Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’ı seçeriz’ diye hesap yapıyorlar. Bir kısmı ise, ‘İmamoğlu CHP Genel Başkanı olsun. O zaman Cumhurbaşkanı adaylığını garantiye alır’ diye kulis yapıyor. Bunların adayı ise Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat. İki grubun ortak noktası ise Ekrem İmamoğlu’nu bir an önce belediye başkanlığı koltuğundan kaldırmak. Bunun için de ‘Nasıl olsa Belediye Meclisi’nde çoğunluğumuz var. CHP’li bir ilçe belediye başkanını seçeriz’ diyorlar.
İMAMOĞLU-YAVAŞ REKABETİ
Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda hesap etmedikleri iki nokta var. Biri Özgür Özel diğeri ise Mansur Yavaş. Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın arası açılıyor. İkisi arasındaki rekabet hızlanıyor. İki başkanın etrafındaki halkalar genişliyor.
Bir grup ölümüne Ekrem İmamoğlu derken, diğer bir kesim ölümüne Mansur Yavaş diyor. Ekrem İmamoğlu, CHP içinde güçlü. Mansur Yavaş, CHP dışında merkez sağ ve milliyetçi tabanda etkili. Ekrem İmamoğlu gümbür gümbür ilerliyor, Mansur Yavaş sessiz ve derinden mesafe alıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçimi için kampanyaya 1-1.5 yıl önceden başlamayı planladığı konuşuluyor. Başkan adaylığı çantada keklik değil ama CHP’deki gücü nedeniyle bunun sorun olmayacağını düşündüğü söyleniyor. İmamoğlu’nun Anadolu’yu gezip adaylığı konusunda hem CHP Genel Merkezi üzerinde bir baskı oluşturmayı hem de seçim kampanyasını erken başlatıp, birkaç tur gezmeyi planladığı konuşuluyor. Uzun süre Demirel’i izlediğim için ondan sık sık örnek veriyorum. Bu Demirel taktiği. Siyasi yasaklarını böyle kaldırtmıştı. Üstü açık bir arabanın üstünde saatlerce fötr şapkasını sallayıp, milleti sokaklara döküp, meydanlara toplamıştı. Tabii eski AP’lilerin organizasyon kabiliyeti de eklenince yasaklar referandumu zorlamıştı. Demirel seçim kampanyalarına da erken başlardı. İktidar partisi Ankara’dan çıkmadan Demirel Anadolu’yu birkaç kez turlamış olurdu.
Ekrem İmamoğlu’nun da başarılı bir seçim kampanyası için Cumhurbaşkanlığı seçiminden 1-1.5 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından istifa edeceği söyleniyor. Yerine ise Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’ı düşünüyormuş.
ERDOĞAN- BİNALİ YILDIRIM İLİŞKİSİ
CHP’liler
Kurultay öncesinde bir dalgalanma yaşanmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu’nun yemek yemesi gündeme gelmişti. Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu güçbirliği mi yapacak tartışmaları yaşanmıştı. Hatta Özgür Özel’in bu gelişme üzerine paniklediği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la normalleşme sürecini sabote eden açıklamayı yaptığı söylenmişti.
DEVLERİN SAVAŞI
CHP’de parti içi dinamikler her zaman hareketli olur. Ama söz konusu Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel olunca, “devlerin savaşı” gibi bir durum söz konusuydu. “Devlerin aşkı” kadar “devlerin savaşı” da tehlikeli olur.
Ancak köprülerin altından çok sular aktı. Yeni dengeler ortaya çıktı.
İMAMOĞLU- ÖZGÜR ÖZEL İTTİFAKI
Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel arasındaki diyalog yeniden sağlandı. Aradaki kırgınlıklar giderildi. Birlikte yol yürümeye devam etme kararı alındı. Bu açıdan Paris Olimpiyatları en çok Özgür Özel’e yaradı diyebiliriz. Özgür Özel, olimpiyatlardan madalya ile dönen sporcular kadar mutlu. Olimpiyatlar nedeniyle 5 gününü Paris’te geçirdi. Bu süre zarfında Ekrem İmamoğlu ile ilişkilerini yoluna koydu.
O nedenle Özgür Özel açısından Tüzük Kurultayı’nda bir tehlike kalmadı. Ekrem İmamoğlu seçimli kurultay için imza toplanması işine girmeyecek.
CUMHURBAŞKANI
Paris Olimpiyatları’nı izlemek üzere Fransa’ya gidiyordu. Ayaküstü sohbet ettik. Bir yanına Mansur Yavaş’ı diğer yanına Ekrem İmamoğlu’nu alıp, ‘Filenin Sultanları’nın maçını izleyeceğini söyledi. “Üçlü görüntü vereceğiz. Akşam da iki başkanı yemeğe davet edeceğim” dedi.
