ABD kulisleri ve bir sürpriz öneri

ABD’de BM Zirvesi var ama asıl gündem seçimler. Clinton ile Trump arasındaki mücadele TV ekranlarından, sağlık raporları üzerinden yürüyor. New York sokaklarında adayların ne posterini gördüm ne de parti bayrağını. Konvoy da düzenlemiyorlar. Çünkü böyle kampanya kültürleri yok. Amerikalılar ise günlük yaşamlarında... Central Park’ta koşanların sayısı artmış, Times Meydanı yine canlı, bir de iPhone7’ler nedeniyle Apple mağazalarının önünde kuyruklar var.

Gelelim Cumhurbaşkanı ile yolculuğumuza. İstanbul’dan hareket ettikten kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanı uçağın içini gezdi. “Hoş geldiniz” dedi, elimizi sıktı. Ayaküstü sohbetler ettik. Karşılıklı espriler yapıldı. Morali yerindeydi. Hem de çok.

Cumhurbaşkanı uçak turu atarken bakanlar kendisine eşlik etti.

O sırada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile şehit ailelerine ziyareti konuştuk. “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla demokrasi şehitlerimizin ailelerini ziyaret ediyorum. 20 aile kaldı. Ama hepsini tamamlayacağım” dedi. Sonra bir iç çekti. “Yeni şehitler geliyor. Onların ailelerini ziyaret ediyorum. Acılarını paylaşıyorum. Ailelerle birlikte ağlıyoruz.”

MİT Müsteşarı Hakan Fidan, her ABD gezisinde olduğu gibi heyetteydi. Hal hatır sormanın ötesinde konuşamadık ama sakal ona daha gizemli bir hava vermiş. MİT’çi mi ne?

YENİ GÜLEN KANITLARI

Şimdi sırada Amerika kulisleri var.

Cumhurbaşkanı, Gülen’in iadesi konusunda yeni kanıtlarla gelmiş. Heyetteki bir yetkili, “Sürekle kanıt istiyorlar. Kanıtları görünce ne yapacaklar, görüşeceğiz” dedi. Bir Amerikan şirketinin ABD’de 250-300 kanaat önderi arasında yaptırdığı bir araştırmayı paylaştı. Kanaat önderlerinin yüzde 55’i, ‘darbenin arkasında FETÖ olduğu’ kanaatindeymiş. ABD’nin tavrını bildikleri için iade konusunda umutlu değillerdi.

‘Suriye konusundaki sürpriz öneri ne olacak’ sorusunun peşini uçakta da bırakmadım. “Suriye’de DAEŞ’e karşı yürütülen mücadele moralleri yükseltmiş. DAEŞ’le etkili mücadelenin nasıl olacağını Fırat Kalkanı operasyonu ile gösterdik. Fırat Kalkanı operasyonunun ardından Türkiye’nin DAEŞ’e destek veren ülke tezi çöktü.

Bunun iki nedeni var:

1- Fırat Kalkanı operasyonu.

2- FETÖ’cülerin Türkiye aleyhine yürüttüğü algı operasyonunun çökmesi.”

Rus uçağının düşürülmesinden sonra her şey aleyhine gelişen bir Türkiye vardı. Cumhurbaşkanı’nın heyetinde yapılan değerlendirmelere göre, Türkiye hakkındaki çark tersine işlemeye başladı.

3 ÖNEMLİ HAMLE

Türkiye birbiri ardına üç önemli hamle yaptı:

1- İsrail’le normalleşme.

Rusya ile uçak krizinin aşılmasında İsrail’in perde arkasındaki çabaları katkı sağladı. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan, perşembe günü temaslarına ‘Yahudi kuruluş temsilcilerini kabul ederek’ başlayacak. Cumhurbaşkanı, Yahudi kuruluş temsilcileriyle İsrail’le krizin devam ettiği sırada 30 Mart’ta bu kez Washington’da görüşmüştü.

2- Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesi bize Cerablus kapısını açtı.

3- Fırat Kalkanı operasyonu. Bizi DAEŞ’e yardım eden ülkü algısından DAEŞ’le mücadele eden Türkiye ligine yükseltti.

“Bu üç adım dengeleri değiştirdi. Amerikalılar, Rusya ile yakınlaşmamızı çok yakından takip ediyor. Özellikle Rus Genelkurmay Başkanı’nın gelmesi, Amerikalıları tedirgin etti. Amerikalılar, Ruslarla ne görüşüyorsunuz, bizi de bilgilendirin diyor. Ruslarla görüşmeyi üçlü yapalım diye teklif getiriyorlar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de DAEŞ’le mücadelede Türkiye modelini anlatıyor. Daha önce de ‘Güvenli Bölge’, ‘Uçuşa Yasak Bölge’ ilan edilmesini istiyorduk. Batı’nın kapısına dayanan mülteci sorununa Suriye topraklarında çözüm bulunmasını öneriyorduk. Bir yetkili, “Cerablus operasyonu ile bunu uyguladık. Binlerce Suriyeli topraklarına döndü. Şimdi sözümüz daha dikkatli bir şekilde dinleniliyor” dedi. Türkiye’nin tezi, Suriyelileri Suriye’de tutmak.
Sırada El Bab var. “El Bab bugün yarın bitecek bir operasyon değil. Biraz sürecek” deniliyor.

Fırat Kalkanı tahminlerimizin ötesinde etkili olmuş. Sona bıraktım ama önemli bir kulis:

“ABD, ‘Rakka operasyonunu PYD’siz nasıl yapabiliriz bunu oturup konuşalım’ diyor.” Bu YPG’den vazgeçtikleri anlamına gelmiyor. Ama önemli bir tavır değişikliği. Güvenilir kaynaklardan elde ettiğim bu bilgiyi sıcağı sıcağına paylaşayım istedim.