Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Yaşarken yaşamıyoruz

Bir gün içinde ne kadar çok şey yaşadığınızın farkında mısınız?

Aslında hiçbirimiz farkında değiliz. Şayet üzerimizde duygusal bir iz bırakmamışsa, yaşadıklarımızın farkında olmadan geçip gideriz. Çoğunlukla ‘‘Bugün neler yaptın?’’şeklinde soru soranlara, hemen ‘‘Hiçbir şey’’ diyebiliriz. Bundan daha doğal bir cevap olamaz. Çünkü, bir şey yapmamış olduğumuz duygusu içindeyiz.

Evet, olağan işlerimizin dışında karşılaştığımız olaylar duygularımızı harekete geçirmediyse, o günle ilgili söyleyecek pek bir şeyimiz olamıyor. Ne izlenim, ne de değerlendirecek, anlatacak bir şey. Peki, gerçekten kayda değer bir şey yaşamıyor muyuz? Şayet farkında değilsek, evet. Yaşarken, yaşamıyoruz.

Olağan işlerimizi her zamanki gibi yapıyoruz. Her zaman geçtiğimiz yollardan geçiyoruz. Her zaman konuştuğumuz kişilerle karşılaşıyoruz. Ve her zaman neler yapıyorsak onları tekrarlıyoruz. Veee, bütün bunları yaparken otomatiğe bağlanmış bir biçimde düşünmeden, farkına varmadan yapıyoruz. Sonuç, ‘‘Hiçbir şey yapmıyoruz’’ gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Halbuki, her gün yaptığınız işleri, tıpatıp aynı biçimde her gün tekrarlamıyoruz. Ne konuşmalarımız, ne görüşmelerimiz, ne de geçtiğimiz yol, aynı değil. Hatta, biz bile aynı kişi değiliz.

Duygularımız her gün değişirken, yaşadığımız tecrübeler sonucu edindiğimiz bilgiler her gün değişirken, biz nasıl aynı kişi olabiliriz?

Evet, bir düşünün... Nasıl, on yıl önceki, bir ay önceki, hatta bir gün önceki kişi olabiliriz? Aynı olayla farklı zamanlarda karşılaşıp farklı tepkiler veren biri, nasıl aynı kişi olabilir? Tabii ki, olamaz.

Bu durumda, kendimizi otomatiğe bağlamaktan vazgeçip, değişimimizin farkına varmaya çalışsak, galiba daha iyi olacak. Böylece gelişmemiz mümkün olabilir. Fakat, bu da hiç kolay bir iş değil. Ama imkansız da değil. Bunun için bir günlük tutabilir, günlük izlenimlerinizi, bu deftere yazarak başlayabilirsiniz.

Başlangıçta günlük tutmak size pek kolay gelmeyecek. Önceleri yazacak pek bir şey bulamayacaksınız. Hiçbir şey yapmayan biri yazacak ne bulabilir ki... Fakat, vazgeçmeyin. Sabah uyandığınız anda neler hissettiğinizi yazarak başlayabilirsiniz.

Odanız, ışığın eşyalarınıza yansıması, çalan telefon, konuştuğunuz kişilerle yaptığınız sohbetin ayrıntıları, yolda karşılaştığınız insanlar, yolun görünümü, o güne ait beklentileriniz ve yapmak istediklerinizi anlatarak yazmaya başlayabilirsiniz. Tabii en önemlisi duygularınızı kağıda dökmek... Bu çok işinize yarayacak. Sinirli, gergin, keyifli, size güzel ya da çirkin gelen ne varsa, bunları bir bir kağıda yazın. Yazdıkça açılacaksınız.

Yazmaya başladıktan sonra gününüzü yaşarken daha fazla dikkat etmeyi öğreneceksiniz. Ayrıntıların farkına varmaya ve yaşadığınız güne hakim olmaya başladığınızı anlayacaksınız.

Daha sonra bu yazdıklarınızı okuyup değerlendirmeye çalışın. Sonraki günler yapacağınız değerlendirmelerin öncekilere kıyasla değiştiğinin farkına varacaksınız. İşte bu durum, size daha ileri aşamalarda daha fazla günü yaşarken değerlendirme yapabilmeyi kazandıracak...

En önemlisi de yaşamayı öğreneceksiniz.

Değerlendirerek, duyarak, hissederek, kısaca farkına vararak yaşamaya başlayacaksınız. Yani, kelimenin gerçek manasında ‘‘Yaşayacaksınız’’ ve keyfini çıkaracaksınız.

Otomatiğe bağladığınız monoton hayatınızın olağan çarkından çıkıp kendiniz olmaya başladığınız andan itibaren düşünce boyutunuz, olayları algılamanız ve etrafınızda meydana gelen, çevrenizde bulunan ne varsa, her şey anlam kazanmaya başlayacak. Böylece yaşayacak ve kendinizi değerlendirmeyi başaracaksınız, diyorum, Yasemin'ce...






 








Yazarın Tüm Yazıları