Paylaş
Yavuz GÖKMEN
On dokuz Mayıs bin dokuz yüz doksan sekiz. Sabah dokuz on beş dolayları. Hürriyet Gazetesi'ni elime aldım. Manzara-i umumiye:
Birinci sayfada boydan boya güzelim bir Atatürk fotoğrafı. Sağ üst köşede, ‘‘19 Mayıs kutlu olsun’’ yazıyor. Atatürk fotoğrafının üzerine, beyaz harflerle, Ata'nın gençliğe hitabesinin ilk satırları yazılmış. Büyük beyaz bir başlık: ‘‘Gençliğin yemini’’ diye atılmış. Altında, gençliğin yemini olarak Ata'ya cevaben yazılan yeminin ilk satırları yer alıyor.
Birinci sayfa, rekorlar kitabına girme adayı en büyük Türk bayrağını da Ata'nın elinin altına yerleştirmiş. Atatürk, bayrağı açan gençleri sanki okşuyor gibi bir hava yaratılmış. Sımsıcak bir birinci sayfa yapılmış.
Velakin, bizim Ankara baskısında 27'inci sayfaya tekabül eden sayfa birinci sayfa ile tam bir tezat oluşturuyor.
Bu sayfanın büyük başlığı ‘‘Pankarta tahliye yok’’ ve spotlarla haberi okuyunca anlıyorsunuz ki, Atatürk'ün kurduğu TBMM'de pankart açan gençler Yargıtay kararına rağmen DGM'ce salıverilmemişler.
Tarih on sekiz mayıs bin dokuz yüz doksan sekiz.
* * *
Ben de genç oldum. Gençliğim boyunca, inandığım bir dava uğrunda yürüdüm. Bana karşıt düşünceleri olan gençler de, kendi inandıkları dava uğrunda yürüdüler. Birbirimizle kavgalar, dövüşler ettik. Belki biz yanlıştık, belki onlar yanlıştı. Ama ortak bir noktamız vardı.
Hangi düşünceden olurlarsa olsunlar hemen tüm düşünen gençler polis takibi altındaydılar. Ara sıra hapislere düşüyorlar, işkenceler çekiyorlardı. Darbelerde okkanın altına onlar gidiyorlardı.
Devlet bence gençlerini sevmiyor, bilakis onlardan korkuyordu.
Peki Ata'nın cumhuriyeti emanet ettiği gençler hangi gençlerdiler? Madem ki cumhuriyet gençliğe emanet edilmişti, o halde başkalarına ne oluyordu?
Niçin cumhuriyetin emanet edildiği gençlikten korkuluyor, izleniyor ve süründürülüyordu? Bir nesil acımasızca feda ediliyordu.
‘‘Parasız, demokratik, özgür bir üniversite’’ isteyen gençler, TBMM başkanvekili tarafından şiddetle azarlandıktan sonra polisçe yakalanıyorlar ve hapse atılıyorlardı. Sonra işledikleri iddia edilen suçun yetmezliği görülünce, polis marifetiyle suçlarına suç ekleniyor ve ağır cezalara çarptırılıyorlardı.
Bunlar hangi gençlerdiler? Bunlar niçin sevilmiyorlardı?
Manisa'daki gençler hangi gençlerdiler?
* * *
Haberi dikkatle okudum. Yargıtay'ın bir ara yazdığım enfes kararına rağmen gençler salıverilmemişlerdi. Kendi bayramlarını içeride kutlamaları istenmişti.
Bu gençler, işkence edildiklerini iddia ediyorlardı. Bu gençler, tanıkların korktukları için mahkemeye gelemediklerini söylüyorlardı.
Ve onları kimse dinlemiyordu.
Ya dışarıdaki gençler ne yapıyorlardı? Hangi olanaklarla okuyor, yaşıyor, yiyiyor, içiyor ve çalışıyorlardı?
Ya da işsizdiler ve acı çekiyorlardı?
Biz hangi gençliğin bayramını kutluyorduk sahi?
Paylaş