‘Filenin Sultanları’nın zorlu bir mücadelenin ardından Çin’i yendikleri maçtaki görüntüleri medyaya yansıdı. Özgür Özel, Ekrem İmamoğu solunda, Mansur Yavaş sağında maçı izliyorlar. Heyecandan yerlerinde duramıyorlar. Özellikle Dilek İmamoğlu’nun gözyaşları içinde “Kızlar başardı” demesi etkileyiciydi.
İster ‘imaj çalışması’ deyin, ister ‘dünya yanarken, bunlar olimpiyatlarda eğleniyorlar’ diye düşünün bence başarılı bir iş çıkarmışlar. Çok iyi bir PR çalışmasıydı.
ÖZGÜR ÖZEL’İN MESAJI
Belediyeler Birliği Başkanlığı seçimi nedeniyle Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu’nun arasının açık olduğu konuşuluyordu. Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’la birlikte verdikleri üçlü görüntüye işaret ederek, “Biz evvel ezel beraberiz. Bundan sonra da hep beraber olacağız” diyor.
Sadece bu fotoğraf üzerinden “muhteşem üçlü” yorumunu yapmak mümkün değil, ama henüz bu aşamada bir kriz yaşandığı yorumunu yapmak için de erken olur.
İKİSİ DE İDDİALI
Ekrem İmamoğlu
Amerika rehineleri kurtarmak için bir operasyon yaptı.
“Kartal Pençesi” adı verilen operasyon tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Bir C-130 uçağı ve bir helikopter infilak etti. 8 ABD askeri öldü. Amerika’nın karizması ikinci kez çizildi.
FİLMİ ÇEKİLDİ
ABD Büyükelçiliği’ne yapılan baskın sırasında kaçıp Kanada Büyükelçiliği’ne sığınan 6 diplomatı kurtarmak için yapılan operasyon daha sonra, “Operasyon Argo” adıyla filme çekildi. Cem Yılmaz’ın “Arog”u ya da “Gora”yı çağrıştırmıyor mu? Argo oldu size Arog ya da Gora... Amerikalı rehineler Cezayir’in yürüttüğü müzakereler sonucunda ABD ile İran anlaşması üzerine serbest bırakıldı. Ama ABD ile İran arasındaki diplomatik ilişkiler kesildi.
AMERİKAN HEYETİ
İrangate olayını hatırlatmamın sebebi ise ‘İsrail-İran savaşı çıkacak mı’ diye günlerin sayıldığı bir sırada ABD’den, İran’a gittiği söylenen bir heyetle ilgiliydi.
İsmail Haniye suikastından sonra 1 Ağustos Perşembe günü Ankara’dan gizlice Tahran’ın yakınındaki Kerec kentindeki Payam Havalimanı’na inen bir uçak ve burada İranlı yetkililerle 2 saat süren bir toplantı yapılıyor. Amerikalıların, “Netanyahu büyük bir bölgesel savaş istiyor. İran’ı yıkmak istiyor. Netanyahu’nun oyununa gelmeyin” dediği ifade ediliyor.
NETANYAHU’NUN
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği günden bu yana gözünü cumhurbaşkanlığına dikmiş durumda. Kılıçdaroğlu’nun engellemesi nedeniyle 2023’te aday olamadı. Ama 2028’de bu fırsatı kaçırmak istemiyor. Onun için her şeyi göze almış durumda.
İMAMOĞLU’NUN BEKLENTİSİ
Ekrem İmamoğlu’nun önceliği CHP Genel Başkanı olmak değil. İsteseydi kurultayda CHP Genel Başkanı olurdu. Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun desteğiyle seçildi. İmamoğlu, Özgür Özel’in 2028’de cumhurbaşkanı adaylığına engel olmayacağını düşündü. Ama beklediği gibi olmadı. ‘Cumhurbaşkanı adayınız kim olacak?’ diye sorulduğunda Özgür Özel’in tereddütsüz bir şekilde, “Ekrem İmamoğlu” demesini bekliyordu.
PAZARLIK YAPTILAR MI
Belki aralarında bu yönde bir pazarlık yapıldı. ‘Sen CHP Genel Başkanı ol, ben cumhurbaşkanı adayı olayım’ diye anlaştılar. Yoksa Özgür Özel’i kara kaşı kara gözü için seçmedi.
4 NOKTADA GÜVENSİZLİK
Ekrem İmamoğlu’nda 4 noktada Özgür Özel’e karşı güvensizlik duygusu oluştu.
