceliği CHP’li belediyelerin başarılı olması. “Belediyelerin iyi çalışması gerekiyor. Çünkü iktidara giden yol buradan geçiyor” diyor. Sık sık, “89 travmasını yaşatmayacağız” uyarısında bulunuyor.
CHP, 26-27 Temmuz’da belediye başkanlarını kampa alıyor. Kılıçdaroğlu, tatil havası verilmemesi için Ege ve Akdeniz’i tercih etmemiş. O nedenle Abant, Sapanca ve Kızılcahamam gibi yerler araştırılıyor. Toplantıda daha çok belediye başkanlarının konuşması düşünülüyor.
YENİ BİRİM
Ayrıca CHP Genel Merkezi’nde belediyelerin çalışmalarını takip etmek üzere bir birim kurulacak. Adına “eşgüdüm merkezi” ya da “koordinasyon merkezi” denilmesi planlanıyor. CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Bu belediyelerimiz üzerinde bir vesayet kurumu olmayacak. Hem kolaylaştırıcı hem de denetleyici bir sistem kuracağız. Saha araştırmaları yapacağız. Başkanların performansını, bütçe performansını ve proje performanslarını takip edeceğiz. Burada bir bilgi havuzu oluşturup, belediyelerimize proje desteği vereceğiz” dedi.
YENİ TÜR CHP BELEDİYECİLİĞİ
Birimin başında Kılıçdaroğlu yer alacak. Seyit Torun ise yardımcısı olacak. “Danışma kurulu” ve “yürütme kurulu” diye iki kolu bunulacak. Bu birimlerde Murat Karayalçın gibi başarılı eski belediye başkanları, Prof. İlhan Tekeli ve Prof. Selahattin Yıldırım gibi birikimli isimler, yeni kuşaklarla birlikte görev yapacak.
Amaç, yeni tür CHP belediyeciliğini ortaya çıkarmak.
O nedenle 1989’u unutun derim. CHP’de farklı bir akıl var. Hedef bu kez farklı bir CHP belediyeciliğini ortaya çıkarmak.
Yerel seçimlerde halkın sevdiği adaylarla büyük bir başarı yakalayan Kılıçdaroğlu, bu kez de farklı bir CHP belediyeciliğine hazırlanıyor.
Kılıçdaroğlu doğru olanı yapıyor da, ah bir de şu CHP’nin sırtından başörtüsü tartışmasını başlatanlar, başörtülüye “karafatma” diyen ahlaksızlar ve pornocuların görüntüsüyle ironi yapmaya çalışan sözde aydınlar olmasa...
Paylaş