Abdulkadir Selvi

30 Ağustos resepsiyonlarını hatırladınız mı?

31 Ağustos 2020
Koronavirüs nedeniyle 30 Ağustos kutlamalarında bazı önlemler alındı. Tarih tekerrür etti.

Bu yılki kutlamalara Yunanistan’ı şımartanlara yönelik mesajlar damgasını vurdu. Bir de Malazgirt’i kutlayanlar 30 Ağustos’u unutturmaya çalışıyor tuzağına düşmedik. Bu millet Sultan Alparslan’ı da sever Atatürk’ü de.

Bu ülkede 29 Ekim’i ve 30 Ağustos’u askeri vesayetin yeniden diriltilmesi için kullanmaya çalışanlar var. Yine Atatürk’ün arkasına saklanarak yapıyorlar bunu. 30 Ağustos resepsiyonları Gazi Orduevi’nde yapılırdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın, bakanların başörtülü oldukları için eşlerini götüremedikleri resepsiyonlardan söz ediyorum. Başbakan Erbakan 30 Ağustos resepsiyonuna geldiği anda Gazi Orduevi’nden homurtular yükselmişti. Erdoğan’la birlikte 30 Ağustos resepsiyonları Cumhurbaşkanlığı bünyesine alındı. Bırakın Gazi Orduevi’ndeki resepsiyonu, Cumhurbaşkanı’nın düzenlediği 29 Ekim ve yeni yıl resepsiyonlarına da devlet erkânı başörtülü eşini götüremezdi. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte öğle saatlerinde laiklik gösterisi olarak eşsiz, akşam ise eşli resepsiyonlar yapıldı.

30 Ağustos ve 29 Ekim resepsiyonlarında generaller, seçilmiş hükümetlere, milli iradenin temsilcisi olan Meclis’e ayar verirdi. Bunların dertleri pandemi önlemlerinden dolayı değil. Daha derinde. Generallerin, başbakanlara sopanın ucunu gösterdiği günleri özlüyorlar. O günler geride kaldığı için üzülüyorlar.

SİVAS’IN GALATA KULESİBİR açıdan bakınca Galata Kulesi’ne benzemiyor mu? Benziyor ama Galata Kulesi değil. Ona ‘Sivas’ın Galata Kulesi’ diyenler de var. Ama asıl adı, “Güdük Minare”. Sivas’ta, şehir merkezine yakın bir sokak arasında. Şimdi bu tarihi güzellik restore edilip ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.



Yazının Devamını Oku

Erdoğan’ın vefasına Bahçeli’den karşı jest

29 Ağustos 2020
Adana’da yapımı durdurulan Devlet Bahçeli köprüsünün yapılarak hizmete açılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkardığı kararnameyi yazmıştım, “Erdoğan’ın Bahçeli’ye vefası” başlığıyla. Bu yazım üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aradı.

Adana halkına hizmet verecek bir köprüye isminin verilmesinden dolayı memnun olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsına gösterdiği vefanın önemli olduğunun altını çizdi. “Benim de bir hassasiyetim var. İsmimim köprüye verilmesinden dolayı cumhur ittifakının yıpratılmaya çalışılmasından endişe ediyorum” dedi. MHP Lideri ardından da bir teklifte bulundu. “O nedenle köprüye Recep Tayyip Erdoğan isminin verilmesini öneriyorum” dedi. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin kendisine de iletildiğini anlatan Bahçeli, “Bu köprünün yapılması Adana için elzem. Trafiği rahatlatacak, Adana halkının hizmetine sunulacak. O nedenle ben bu köprünün yapılmasından yanayım. Ancak adının Devlet Bahçeli köprüsü olması yerine Recep Tayyip Erdoğan köprüsü olmasını öneriyorum” diye konuştu.



BAHÇELİ İKİ İSİM DAHA ÖNERDİ

Bahçeli, önerilerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “bir arkadaşı” aracılığıyla ilettiğini belirterek, eğer “Recep Tayyip Erdoğan” ismi kabul edilmezse köprü için iki isim daha önerdi.

“İkinci öneri olarak 15 Temmuz 2016 Demokrasi ve Şehitler köprüsü de olabilir. Zaten köprünün temeli 30 Mart 2016 tarihinde atılmıştı. Üçüncü bir isim olarak da 5 Ocak tarihi Adana’nın kurtuluş günü, o nedenle ismi 5 Ocak kurtuluş köprüsü de olabilir”

Yazının Devamını Oku

Duygu Delen’in bilinci kapalı mıydı?

28 Ağustos 2020
Gaziantep’te dördüncü kattan düşerek hayatını kaybeden Duygu Delen’le ilgili Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından titiz bir soruşturma yürütülüyor.

