Paylaş
Türkiye 18 yıldır AK Parti iktidarı tarafından yönetiliyor. Ülkelerin parçalandığı, ekonomilerin çöktüğü, siyasi coğrafyanın değiştiği bir dönemde Türkiye’nin de sorunları var. Ekonomiden koronavirüse, işsizlikten Doğu Akdeniz’deki gerilime kadar... Anketlerde bu ortaya çıkıyor. İlginç olanı, halkımız “Bu sorunları muhalefet çözer” demiyor. Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar, ağustos ayı anketinde halkımıza bu soruyu sormuş. Ankete katılanların yüzde 33.9’u yine “AK Parti çözer” diyor. CHP diyenlerin oranı yarı yarıya. “Bu sorunu CHP çözer” diyenlerin oranı ancak yüzde 15.3’e ulaşıyor. Sorun sadece CHP değil. HDP, İYİ Parti, Deva Partisi ve Saadet Partisi diyenlerin oranını da topladım. Yüzde 27.1 ediyor. Muhalefet açısından çok köklü bir sorun var. Halk, “Muhalefet benim sorunumu daha iyi çözer ve Türkiye’yi daha iyi yönetir” demiyor. Hem de İstanbul, Ankara gibi büyükşehirler CHP’li başkanlar tarafından yönetilmesine rağmen. Ama tek gösterge bu değil.
Kararsızların oranı yüzde 26.1’le neredeyse muhalefetin toplamına yetişiyor.
PARTİLERİN OY ORANI
Üzerinde ağırlıklı olarak durmayacağım ama yine de partilerin oy oranını yansıtmak istiyorum.
Optimar’ın araştırmasında kararsızlar dağıtıldığında AK Parti’nin oy oranı 43.1 çıkıyor. CHP yüzde 22 olurken, onu 10.6’yla MHP takip ediyor. HDP’nin yüzde 10.4 çıktığı ankette İYİ Parti 9.8 görünüyor.
ERDOĞAN MI, GÜL MÜ?
CHP’de Muharrem İnce’nin başkaldırmasına ve partinin bölünme aşamasına gelmesine neden olan Kılıçdaroğlu’nun eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı adayı olarak gösterme eğilimi anketlere nasıl yansıyor diye baktım. Kemal Bey, Gül isminde neden bu kadar ısrar ediyor anlamış değilim. Çünkü “Son turda Erdoğan ve Gül kalsa oyunuzu kime verirsiniz” sorusuna verilen cevaplar şaşırtıcı. “Abdullah Gül’e oy veririm” diyenlerin oranı yüzde 21.3 çıkıyor. “Erdoğan’a oy veririm” diyenlerin oranı ise yüzde 44.3. Bu sonuçlara göre Erdoğan, Gül’ü ikiye katlamış durumda. Oysa CHP’li bir aday çıktığında tablo değişiyor.
ERDOĞAN MI, İNCE Mİ?
Aynı soru “Erdoğan mı, Muharrem İnce mi” diye sorulduğunda oranlar değişiyor. Erdoğan diyenlerin oranı yüzde 44.5 çıkarken, Muharrem İnce diyenlerin oranı yüzde 33.5. İnce, Erdoğan’la yarıştığı 24 Haziran 2018 seçimlerinde yüzde 30.6 oranında oy almıştı. İlginç bir nokta daha: Erdoğan’ın karşısında CHP’li bir aday olduğu zaman hem kararsızların oranı azalıyor, hem de Erdoğan ve rakibinin oranı yükseliyor. Toplum bu konuda net demek ki.
ERDOĞAN MI, İMAMOĞLU MU?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en yakın oranı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yakalıyor. Erdoğan yüzde 45.1 alırken İmamoğlu yüzde 36.8 olarak çıkıyor. Kararsızlar ise yüzde 18.1’e kadar geriliyor.
ERDOĞAN MI, YAVAŞ MI?
“Erdoğan mı, Mansur Yavaş mı” sorusunu sorduğumuzda İmamoğlu’na yakın bir sonuç çıkıyor. Mansur Yavaş bu sonuçlara pandemi sürecine yaptığı sıçrama ile girdi. Mansur Yavaş diyenlerin oranı yüzde 36.7 çıkarken, Erdoğan diyenler yüzde 44.5 oluyor. Yavaş, bir puan geriden İmamoğlu’nu takip ediyor.
İKİ AÇI
Bu ankete bakarak iki yorumda bulunabiliriz.
1- CHP içinde çıkacak bir adayın daha yüksek oy alma şansı var. Kılıçdaroğlu’nun Gül ısrarı anketlere yansımıyor.
2- Millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı önemli olacak. Ancak bu sonuçlar 2023’te Erdoğan’ın birinci turda seçimi kazanacağını gösteriyor.
AK PARTİ İLE CHP ARASINDAKİ FARK NEREDEN ÇIKTI?
Metropoll’ün Temmuz 2020 anketinde bir ay önceye göre AK Parti’nin oylarında üç puanlık artış, CHP’de ise ciddi bir düşüş gözleniyor. Seçim sürecinde olmamamıza rağmen bu ciddi bir iniş ve çıkışa işaret ediyor. Metropoll Araştırma’nın sahibi Prof. Dr. Özer Sencar, bunu “Ayasofya”ya bağlıyor. Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılmasından dolayı AK Parti oylarındaki artışı anlayabilirim ama CHP’nin oyları neden düşsün?
Değerlendirmelerine kıymet verdiğim Özer Sencar’ı arayarak bu itirazlarımı ilettim.
“AK Parti oylarında üç puanlık artış tespit ettiğimiz doğru. Bunu Ayasofya’ya bağladığımız da doğru ama bu oylar CHP’den gelmiyor. Kararsızlardan geliyor. Bunların arasında daha önce AK Parti’ye oy vermiş olanlar da var. Ayrıca MHP ile Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu partilerinden de gelen bir kitle var” dedi. Ayasofya’nın ardından hilafet tartışması açılmasa, İstanbul Sözleşmesi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dahi isyan ettirecek tartışma yaşanmasa, Ayasofya konusundaki teveccühün daha yüksek olacağını düşünüyorum. Bu iki tartışma Ayasofya’nın etkisini kırdı.
CHP’nin bir ay içinde Ayasofya konusunda üç buçuk puanlık gerilemesine itirazımı ise sürdürdüm. Özer Sencar, “CHP tabanının bir bölümü Ayasofya konusunda verilen tepkiyi yetersiz bulduğu için partisine tepki gösterdi, desteğini çekti” dedi. “Ama bu seçmen başka partiye gitmedi. Öfkesi yatışınca tekrar CHP’ye döner” diye ekledi.
Ben CHP’nin Ayasofya konusundaki politikasını doğru bulanlardanım. Kılıçdaroğlu böylece CHP’nin Ayasofya, ezan ve cami düşmanı bir parti damgasını yemesinin önüne geçti. CHP Lideri, Cumhuriyet gazetesinden İpek Özbey’le söyleşisinde, “Ayasofya’da oyuna gelmedik” demişti. Kılıçdaroğlu, “Ayasofya’yı ziyaret etmekten dolayı mutlu oldum” diyen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Ayasofya kararını destekleyen Temel Karamollaoğlu ile ittifak yapıyor. Seçimleri kazanabilmek için muhafazakâr kesimlerin oylarını almak istiyor. Ayasofya’ya karşı çıkarak, muhafazakâr kesimin oylarını alabilir mi?
Paylaş