Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Ne yazık!

Geçen gün Şişli'nin arka sokaklarına park ettiğim arabama doğru yürürken karşıdan gelmekte olan genç adamın önce sendelediğini sonra da boylu boyunca yere düştüğünü gördüm. Yüzü koyun yere kapaklanmış olan vücudu, spazmlarla titriyordu.

Ne olduğunu anlayamamıştım. ‘‘Yoksa ölüyor mu’’ diyerek üzüntü ve heyecanla bulunduğu yere doğru adımlarımı sıklaştırdım. O sırada yanından bir adam geçti. Yolun ortasına kapaklanmış vücuda şöyle bir yan gözle bakarak hafif tiksinti ve korku ifadesiyle alelacele geçip gitti. Yanımdan geçerken tam bir şey söylemek için hamle yaptığımı görünce beni hiç görmüyormuş gibi koşar adım oradan kaçarcasına gitti. Bu sırada kızlı erkekli bir grup belirdi. Onlar şaşkın bir ifadeyle önce baktılar sonra da hiç ilgilenmeden adımlarını sıklaştırdılar ve yanımdan geçip gittiler.

Genç adam vücudunun her bir organı ayrı ayrı titreyerek sokak ortasında tek başına öylece yatıyordu ve kimse yardım etmeye çalışmıyordu.

Adamın yanına geldiğimde ne yapacağımı düşündüm. Öylece yolun ortasında bırakamazdım. Fakat, nasıl yardım edeceğimi de bilemiyordum. Tam o sırada bir araba geldi. Görmezden gelemezdi. Çünkü, yolun ortasında yatan adamı ezemezdi. Ben de bunu fırsat bilip hemen arabanın içindeki adamlara ‘‘Sanırım sara nöbeti geçiriyor, yardımcı olmamız gerek’’ deyince arabanın içindeki üç kişi indi ve önce genç bedeni ters yüz ettiler, penceresinden seyretmekte olan kadından soğan ve su bulundu. Sonra zavallı genç adam yavaş yavaş kendine geldi. Ben de arabama bindim ve kendi kendime ‘‘Ne yazık! Yardım etmeyi unutan, kültürünü, geleneklerini unutan bizlere ne yazık!’’ demekten kendimi alamadım, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları