Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

İnsan ve Evren

‘‘İki bin beş yüz yıl kadar süren bir düşünme, mantık yürütme, gözlem yapma ve deneme temrininden sonra bugün, hem zamanın, hem de uzamın (bir nesnenin uzayda kapladığı yer) Parmenides'in zannettiği gibi mutlak olmadığı, hiç değilse fizikçiler tarafından kabulleniliyor.’’

İşte olağanüstü bu sözler ‘‘Cogito Dergisi’’nin zamana ayrılmış 11 sayılı dergisinde geçiyor. ‘‘Bahar Öcal Düzgören’’ yazdığı yazının başlığı ile beni çarpıyor; ‘‘Kader ile Kadere karşı çıkan irade’’

Yazdıkları ise, kelimenin tam anlamıyla bilgilendirici. Hem de düşüncelerinize yepyeni boyutlar getirecek kadar düşündürücü.

‘‘Düşündürecek ne var bunda’’ diyenlere kısa bir açıklama yapmadan geçemeyeceğim.

Zaman ve mekan, Newton'a gelinceye kadar zamanın ünlü bilimadamları ve düşünürleri tarafından mutlak değerler olarak kabul ediliyordu. Derken Newton çıkıp mekanın mutlak olmadığını ileri sürdü. 20. yüzyıla geldiğimizde de Einstein, zamanın mutlak olmadığını kanıtladı.

Bu durumda hem zaman hem de uzam mutlak değil. Bu da demektir ki, değişmez olan hiçbir şey yok. Yani herşey belirsiz.

‘‘Düzgören’’ evrenin geleceğinin belirsizliğini öylesine müthiş açıklamalarla anlatıyor ki, düşüncelerinizin dalga boyu kendiliğinden değişiyor.

Mesela yazının bir bölümünde şöyle diyor;

‘‘Fizikçiler artık, evreni gözleyen kişinin durduğu yere ve zamana bağlı olarak, evrenin kütlesiyle ya da yaşıyla ilgili farklı sonuçlar alınabileceğini kesin olarak biliyorlar.’’

İşte bu bilgi her türlü iddiayı iki kere düşünmek gerektiğini ortaya çıkartıyor.

Yaşadığınız yer, bulunduğunuz konum ve zaman, hayatınız ve geleceğinizi değerlendirmek açısından çok büyük bir önem kazanıyor. Yani, nerede, ne zaman, ne yapıyorsunuz? İşte bu çok önemli. Çünkü, her yer ve farklı zamanlara göre sonuçlar değişiyor.

Aynı şeyi farklı yerlerde farklı zamanlarda yaptığınız zaman başka başka sonuçlar alıyorsunuz. Ve bunların sonuçları geleceğinizi farklı farklı etkileyecek demektir. Kısaca hayatınızda pek çok seçenek var.

‘‘Düzgören’’ şöyle diyor; ‘‘en sıradan bir insan bile, ne kadar kolaya kaçma eğiliminde olursa olsun, habire çatallanan yol başlarında, seçeneklerden bir tanesi doğrultusunda bir takım kararlar almak, en azından çoğunluğun verdiği kararlara uymak yönünde bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Çünkü, evrenin geçmişi ve geleceği gibi, sıradan bir insanın da geçmişiyle birlikte geleceği de bir takım olasılıklardan ibaret bir belirsizlik içeriyor. Kimse geçmişi tam anlamıyla bilemiyor ve kimse geleceğinden hiçbir şekilde emin olamıyor!’’

Evet, ‘‘Düzgören’’ daha öyle şeyler diyor ki, (keşke hepsini burada yazabilseydim, fakat ilgilenenler kolayca Yapı Kredi Yayınlarından bulabilirler) evren ve insan arasında kurduğu paralellik, hem evreni hem de insanı anlamak adına düşüncelerinizi harekete geçirecek bir kıvılcım niteliği taşıyor, diyorum, Yasemin'ce...



Yazarın Tüm Yazıları