Duygu Delen olayında yeni gelişmeler söz konusu. Duygu Delen’in ölümüne neden olduğu iddia edilen Mehmet Kaplan’ın kan ve idrar örneklerinde uyuşturucu tespit edildi. Mehmet Kaplan cinsel saldırı ve ölüme sebebiyet vermekten dolayı tutuklanmıştı.

Mehmet Kaplan’dan alınan idrar örneğinde yapılan incelemede “uyuşturucu” kullandığı tespit edildi.

İDRARDA ‘ESRAR’ BULGUSU

13 Ağustos’ta Duygu Delen’in hayatını kaybetmesinden 1 gün sonra Mehmet Kaplan’dan alınan idrar örneği Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda tahlil edildi. Hastanenin raporunda, “İdrarda toksit tarama tetkikinde kreatinin değerinin 308 mg/dl ve idrar dansitesinin 1036 olarak bulunduğu, THC (esrar) metabolitleri saptandığı belirlenmiştir” denildi. 17 Ağustos tarihli raporun sonuç bölümünde “yukarıda adı geçenin 14.08.2020 tarihli idrarda toksik tarama tetkikinde THC (esrar) metabolitleri saptandığı” tespitine yer verildi. Mehmet Kaplan’ın farklı bir uyuşturucu kullanıp kullanmadığının tespit edilmesi için alınan kan, kıl ve idrar örnekleri üzerinde yeni bir inceleme yapılması düşünülüyor.

Duygu Delen’in vücudundan alınan örneklerin ise Adli Tıp Kurumu'ndaki incelemesi sürüyor. Duygu Delen’le ilgili İstanbul 1. İhtisas Daire Başkanlığı’ndan 1 hafta 10 gün içinde Adli Tıp raporunun çıkması bekleniyor.

BİLİNCİ KAPALI MIYDI?

Mehmet Kaplan, Duygu Delen’in aşağıya düşüşünü görmediğini söylemişti. Ancak Duygu Delen’in düşme anına ilişkin kamera görüntüleri kuşkuları da beraberinde getirdi. Duygu Delen’in kafası üstü aşağıya düşerken hiçbir refleks göstermemesi, “Acaba bilinci kapalı mıydı?” sorusunu gündeme getirdi. Duygu Delen’in düşmesinden birkaç saniye önce bisikletiyle oradan geçen çocuğun herhangi bir telaş göstermemesi ve yukarıya bakmaması, Duygu Delen’in kendini attığı yönündeki iddiaları zayıflatmıştı. Ayrıca 4’üncü kattan düşen Duygu Delen’in ayağının ikinci katın balkonundaki ipe takılması, el ve ayakları hiçbir refleks göstermeden baş üstü sert bir şekilde yere çakılması, atıldığı ya da itildiği kuşkularını da beraberinde getirmişti. Duygu Delen’in düşüş anına ilişkin görüntülerin incelenmesi üzerine, “Düşme anında bilinci kapalı mıydı?” sorusunu gündeme getirdiler.

EBRU GÜNAY: ‘TECAVÜZCÜYÜ KORUMAM’HDP

Yazının Devamını Oku

Berat Albayrak’tan yeni dönemin kodları

27 Ağustos 2020
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “müjde” olarak açıkladığı Karadeniz’deki doğalgazın bulunmasıyla birlikte başlayan yeni süreci Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’la konuştuk. Albayrak, bir anlamda yeni dönemin kodlarını anlattı.

NTV Genel Yayın Yönetmeni Nermin Yurteri bir orkestra şefi gibi her şeyi tıkır tıkır yönetti. Seda Öğretir’in yönettiği programda Okan Müderrisoğlu ve bana da Berat Albayrak’a sağlı sollu sorularla haber çıkarmak düştü. Program boyunca dikkat ettim. Berat Albayrak iki noktaya odaklanmış durumda.

BİRİNCİ NOKTA

Sürekli olarak “Bir zihniyet değişikliği gerçekleştirdik” diyor. “Bir duvar yıkıldı” diye bunu tarif ediyor. Peki o zihniyet değişikliği ne? “Bizde petrol yok, bizde doğalgaz çıkmaz” diyen zihniyetin yıkılması. Onun yerine “Biz de doğalgaz buluruz, biz de petrol çıkarırız, biz de enerji piyasasında uluslararası oyuncu oluruz” özgüveninin gelmesi. Demirel’in tabiriyle Türkiye’nin 70 sente muhtaç olduğu günlerden Özal’ın sağladığı zihniyet değişimi ile Türk parasının dönüştürülebilir olduğu döneme geçilmişti. Cebinde döviz bulundurmanın suç olduğu günlerden ihracatta sınırları zorlayan Türkiye’ye o vizyon sayesinde ulaştık.

