KATMA Değer Vergisi Kanunu'na göre her türlü mal teslimi ve hizmet ifası nedeniyle KDV doğar. Kanun bu ilkeyi getirdikten sonra bazı istisnaları da sıralar.
Mal teslimi ve hizmet ifası dışında KDV'nin doğması ilgili kanuna göre mümkün değildir. Buna rağmen Vergi İdaresi, kurumların kur farkları nedeniyle birbirlerine kestikleri kur farkı faturlarından KDV almaktadır.
Ekonomik hayatta özellikle ithal mallarının döviz üzerinden alınıp satılmaları gerekmektedir. Dövizle satılan malların faturalarında döviz bedeli gösterilip, ayrıca günlük kur üzerinden liraya çevrilmekte ve KDV de eklenmektedir. Fatura bedelinin alıcı tarafından daha sonra ödenmesi durumunda, ödeme günü kuru üzerinden kur farkı faturası kesilmekte ve bu kur farkı üzerinden ayrıca bir daha KDV alınmaktadır. Ortada satıcı açısından ek bir kazanç yoktur. Alınan fark, vade farkı veya faiz niteliğinde değildir. Sadece liranın döviz karşısındaki değer kaybından kaynaklanan bir farktır. İşlem örneğin on bin USD tutarında ise, ödeme de o miktarda olmuştur ve bitmiştir.
YMM Mehmet Maç (Mükellefin Dergisi / 2002-2 ), konuya ilginç bir yaklaşım getiriyor. 'Döviz kurlarındaki artışın ana kaynağı enflasyondur. KDV'nin konusu ise ise enflasyon değil, mal teslimi ve hizmet ifasıdır. Kur farkları üzerinden KDV almak, enflasyon üzerinden vergi almaktır.'
Buna biz de ekleyelim: Enflasyon zaten bir vergidir. Enflasyondan vergi almak, vergi üzerinden bir kez daha vergi almaktır.
Yabancı sermayenin ülkemizde yatırım yapması için her türlü kolaylığın gösterileceğini bütün yetkililer her gün tekrarlıyor. Fakat bırakın kolaylık göstermeyi, bir yabancı yatırımcıya asla anlatamayacağımız uygulamalar yapıyoruz. Kimseye kolaylık göstermeyelim. Makul olalım bize yeter. Şirketlerin döviz mevcutları aynı kaldığı halde, üç ayda bir kur farkları üzerinden geçici vergi alıyoruz. Yıl sonlarında aynı miktarda kalan döviz üzerinden kurumlar vergisi alıyoruz. Kur farklarından KDV alıyoruz. Fiktif yani ortada gerçekten mevcut olmayan gelir ve matrahlar yaratıp vergilendiriyoruz.
Bulgaristan Yabancı Yatırım Ajansı Başkanı bu hafta Türkiye'de Türk İş Adamları ile bir toplantı yaparak, Türk yatırımcıları Bulgaristan'da yatırım yapmaya davet etti ve 'Türkiye'den daha düşük vergi ve sıfır bürokrasi' taahhütünde bulundu.
Bizdeki gibi yasalar ve uygulamalar olan bir ülkeye yabancı yatırımcı gelmez. Yerli yatırımcı da bu nedenle Bulgaristan'a gidiyor. Yetmişbeş yıllık kapitalist(!) Türkiye, kapitalizmi; 'elli yıllık komünist ve iki yıllık kapitalist' Bulgaristan'dan mı öğrenecekti? Yoksa Bulgaristan'ın yönetici ve bürokratları, ülkelerini bizimkilerden daha mı az seviyor?