Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Endişeler ve ertelemeler

İnsanın hayatını karartan hatta depresyona sokan önemli etkenlerden biri endişe, diğeri ise ertelediklerimiz... Ve bu iki etki kimi zaman birbirinin içine öyle bir giriyor ki kuşkularımız yüzünden mi, erteliyoruz yoksa, ertelediğimiz işler içinden çıkılmaz bir hal aldığı için mi endişeleniyoruz, bilemiyoruz.

‘‘Canım hiçbir şey yapmak istemiyor’’un ardındaki nedeni düşündünüz mü, hiç?

Hava güzel, güneş parlak ve sokaklar davetkar olduğu için mi, yapacaklarınızı erteliyorsunuz? Hiç sanmıyorum. Hayatın kişiyi çağırdığı böylesine güzel duygular içindeyken daha bir şevkle, arzuyla, bir an önce işlerinizi bitirmeye çalışırsınız. Hiçbir zaman olmadığı kadar yüksek bir performans ortaya koyup hızla işlerinizi bitirirsiniz ve sokaklara, güneşe sizi davet eden hayatın içine kendinizi büyük bir coşkuyla atarsınız. O an hiçbir şeyi ertelemezseniz.

Canınız bir şey yapmak istemediği anlar, yaşamaktan da uzaklaşıldığı zamanlardır. Ve kendinizi isteksizliğe bıraktıkça daha bir isteksizleşirsiniz. Değil sokağa çıkmak, yerinizden bile kıpırdayacak haliniz kalmaz. Neyse ki, yapmak zorunda olduğunuz birkaç iş vardır ve kendinizi zorla oturduğunuz yerden kaldırıp harekete geçirirsiniz. Fakat yapmanız gerekenlerin en önemli olanlarını yapıp diğerlerini ertelerseniz. Belki de ‘‘yarın yaparım’’ deyip hepsini erteleyebilirsiniz.

‘‘Yarın’’ olduğu zaman bir evvelki günün eşi duygular içinde yapmak istediklerinizi yarınlara ertelemeye devam edersiniz. Neyse ki ‘‘yarın’’ var. Yarın yapmayı düşünerek küçük de olsa kendinizi rahatlatabilirsiniz. Fakat, bu arada ‘‘yarın’’lar geçip giderken siz hala ‘‘yarın yapacağım’’ diyerek günler, haftalar geçirebilirsiniz.

Bu arada yapmak istediklerinizi yapamadan geçip giden zamanla birlikte hayatınızın da gidiyor olduğu düşüncesi uyanıverir. Peki, ne olacak şimdi?

Kendinizi öyle bir çırpıda sıyırıvermeniz ve bu yoğun hareketsizlikten kurtulabilmeniz hiç de kolay değildir. Fakat, içinizde uyanan düşüncenin gücü sizi harekete geçirebilir. Yeter ki, yakaladığınız bu düşünceye sımsıkı sarılın ve başka hiçbir düşüncenin bu duygunuzu bozmasına izin vermeyin.

Sonra neden canınızın istemediğini düşünün. Yapmak istediğiniz halde neden bir türlü harekete geçemediğinizi düşünün. İsteksizliğinizin başlangıç noktasına düşüncelerinizi çevirin ve sizi hareket etmekten alıkoyan etkiyi araştırın.

Bu noktada karşınıza çeşitli endişelerinizin çıktığını göreceksiniz. Ertelediklerinizin altında yatan endişeler belki çok önemsiz ve zararsız gibi görünebilir. Yani adım atmanıza, harekete geçmenize engel değilmiş gibi gelebilir. Sakın küçümsemeyin. Unutmayın ki, minicik kurtlar koskoca bir ağacı kurutabiliyor. Endişelerimiz de tıpkı bu minik kurtlar gibi bizi yiyip bitirebilir, diyorum, Yasemin'ce...



Yazarın Tüm Yazıları