İKİNCİ NOKTA

Karadeniz’de bulunan 320 milyar metreküp doğalgaz, Türkiye’yi başka bir lige taşıyor. Berat Albayrak, bu gücün yönetilmesiyle ilgili, “Bu rezerv Türkiye’yi dünya liginde enerji üreticisi ülkeler ligine çıkaran bir keşif. Enerji bağımlılığı anlamında Türkiye yeni bir çağın sürecini başlattı. Bu adım hem psikolojik hem de maddi olarak bir duvarı yıktı” diyor.

GÜNLÜK TUTUYOR

Hazine ve Maliye

Yazının Devamını Oku

Anketlerden Cumhurbaşkanlığı sonuçları

26 Ağustos 2020
Aradığım sorunun cevabını Optimar’ın ağustos ayı anketinde buldum.

Türkiye 18 yıldır AK Parti iktidarı tarafından yönetiliyor. Ülkelerin parçalandığı, ekonomilerin çöktüğü, siyasi coğrafyanın değiştiği bir dönemde Türkiye’nin de sorunları var. Ekonomiden koronavirüse, işsizlikten Doğu Akdeniz’deki gerilime kadar... Anketlerde bu ortaya çıkıyor. İlginç olanı, halkımız “Bu sorunları muhalefet çözer” demiyor. Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar, ağustos ayı anketinde halkımıza bu soruyu sormuş. Ankete katılanların yüzde 33.9’u yine “AK Parti çözer” diyor. CHP diyenlerin oranı yarı yarıya. “Bu sorunu CHP çözer” diyenlerin oranı ancak yüzde 15.3’e ulaşıyor. Sorun sadece CHP değil. HDP, İYİ Parti, Deva Partisi ve Saadet Partisi diyenlerin oranını da topladım. Yüzde 27.1 ediyor. Muhalefet açısından çok köklü bir sorun var. Halk, “Muhalefet benim sorunumu daha iyi çözer ve Türkiye’yi daha iyi yönetir” demiyor. Hem de İstanbul, Ankara gibi büyükşehirler CHP’li başkanlar tarafından yönetilmesine rağmen. Ama tek gösterge bu değil.

Kararsızların oranı yüzde 26.1’le neredeyse muhalefetin toplamına yetişiyor.

PARTİLERİN OY ORANI

Üzerinde ağırlıklı olarak durmayacağım ama yine de partilerin oy oranını yansıtmak istiyorum.

Optimar’ın araştırmasında kararsızlar dağıtıldığında AK Parti’nin oy oranı 43.1 çıkıyor. CHP yüzde 22 olurken, onu 10.6’yla MHP takip ediyor. HDP’nin yüzde 10.4 çıktığı ankette İYİ Parti 9.8 görünüyor.

ERDOĞAN MI, GÜL MÜ?

CHP’de Muharrem İnce’nin başkaldırmasına ve partinin bölünme aşamasına gelmesine neden olan Kılıçdaroğlu’nun eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı adayı olarak gösterme eğilimi anketlere nasıl yansıyor diye baktım. Kemal Bey, Gül isminde neden bu kadar ısrar ediyor anlamış değilim. Çünkü “Son turda Erdoğan ve Gül kalsa oyunuzu kime verirsiniz” sorusuna verilen cevaplar şaşırtıcı. “Abdullah Gül’e oy veririm” diyenlerin oranı yüzde 21.3 çıkıyor. “Erdoğan’a oy veririm” diyenlerin oranı ise yüzde 44.3. Bu sonuçlara göre Erdoğan, Gül’ü ikiye katlamış durumda. Oysa CHP’li bir aday çıktığında tablo değişiyor.

ERDOĞAN MI, İNCE Mİ?

Yazının Devamını Oku

Solda siyaset hareketleniyor

25 Ağustos 2020
Yerel seçimlerden sonra AK Parti’den ayrılan Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu partilerini kurmuşlardı.

Kurultaydan sonra ise CHP karıştı. Oysa CHP’de muhalefetin olmadığı bir kurultay yapılmıştı. Kılıçdaroğlu siyasi hayatının en yüksek oyuyla genel başkanlığa seçilmişti. Ancak güç zehirlenmesi yaşandı. Muhalefet tamamen dışlandı. Ayrıca CHP’nin siyasi çizgisi HDP’ye yaklaşmaya başladı. Üstüne bir de Kılıçdaroğlu’nun Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı seçtirme hesapları deşifre olunca, CHP’de kendileri açısından denizin bittiğini düşünen isimler harekete geçmeye başladı.

2023 yaklaştıkça cumhurbaşkanı adayları bir bir kendilerini göstermeye başladılar.

MUHARREM İNCE SARSTI

İlk ateşi Muharrem İnce yaktı. İnce 4 Eylül’de Sivas’ta sahaya iniyor. İnce’nin çıkışı CHP’yi sarstı. Çünkü İnce’nin bir potansiyeli var. CHP’nin HDP çizgisine kaydığını düşünen bir kesim İnce’yi destekliyor. Muharrem İnce’nin çıkışından bu yana CHP, bir türlü politika belirleyemiyor. Ancak CHP’deki hareketlilik sadece Muharrem İnce ile sınırlı kalacak gibi görünmüyor.

