Yasemin'ce

Yasemin BORAN

Kararsızlığın çözümü

Kararlar hayatımızı etkiliyor. Bunu hepimiz biliyoruz ve hayatımızın yönünü değiştirebileceğini düşündüğümüz bir karar aşamasına geldiğimiz zaman ne yapacağımızı bilemez hale geliyoruz. Hem de ne kadar kararlı olsak bile...

Bizim için hayati önem taşıyan bir durum karşısında kararsız bir yapıya sahip olmak ya da son derece kararlı biri olmak sonucu değiştirmiyor. Birden bire kendinizi kararsızlığın gri sislerine dalmış buluyorsunuz. Ondan sonra da ne önünüzü görebiliyorsunuz, ne de yolunuzu bulabiliyorsunuz.

Taa ki bir rüzgar çıkıncaya, sisleri dağıtıncaya kadar öylece olduğunuz yerde kıpırdamadan bekliyorsunuz. Aslında körlemesine hareket etmekten daha iyi bir durum bu. Yani kıpırdamadan sislerin dağılmasını beklemek. Böylece önünüzü görmeden gittiğiniz yolun üzerindeki çukurlara düşmekten ya da çıkmaz bir yola girmekten korunmuş oluyorsunuz.

Fakat bu esnada hiç yol almamış, olduğunuz yerde ne kadar kalacağınızı bilemeden kalmış oluyorsunuz. Yani hayat sizin için durmuş oluyor. Gelişiminizi sağlayan düşünceleriniz ve duygularınız duruyor.

Rüzgar eserse ne ala! Yoksa, ölmekten de beter bir durumda kalmaya devam edersiniz.

Peki, böyle bir durumda ne yapmalı?

Kararsızlığın sisleri arasına girmişseniz, yapılacak bir şey yok. Oturup rüzgarın esmesini beklemekten başka bir şey yapmak mümkün değil. Tabii rüzgar yaratacak gücünüz yoksa! (Sürecek)