Yasemin'ce

Yasemin BORAN

Ölüm sonrası deneyimler

‘‘Her varlık için değişmeyen iki deneyim vardır: Doğmak ve ölmek. Hiç kimse bu iki olguyu yadsıyamaz. İnsanların en az bildikleri ve ne hikmetse bilmek istememekte de ısrar ettikleri bu konu, hayatın anlamını, amacını ve sırlarını saklar.’’ (Ergun ARIKDAL)

Evet, ‘‘Ege Meta Yayınları’’ndan çıkmış olan ‘‘Ölüm Sonrası Deneyimler’’ adlı kitabın ‘‘Sunuş’’ bölümünde, şimdi buradan rahmetle andığım, Türkiye'de spritüalizme büyük katkıları olmuş Ergun Arıkdal böyle söylemiş.

Ben de kitabın içinden ‘‘Beden Dışı Deneyim’’ bölümünü aynen aktarıyorum:

‘‘Bir hastane yatağında yatan bedenime tepeden bakıyordum. Çevremde telaşla hareket eden doktor ve hemşireler vardı. Onların dışarıdan getirilen bir makineyi odanın içine doğru sürüklediklerini ve ayak ucuma yerleştirdiklerini görebiliyordum. Kutu gibi bir şeyden çıkan tutma yerleri vardı. Daha sonra, bunun kalp durduğu zaman kalbe şok uygulamak için kullanılan makinelerden biri olduğunu öğrendim.

Bir rahip geldi ve son duamı okumaya başladı. Yatak hizasına kadar alçaldım ve olan biten herşeyi seyrettim. Sanki tiyatroda sergilenen bir oyunu izleyen bir seyirci gibiydim.

Yatağın arkasında bir saat vardı. Duvarda asılıydı. Hem yataktaki kendimi, hem de 11:11'i gösteren saati görebiliyordum.

Sonra bedenime geri döndüm. Kendime geldiğimi ve ayak ucumdaki diğer kendimi araştırdığımı hatırlıyorum.’’