1-
Hizbullah ve İran, İsrail’e çok ağır bir bedel ödeteceklerini açıkladılar.
Türkiye ile Suriye ilişkilerinin normalleşmesi ve Erdoğan ile Beşşar Esed’in görüşmesi gündeme geldi.
Gazze’deki savaşın Lübnan’a sıçrama tehlikesi baş gösterdi. Bölgesel savaş tehlikesi yavaş yavaş sınırlarımıza doğru yaklaşıyor.
CHP NE DİYOR
Peki Türkiye’yi yönetme iddiasındaki CHP bu konularda ne düşünüyor? Bu konularda CHP’nin ürettiği politikalar hakkında bilgisi olan var mı?
Oysa Kılıçdaroğlu zamanında ekseni kayan CHP’yi milli bir çizgiye çekme çabası içinde olan Özgür Özel, Bosna ziyaretiyle, Kıbrıs’taki 50. yıl törenlerine katılmasıyla takdir topladı. Devlet adamlığı misyonu ön plana çıktı. Hükümetle kurduğu diyalog ise kamuoyunda olumlu karşılandı. Özgür Özel’in tam da şimdi bu konular hakkında konuşması ve alternatif politikalar önermesi lazım.
PARTİ İÇİ MÜCADELE
Ama tam aksine CHP, kendi içindeki iktidar mücadelesiyle meşgul. Eylül kurultayı seçimli mi olacak, seçimsiz mi? Belediyelerdeki kadrolarda kimin dediğini olacak? Belediyelerin ihalelerini kim paylaştıracak? CHP’nin hastalığı Türkiye’de iktidar olmak yerine parti içinde iktidar mücadelesi. Yerel seçimlerin kazanılmasıyla birlikte paylaşım savaşı hızlandı.
Bir video görüntüsünden hareket ederek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile İsmail Haniye’nin ne konuştuğunu öğrenmeye çalıştım. Hakan Fidan, İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın yemin töreni için İran’daydı. Meclis’teki tören sırasında İsmail Haniye ile samimi şekilde sohbet ettikleri bir görüntü var.
GÖRÜŞÜRÜZ DEMİŞLER
Hakan Fidan, Kanal 7’de Mehmet Acet’in programında anlatmış.
“Saat 16.00 civarıydı Meclis’teki törende karşılaştık. Uzun süredir tanıştığımız için ‘Nasılsın, iyi misin’ diye konuştuk. Yanımda Pakistan Dışişleri Bakanı vardı. Onları tanıştırdım. Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı da bize katıldı. ‘Görüşürüz’ diye ayrıldık. Benim görüşmelerim vardı. Gece 23.00’te tekrar görüştük.”
Hakan Fidan görüşmelerini tamamlayıp gece 03.00’te Ankara’ya dönmüş. Saat 05.00 civarında telefonu çalmış. Birkaç saat önce, “Görüşürüz” diye ayrıldığı İsmail Haniye’nin şehit olduğu haberini almış.
İÇİNE Mİ DOĞDU?
Peki o an ne hissetmiş?
Hakan Fidan
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, İran’da, İsrail’in düzenlediği bir suikast sonucu şehit oldu.
O sadece Filistin’in değil İslam’ın şehididir.
İsmail Haniye, barışı isteyen bir liderdi. İsrail, barışı isteyen Haniye’yi öldürerek barışı değil savaşı tercih ettiğini ortaya koydu.
Bugün itibarıyla savaş yeni bir aşamaya geçti. Bugün itibarıyla yeni bir durumla karşı karşıyayız. Bu katil Netanyahu durdurulmazsa bölge savaşına daha yakınız diyebiliriz.
Çünkü Amerikan Kongresi’nde ayakta alkışlanan Netanyahu, ABD’den aldığı güçle yeni bir aşamaya geçti. Asıl hedefi olan savaşı bölgeye yaymak için düğmeye bastı.
ÖNCE BEYRUT SONRA TAHRAN
30 Temmuz’da Hizbullah Lideri Nasrallah’ın danışmanı Fuad Şükr’ü hedef alan saldırı ve ondan birkaç saat sonra 31 Temmuz’da Tahran’da İsmail Haniye’ye yönelik olarak düzenlenen suikast Netanyahu’nun yeni bir konsepte geçtiğini gösteriyor. Aynı gecede kritik iki saldırı. Bunu çok iyi analiz etmemiz gerekiyor. Netanyahu iki kritik suikastla birlikte İran’ı savaşa çekmek ve savaşı bölgeye yaymak için ilk hamleyi yaptı.
YENİ HİTLER