Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Öfke kurbanları

Sizi düşünmeye davet ediyorum... Bugüne kadar yaşamış olduğunuz hayatı şöyle bir gözden geçirin. Elinize geçen kimi fırsatları öfke krizine kapılıp nasıl kaçırmış olduğunuzu hatırlıyor musunuz?... Ya da çok sevdiğiniz birini hiç istemediğiniz halde kırmış olduğunuzu ve sonra üzülüp keşke söylemeseydim dediğinizi...

Çantanızı veya ceketinizi kapıp sinir içinde terk ettiğiniz işinizi, arkadaşlarınızı, ailenizi... Bir anlık öfkeye kurban olmuş dostlarınızı hatırlayabiliyor musunuz?... Hatta dostunuzun öfkesine siz de kurban olmuş olabilirsiniz...

Aslında insan beyni acı veren olayları unutur. Şayet bazı anılar zihninizde canlanmaya başladıysa bunların da mutlaka çok ciddi nedenleri vardır.

Bütün bunlar da siz hiç farkında olmadan savunma mekanizmanızın oyunlarından başka bir şey değil. Kendinizi haklı çıkartacak her türlü malzemeyi kullanır ve acı duygunuzu en aza indirirsiniz. Bunu düşünmeden doğal biçimde yaparsınız. Çünkü, bu durum tamamen kendiliğinden oluşur.

Şayet kendinizi haklı görmezseniz, olan biten ne varsa hepsini ayan beyan görebilirsiniz.

Ancak, insan hata yaptığının farkında olmazsa (Daima hatalı olan başkalarıdır) bu kez de tekrar tekrar benzer tecrübeleri yaşayacaktır. Peki o zaman ne yapmak lazım diye düşüneceksiniz...

Yapılan yanlışların verdiği acı duygusuyla yaşamak mümkün değil, öte yandan yanlış olmadığı duygusuyla hataları tekrar yaşamak söz konusu...

Bu durumda insanın kabul gösterebilme olgunluğuna erişmesi ve nerede hata yaptığını öğrenmek için korkmadan ve duygularına kapılmadan durumu tekrar gözden geçirmesi gerekiyor. Çünkü, insanı baştan çıkaran ve hata yapmasına neden olan sahip olduğu duyguların şiddeti.

Duygularınızı kısa bir süre için kontrol altına alarak size acı veren olayı bir kez daha düşünün. En ince ayrıntılarına kadar olayın başlangıcından sonuna kadar tüm gelişmeyi film izler gibi hatırlayın.

Tarafsız bir gözle durum değerlendirmesi yapmaya çalışın. Kendinizi bir tiyatro sahnesindeki oyuncu gibi görmeye ve hatalarınızı anlamaya gayret gösterin.

Belki başlangıçta zor olacak. Fakat, kendinizi güçlü hissettiğiniz zamanlar bunu tekrarlayabilir ve bir oyuna dönüştürebilirsiniz. Böylece kendinizi çok daha iyi tahlil edebilir ve olaylar karşındaki tavırlarınızı belirleyebilirsiniz. Daha ötesi, gelecekteki yaşantınızda karşılaşacağınız olayları kontrol altına almayı başarabilirsiniz.

Böylece hangi durumlarda geri çekilmeniz ya da hamle yapmanız gerektiğini önceden belirleyebilirsiniz. Hatta yaşarken tavırlarınızı belirleyebilir ve çok daha başarılı biri olabilirsiniz.

Bugün hayatımızı neredeyse öfke ve sevinç duygularıyla yönlendiriyoruz. İçinde bulunduğumuz durumu, birlikte olduğumuz insanları ya seviyor ya da nefret ediyoruz. Sahip olduğumuz değerler, düşünce biçimimizin oluşturduğu kişiliğimizle belirleniyor ve olayları yönlendiriyoruz.

Peki, düşüncelerimiz, öğrendiklerimiz ve değerlendirmelerimiz gerçekten doğru mu? On yıl öncesinin doğru bilgileri bugün için de değerini koruyor mu? Acaba, şu anda da o zamanlardaki gibi mi düşünüyoruz?... Yarın ne olacak?... Yarın da bugünkü gibi mi düşüneceğiz?...

Tabii ki, hayır. Bu durumda Yasemince diyorum ki, ne kendimizi ne de yakınlarımızı öfkemize kurban etmeyelim ve değerli olan hayatın farkına vararak yaşayalım.

Yazarın Tüm Yazıları