Paylaş
İşte plan dediler.
Mahkeme inceledi, bu ne biçim plan dedi, tutukluların hepsini bıraktı.
Şak, mahkemeyi değiştirdiler.
Öbür mahkeme inceledi, öbür mahkeme de bu ne biçim plan dedi.
Şak, öbürünü de değiştirdiler.
Dava başladı.
Tutuklu sanık yok.
E bu ne biçim dava denildi?
Şak, emeklileri tutukladılar.
İyi de bu ne biçim cunta, hepsi yaşlı başlı, pijamalı adamlar denildi.
Şak, muvazzafları tutukladılar.
Tamam da, bu muvazzafların isimleri o planda geçmiyor ki denildi.
Şak, donanma basıldı.
Siidiler bulundu, aha işte yok denilen bütün muvazzaflar ordaydı.
Güzel ama, o siidilerde, o dönemde kurulmamış şirketlerin, inşa edilmemiş gemilerin isimleri niye var denildi.
Şak, internetten mektup geldi.
Şu şu adrese gidin, siidilerin son hali orda denildi, bi gidildi bakıldı ki, a-aaa, eliyle konulmuş gibi bulundu.
Hepsini anladık da, bu cuntanın silahları nerede birader demeye kalmadı, ki, zaten TRT kameraları eşliğinde kazılar yapılmış, bulunacak silahlar henüz topraktan
çıkarılmadan liste halinde son dakka’lanmıştı.
Bu sefer avukatlar kıllık yaptı.
Siidilerdeki 2003 tarihli belgeler, henüz icat edilmemiş 2007 Microsoft fontlarıyla nasıl yazılmış denildi.
Şak diye cevap verilemedi...
Soru önergesi verildi.
Savunma Bakanı itiraf etti.
Hakikaten yahu, 2003 tarihli belge 2007 fontlarıyla nasıl yazılabilir, benim de kafam basmadı dedi.
Şak, siz ne konuşuyorsunuz hemşerim, bütün belgeleri bizzat Genelkurmay gönderdi denildi.
Hadi bakalım, Genelkurmay çıktı, bizde belge melge yok, mahkemeye de bi şey göndermedik dedi iyi mi.
*
Görünen o ki...
*
Şimdi sıra geldi, Genelkurmay karargâhının bahçesinde siidi bulup, Bill Gates’in evini basmaya.
Paylaş