Tapınma başladı: Allah’ın vasıflarını toplamış bir lider

Ne övmesi!
Resmen tapınıyor.
Alenen şirke düşüyor.
Alenen müşrik oluyor.
Açıkça putlaştırıyor.

*

Dediği şu:
“Bugün Türkiye’de Allahu Teala’nın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var.”

*

Dikkat!
“Halife” demiyor, “sultan” demiyor, “şeyh” demiyor, “mücahit” demiyor, “emirül müminin” demiyor, “evliya”, “itaat” demiyor, “biat” demiyor.
Hatta “peygamber” bile demiyor.
Hatta ve hatta “Allah’ın yeryüzündeki gölgesi” bile demiyor.
Doğrudan “Allah” demeye getiriyor.
“Allah’ın tüm vasıflarını üzerine toplamış” diyor.

*

- Eğer Başbakan Erdoğan, bu milletvekiline “Ne diyorsun sen kardeşim. Kes saçmalamayı... Çabuk tövbe et, çabuk imana gel” demezse...
- Eğer AK Partili milletvekilleri, “Tek adam falan tamam ama bari tapınma olmasın” diye isyan etmezse...
- Eğer Bülent Arınç, bu milletvekiline şöyle okkalı bir had bildiriminde bulunmazsa...
- Eğer Diyanet İşleri Başkanlığı, bu milletvekillinin sözlerine karşı “muhtıra gibi bir bildiri” yayınlamazsa...
- Eğer partinin tabanı, hiç değilse “O kadar da değil... O kadar da değil...” diye itirazda bulunmazsa...
- Eğer bu milletvekili hakkında “din ve dince kutsal sayılan değerleri aşağılama” iddiasıyla dava açılmazsa...
Korkarım ortada din iman da kalmayacak.

*

Gelin, biz yine de hep beraber tekrar edelim:
Tekbir...
Allahu ekber!

‘Darbe’ kelimesine fazla abanırsanız

- Hükümetinize karşı gösteri ya da yürüyüş yapılınca... “Darbe istiyorlar” diyorsunuz.
- Biri ekranda hükümetinizi biraz sert eleştirince... “Vay darbeci vay” diyorsunuz.
- Savcı yolsuzluk operasyonu yapınca... “İşte darbe” diyorsunuz.
- İçişleri Bakanı aracılığıyla “Çeşitli darbe girişimleri yaşıyoruz” mesajı veriyorsunuz.
- Rüşvet iddiaları karşısında “Yolsuzluk yok, darbe var” diyorsunuz.
- HSYK’nın aldığı kararı internette yayınlamasına bile “darbe” diyorsunuz.
- Muhalefetin meşru yollarla hükümeti yıpratmasına “Darbecilik yapıyorlar” diyorsunuz.
- Gazetede yayınlanan sert bir eleştiri yazısını bile “darbe özlemi” diye nitelendiriyorsunuz.

*

Her olayı “darbe” diye açıklar, “darbe” sözcüğüne bu kadar abanırsanız...
Sandıktan aleyhinize sonuç çıktığında...
“Bu bir darbedir, bu sonucu kabul etmiyoruz” falan diyebilirsiniz.

Elitist mi oldun şebelek?

ŞEBELEK, Hürriyet’i diline dolamış.
“Gümüşhane gazetesi” falan diyerek aklı sıra aşağılama yapmaya çalışıyor.

*

Evet, Gümüşhane gazetesiyiz.
Evet, Bayburt gazetesiyiz.
Evet, Yozgat gazetesiyiz.
Evet, Kastamonu gazetesiyiz.
Zoruna mı gitti şebelek?

*

Daha düne kadar “Bunlar çok seçkinci ya...” falan diye höykürüyordun.
Ne oldu da şimdi “Bunlar çok Gümüşhaneci ya...” falan diye höykürüyorsun?

*

Daha düne kadar “Nişantaşı, tekne, yalı...” falan diye laf sokmaya çalışıyordun.
Ne oldu da şimdi “Gümüşhane, Bayburt, Yozgat...” falan diyerek laf sokmaya çalışıyorsun.

*

- Daha dün “kahraman” dediğin savcıya bugün “hain” diyorsun.
- Daha dün “devrimci” dediğin polise “darbeci” diyorsun.
- Daha dün “şike” dediğin olaya “yalan dolan” diyorsun.
- Daha dün “muhteşem hocam” diye yaltaklandığın adama bugün “ahtapot” diyorsun.
- Daha dün “muazzam topluluk” diye yaladığın Cemaat’e bugün “çete” diyorsun.
Çok görmemek lazım...
Bunları yaparken yüzü hiç kızarmayan bir şebelek, tabii ki daha düne kadar “seçkinci” diye yaftaladığını, bugün “Gümüşhane” falan diyerek aklı sıra aşağılamaya çalışır.

*

Her iddiaya varım:
Eğer Tayyip Erdoğan bir gün gelir de iktidardan falan düşerse...
Sen var ya sen...
Tayyip Erdoğan’a höykürerek sövme yarışında birinciliği kimseye bırakmayacaksın.
Sen bu alçaklığı yaparken...
Sana “Hop! Dur bakalım orada şebelek” demek de yine bize düşecek.

‘Sen kimsin ki’ye verilecek cevaplar

ÖYLE anlaşılıyor ki bugünlerde Türkiye’de yaşayan her birey, “Sen kimsin ki?” sorusunu tadacak.
O halde cevaplarımızı hazırlamanın vakti gelmiş demektir.

*

İşte benim hazırladığım cevaplardan birkaçı:
- “Bond... James Bond...” der gibi: “Vatandaş... Sade vatandaş...”
- Midesine fazla düşkün biri gibi: “Eskiden maklube, şimdi ise haşhaşlı çörek seven biri...”
- Çocukken sinemada atlıları alkışlamış biri gibi: “Ben Fatih’in fedaisi Kara Murat...”
- Çok Ahmet Kaya dinlemiş biri gibi: “Hiç kimse miyim bilmem ki neyim...”

Bari internete dokunma

İŞLERİ öyle çok ki...
- Amerika ile uğraşıyorlar, İngiliz’in, Fransız’ın oyunlarıyla baş etmeye çalışıyorlar.
- Alaman’ın “Türkler çok büyük bir havaalanı inşa edecek, çökün üstüne” diye başlattığı saldırıyı boşa çıkarmaya çalışıyorlar.
- İsrail’e karşı sürekli bir teyakkuz halindeler.
- Günde en az üç darbe girişimine karşı mücadele ediyorlar.
- Haşhaşilerin intihar eylemlerini savuşturmaya çabalıyorlar.
- İkinci dalgayı önlemişken üçüncü dalga çıkıyor ortaya...
- Suriye, El Kaide falan zaten büyük dert... Maliki desen... O da çıkarmış kafayı...
- Bu arada dolar rekor kırıyor, borsa inişte...
- Görevden aldıklarının yerine göreve getirdiklerini de görevden almak durumunda kalıyorlar.
- Kötü niyetli Haşhaşiler ile iyi niyetli Haşhaşileri ayırmak gibi bir zorunlulukları var.
- Yargıyı Bekir Bey’e bağlamak için uçan tekme atıyorlar, iPad feda ediyorlar.
Velhasıl...
“Üçüncü dünya savaşı” desek yeridir.

*

48 ayrı cephede savaşılırken... İnternete sansür getirmeye çalışılarak yeni bir cephe açılmasına bakınca...
Benim aklıma İkinci Dünya Savaşı’ndaki bir adam geliyor.
Sizin de geliyor mu?