Paylaş
Sincar vuruldu.
PKK’nın silah depoları, sığınakları, eğitim alanları yerle bir edildi.
Bazı ülkelerin Sincar’a operasyon yapılmasını engellemek istediği anlaşılıyor.
Hangi ülkeler? PKK’yı Kandil’e yerleştirenler elbette ki.
“Sincar’a girmeyin” diyorlar.
Türkiye’nin cevabı “Biz Sincar’a girdik” oluyor.
Bundan memnun olmuyorlar.
Kararlılık çok önemli.
PKK’nın Haftanin kampına yönelik operasyon sürüyor.
“40 yıldır girilemeyen yerlere giriliyor. Sığınaklar, silah depoları, mağaralar tek tek imha ediliyor” deniliyor.
6 AY ÖNCE PLANLANMIŞ
Pençe-Kaplan harekâtının planlaması 6 ay önce yapılmış. Harekâttan önce bölge aktörleriyle görüşülmüş, arka kapı diplomasisi yürütülmüş. PKK kamplarına yönelik daha önce de operasyonlar yapıldı. Ama bir süre sonra çekilince, PKK tekrar kamplarına yerleşti. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın “Kandil’i BBG evi gibi izliyoruz” dediği dönemde, bölgeye yönelik geniş kapsamlı bir harekât başlatılmıştı. ABD’nin tepkisi üzerine 3 gün sonra bölgeden çekilmek zorunda kalmıştık. Ama şartlar değişti.
PENÇE-KAPLAN SÜRECEK
Bir süredir terörle mücadelede farklı bir konsept uygulanıyor. Terörün kaynağında yok edilmesi konsepti bu. Haftanin, eylem yapmak üzere Kandil’den çıkan teröristlerin Türkiye’ye geçiş yaptıkları bir kamp olma özelliğini taşıyor. Bu açıdan stratejik bir noktada. Türkiye-Irak sınırının dağlık bir bölge olması nedeniyle operasyonlarda zorluklar yaşanıyor, PKK’lıların arazi şartlarından yararlanarak Türkiye’ye sızmaları önlenemiyordu. Ancak Pençe-1, Pençe-2 ve Pençe-3 harekâtlarıyla PKK sınırımızdan 20-25 kilometre güneye sürüldü. PKK’lılardan temizlenen bölgelere 16 geçici üstlenme yapıldı. Pençe-Kaplan harekâtı ile bu kez PKK’nın Türkiye’ye geçiş üssü ortadan kaldırılıyor. Harekâtın bir süre daha devam edeceği söyleniyor. Tabii Haftanin kampı temizlendikten sonra oraya da geçici üslenmeler yapılacak. Bir anlamda sınırlarımızın ötesinde sızmaların önüne set çekiliyor. Irak’ın toprak bütünlüğüne saygılıyız. Ama sınırın öte yanını kontrol altına almadan terörle mücadele etmek mümkün değil.
HULUSİ AKAR DA LİBYA’YA GİDECEK
BU arada Libya’da çok kritik bir aşamaya gelindi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın kısa bir süre önce Libya’daydı. Türk heyetinin ziyareti dünyaya önemli bir mesaj oldu. O ziyaret sırasında gözler Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı aradı. Hulusi Akar’ın heyette olduğu ancak NATO toplantısı nedeniyle gidemediği ortaya çıktı. Ama yeni bir bilgi daha. Bir sabah kalktığımızda Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Libya’da olduğu haberini alabiliriz. Çünkü Hulusi Akar’ın da Libya’yı ziyaret edeceği söyleniyor.
SİRTE VE CUFRA NEDEN ÖNEMLİ
Libya’da sırada Sirte ve Cufra var. Akdeniz’in batısını kontrol eden deniz üssünün bulunması nedeniyle, Sirte stratejik bir mevki olarak görülüyor. Cufra ise askeri havaalanına sahip olması nedeniyle operasyon açısından önem taşıyor. Sirte ve Cufra’nın bir başka özelliği ise “petrol hilali”ni oluşturmaları. Serrac hükümeti operasyonun düğmesine henüz basmadı ama Ankara, Sirte ve Cufra operasyonlarının yapılması konusunda kararlı.
ABD’NİN LİBYA MESAJI
ABD’nin Afrika Kuvvetleri Komutanı Townsend ve ABD Libya Büyükelçisi Nordlan, Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Serrac’la görüşmüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump’la görüşmesinde Rusya’ya karşı ABD’nin devreye girmesini istemişti. O nedenle bu görüşmenin sonuçları önemliydi. Görünen o ki ABD, bir süre daha Libya’daki gelişmeleri izlemeye devam edecek.
RUSYA’YA TARİHİ FIRSAT SUNULDU
ABD’nin Suriye’deki yanlış politikaları nedeniyle, Rusya sıcak denizlere inerek Akdeniz’de üs sahibi oldu. ABD aynı yanlışı Libya’da da yapıyor. ABD’nin Libya’daki gelişmeleri uzaktan izlemesi nedeniyle Rusya bu kez Akdeniz’in batısında da söz sahibi oldu. Türkiye ise ABD başta olmak üzere Batı dünyasını harekete geçirmekte zorlanıyor. Türkiye’nin “Akdeniz’e kıyı 7 ülke var. Rusya ile birlikte bu sayı 8 oldu. Rusya’nın Suriye’den çıkması ancak üçüncü dünya savaşı ile mümkün olabilir. Rusya, ABD’nin yanlışları nedeniyle asırlık rüyası olan sıcak denizlere indi. Akdeniz’de üs sahibi oldu. Libya’da da aynı yanlışlar tekrar edilirse Rusya, bu kez batı Akdeniz’in kontrolünü de ele geçirmiş olacak” uyarısı ABD’yi harekete geçirmiş değil.
HUKUK CİNAYETİNİ MECLİS TEMİZLEDİ
Meclis’te dün tarihi bir adım atıldı. Demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen Yassıada mahkemelerini yok hükmünde sayan kanun teklifi, Meclis’te oybirliği ile kabul edildi. Yassıada mahkemelerinin yok hükmünde sayılmasıyla ilgili süreç, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatıldı. Kanun teklifine ilk imzayı, aynı zamanda Yassıada mahkemelerinin yok sayılması formülünü bulan Meclis Başkanı Mustafa Şentop attı. Meclis’teki görüşmeleri, ailesi Yassıada mağduru olan Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç yönetti. Bilgiç’in amcası DP milletvekili Said Bilgiç, Yassıada’da yargılanmıştı. AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ve Afyon Milletvekili Ali Özkaya, Yassıada’da işlenen hukuk cinayetini çok net bir şekilde anlattılar. CHP, jest yaparak kendi sözcüleri yerine DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın konuşmasını sağladı. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 27 Mayıs’ın darbelerin anası olduğunu ve Türkiye’ye yapılan en büyük kötülük olduğunu söyledi. Yassıada kararlarının yok hükmünde sayılması hukuk tarihimizde yeni bir yol açtı. Bu yoldan giderek darbelerin ayıplarını ortadan kaldırabiliriz. Yassıada mahkemelerinin yok sayılması kararının Meclis’te oy birliği ile kabul edilmesi ise demokrasimiz adına umut verdi. Bu şeref meclise aittir diyor, emeği geçenleri tebrik ediyorum.
Paylaş