İLHAN KESİCİ’YE DİKKAT

Türk siyasetinde bir yeri olan İlhan Kesici de kendi politikalarını oluşturmaya başladı. Kılıçdaroğlu, doğalgazın bulunması konusunda suskunluğunu sürdürürken İlhan Kesici, “Hükümeti ve ilgili tüm insanlarımızı kutluyorum” dedi. Daha önce de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 935 bin sterline Fatih portresini almasını eleştirmiş, “Ekrem İmamoğlu’nun aldığı Fatih tablosu sahtedir. Gerçekmiş gibi reklamını yapmaları çok ayıp” demişti. İlhan Kesici’nin nasıl hareket edeceği netleşmiş değil. Yeni bir parti mi kuracak, yoksa CHP’de kalıp mücadelesini mi sürdürecek. Bilinen tek şey, Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça Kesici cephesindeki hareketliliğin artacağı.

SARIGÜL YOLA ÇIKIYOR

Daha önce Türkiye Değişim Hareketi ile siyasette bir rüzgâr estiren

Yazının Devamını Oku

Üç bakana bravo

24 Ağustos 2020
Üç bakanın sel felaketinin vurduğu Giresun’un Dereli ilçesinde bir mahallede mahsur kalan vatandaşlarla görüşmek için iş makinesinin kepçesinde gittikleri bir görüntü var.

İlk gördüğümde bana “İşte devletimiz bu” dedirten görüntüden söz ediyorum. Hani Nâzım Hikmet, “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” diyor ya, o kepçedeki üç bakan bize özlediğimiz devletin resmini çizdiler. Ayaklarında çizme, ne koruma var, ne protokol, operatörün kepçesine binip vatandaşın ayağına giden üç bakan. İşte özlediğimiz devlet bu. Bravo üç bakana. Bize bunu yaşattıkları için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a yürekten teşekkür ediyorum. Bana “Özlenen devlet nerede?” diye sorarlarsa, “Giresun Dereli’de, o kepçenin içinde” diyeceğim.



ERDOĞAN’IN VİZYONUSAVUNMA Sanayi İcra Komitesi’nde milli silah yapımı kararı alınmıştı.

İsrail’den aldığı bir İHA uçuş sırasında kaybolmuştu. İsrail devreye girdi o İHA’yı indirmeyi başardı. Bunun üzerine, İsrail’in yazılımda açık bir kapı bıraktığı, hem bize sattığı İHA’lara istediği zaman müdahale edebileceği ortaya çıkmıştı, hem de bizim İHA’ların tespit ettiği görüntülerin aynı zamanda İsrail’e aktarıldığı kuşkusu doğmuştu. Bunu bilen bir gazeteci olarak savunma sanayisinde yerli ve milli silah üretimi kararının alınmasından heyecanlanmıştım. Görüşünü sorduğun emekli bir general dudaklarını büzerek “Erdoğan hayal görüyor. Sonunda da büyük bir hayal kırıklığı yaşanacak” demişti. Donup kalmıştım. Suriye’deki, Libya’daki, Doğu Akdeniz’deki askeri varlığımıza her zaman bir de bu gözle baktım. Eğer yerli ve milli silahları üretmesek ABD’ye, Rusya’ya ve Avrupa Birliği’ne karşı biz bu operasyonları yapabilir miydik?

ERDOĞAN’IN LİDERLİĞİ

Yazının Devamını Oku

Erdoğan’ın açıklayacağı müjdenin ipuçları

21 Ağustos 2020
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cuma günü bir müjdem olacak” deyince Türkiye’yi bir heyecan dalgası sardı.

İki gün boyunca herkes bu müjdenin ne olduğunu öğrenmeye çalıştı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak “Eksen değişikliği olacak” deyince merakımız büsbütün arttı. Televizyon programlarında bu konu tartışıldı.

Ve bugüne geldik. Bugün gerçekten önemli bir gün olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Ankara’daki programlarını tamamlayıp İstanbul’a geçti.

Bugün farklı illerde etkinliklere katılacak olan bakanlar, dün programlarını askıya aldılar.

MÜJDE NE?

Elbette ki Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklayana kadar müjdenin ne olduğu konusunda kesin konuşmak mümkün değil. Sınırlı sayıda bir kadronun bildiği müjdenin açıklanması, düzenlenecek bir programla gerçekleştirilecek.

Programın hazırlıkları bir süredir gizli olarak yürütülüyormuş. Ama bir ara bir panik yaşanmış.

Cumhurbaşkanı

Yazının Devamını Oku