Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Etkilendiğimiz şeyler (2)

Çölde doğmuş biri sıcağa dayanıklı olurken kutuplarda doğmuş biri de soğuklara dayanıklı olacaktır.

Ekvator ya da ılıman iklimde yaşayan birinin ne çölün sıcağına ne de kutupların sert havasına oralarda doğmuş biri gibi dayanabilmesi söz konusu bile olamaz. Çünkü kişiyi çevresindeki koşullar ve şeyler yaşayabileceği şekilde biçimlemiştir.

Mesela dağlarda doğup büyüyen bir insanın ortaya koyduğu davranışlardan güçlü bedenine kadar her türlü sert koşula dayanıklı bir yapı geliştirmiş olduğunu görürsünüz. Hatta dağın zor koşullarına dayanabilmek için gösterdiği direnç kişinin yüzüne yansır ve genellikle sert ifadeli, inatçı, düz ve kesin davranışlar ortaya koyar.

Öte yandan deniz seviyesinde doğup büyümüş biri dağda yaşayanın tam zıttı bir tavır içinde bulunur. Çok daha yumuşak, değişken, kolay vazgeçen, zorluklara tahammül göstermeyen ve çabuk vazgeçen bir tavır sergiler.

Deniz ve güneşin etkisi kişiyi yumuşatır, sıcak ve rahatlığın verdiği etkiyle kişi neredeyse tembellik derecesinde bir uyuşukluk içinde davranır. Zaten içinde bulunduğu koşullar ne hızlı hareket etmesine imkan verir ne de ısrarcı bir tavır içinde mücadele etmesini gerektirir.

Halbuki dağın koşullarında var olabilmek için güçlü, dirençli, mücadeleci ve hızlı olmak gerektiği için dış koşullar kişiyi belirler ve görünüşünden davranışlarına kadar yaşadığı iklimin özelliklerini açıkça anlaşılır derecede sergiler.

Bunlar, şeylerin insanı biçimlemesindeki en açık örnekler... Ve biraz düşünen bir insanın, dışımızda bulunan şeylerden nasıl etkilendiğimiz ve biçim kazandığımızı anlaması hiç zor değil.

Peki, bilincimiz böylesine şeylerden etkilenip biçim kazanırken, bilincimizin şeyleri etkilemesi ve biçimlendirmesi mümkün değil mi?..

Kant şöyle diyor; ‘‘Şeyler, bilincimizi biçimlendiriyor, bilincimiz de şeyleri etkiliyor ve biçimlendiriyor.’’

Bu görüşe aynen katılıyorum. Sadece ve sadece çevremizde bulunan şeylerden biz etkilenmiyoruz. Aynı zamanda çevremizdeki şeyleri etkiliyoruz da... İşte, konunun en önemli noktasına geldik.

Çevremizde bulunan şeyleri, bilincimizle etkileyip biçimleyebilmek... Bu müthiş bir bilgi. Ve yaşadığımız olumlu olumsuz pek çok şeye de açıklık getiriyor.

Farkında olmadan şeylere biçim veriyor, sonra o şeylerin bizim bilincimizin üzerinde etki yaratıp biçimlemesine neden oluyoruz. Ve bütün bunları biz yapıyoruz. Yani hoşlandığımız ya da hoşlanmadığımız ne varsa sorumlusu biz, kendimiz olmuş oluyoruz.

A. Einstein'ın dediği ‘‘Genelde insanlığın kaderi, hak ettiği şey olacaktır’’ bu sözler, şimdi çok daha büyük bir anlam kazanıyor. Yaşayacağımız kaderi bilincimizle biçimliyoruz. Fakat, ne yazık ki, farkında olmadan yapıyoruz.

Ne şeyleri biçimlendirdiğimizin farkındayız, ne de etrafımızdaki şeylerden ne ölçüde etkilendiğimizin farkındayız... Halbuki, bilincimizi biraz yükseltip (Şeylerin yardımıyla) daha bir farkındalık içine girebilir ve böylece şeyleri istediğimiz doğrultuda biçimleyebiliriz, istediğimizi yaşayabiliriz diyorum, Yasemin'ce...






 








Yazarın Tüm Yazıları