Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Hoşgörü ve sevgisizlik

Hoşgörü üzerine verdiği şu mesajla; ‘‘Yaradılanı hoş gör, yaratandan ötürü’’ diyen Yunus, neler neler anlatıyor da kimsenin ilgilendiği yok gibi geliyor, bana...

Elbette ki Yunus'un bu sözlerini söylediğiniz zaman herkes ilgileniyor. Kimsenin karşı görüş ileri sürdüğü yok. Yok da zerre kadar itibar gösteren de yok. Şayet bu felsefeye itibar gösterilmiş olsaydı, insanların arasındaki kavgalar, çekişmeler, mücadeleler bu boyutlara varır mıydı?

Babanın oğluna, kardeşin kardeşe, sevgilinin sevgiliye ne kadar hoşgörü gösterdiği ortada.

İnsanın canı, kanı, herşeyim dediği kişilere dahi böylesine hoşgörüden uzak bir tavır içinde bulunduğunu gördüğünüz zaman, sokaktaki insanlara, işyerindeki arkadaşlarına ‘‘neler yapmaz’’ diyesi geliyor insanın. Bütün bunların üzerine ne kadar hoşgörülü davranabilir, diye ister istemez düşünüyorsunuz?

Ve cevap kendiliğinden geliyor, ‘‘Tabii ki, davranmaz’’. Hele karşısındaki kişinin kendisinden daha alt kademede olduğunu biliyorsa, bırakın hoşgörüyü, horlayan, ezen davranışlarıyla tam bir ‘‘düşmanlık’’ örneği ortaya koyar da şaşar kalırsınız.

İlişkilerin adamakıllı sarpa sardığı günümüzde acaba Yunus yaşasaydı, ne derdi, diye düşünmekten kendinizi alamazsınız...

Hoşgörüden bu kadar uzak, düpedüz düşmanca bir tavır takındığımız dünyaya karşı dikilen insana dönüp ‘‘Dışarıda aradığın düşman, senin içinde’’ derdi, herhalde... Öyle ya, ‘‘İlim ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir/ Sen kendin bilmezsen/ Ya nice okumaktır’’ dediğine göre...

Çağımız insanının ilim irfanını o zamanlarla kıyaslamak bile mümkün değilken, kendini anlamak ve bilmek adına bir arpa boyu bile yol almamışlığını nasıl açıklayabiliriz? Bu nice okumaktır ki, insan kendine bu kadar uzak, bu kadar düşman, bu kadar sevgisiz olabiliyor. Bu sevgisizliğini etrafına yansıtıyor. Çevresindeki akrabadan arkadaşa, işyerinden bakkala kim var kim yok, düşmanca davranıyor.

Hoşgörüsüzlüğün sınırlarını düşmanlığa kadar vardıran insanın bu durumda mutlu olabilmesi mümkün mü?

Elbette ki , değil. Mutluluk hayalini gölgeleyen ilişkilerindeki bu sapkınlığın temelinde de açıkça ‘‘sevgisizlik’’ yatıyor. Hem de sevgi üzerine yazılan-çizilen onca şeye rağmen. Kendisinin dışındaki tüm insanları, hatta insanlığı sevgisizlikle suçlarken, dönüp azıcık kendine bakmıyor. Kendinin ne kadar sevgisiz olduğunu anlamıyor.

İnsan, ancak kendi içindeki sevgiyi açığa çıkardığı zaman sevgiyle karşılaşabilir. Sizden böylesine düşmanca duygular yansırken sevgiyle karşılaşmanız mümkün değil. Sevginin olmadığı yerde de ne hoşgörü, ne ilişki, ne de mutluluk olabilir, diyorum, Yasemin'ce...



Yazarın Tüm Yazıları