Yasemince

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Örnek amca

Geçenlerde yazdığım ‘‘Efsun'un otobüs macerası’’ndan etkilenen ‘‘örnek amca’’nın yazdıklarından da ben etkilendim. ‘‘Torunum yaşındaki Efsun'a’’şeklinde başlıyan mektup aynen şöyle devam ediyor;

Şu anda altmışyedi yaşında olup İstanbul doğumluyum. Çocukluğumuzda, gençliğimizde tramvaya bindiğimizde ister yaz olsun ister kış olsun, tramvayın sahanlığında seyahat ederdik. Tramvayın içine bile girmezdik.

Bizlerin almış olduğu terbiye ile bugün sizlere verilen terbiye arasında dağlar kadar fark var.

Ben de otobüste gördüğün amca gibi yer verilirse oturmuyorum. Üstelik otursam bile otobüse binen hamile ve çocuklu bayanlara yer veriyorum. Dikkat ediyorum. Ufacık kızlar kalkıpta hamile ve çocuklu bayanlara yer vermiyorlar. Düşünmüyorlar ki, onlar da bir gün evlenip çoluk çocuk sahibi olacaklar.

İşim icabı sık sık seyahat ederim. Bir gün Ankara'da Kızılay Meydanı'ndan otobüse bindim. Şöförün arkasındaki koltuklarda bir polis, bir postacı ve bir er oturuyordu. Ben de ilerideki bir koltuğa oturdum. Bir durak sonra hamile ve çocuklu bir bayan bindi. Ne polis, ne postacı ve ne de er o binen bayana yer vermediler. Bu durumu görünce ben kalktım ve bayana yer verdim.

İşte aramızdaki terbiye farkı.’’

Hüsnü Akalın, kendi gençlik dönemi ile şimdiki gençliğin davranışları arasında büyük bir fark olduğunu ve bunun nedeninin ‘‘terbiye’’den kaynaklandığını söylüyor. Elbette ki, çok haklı. Yani kabaca etrafınıza baktığınız zaman hak veriyorsunuz ve eğitim ya da eğitimsizlik sonucu gençler böyle davranıyorlar diyorsunuz.

İyi de bu gençleri eğitenler, yetiştirenler kimler?

Hep bir zamanların özlemini duyup eski güzel günlerin hatıralarını anarken bugünün dünyasıyla mukayese ediliyor. Ve deniliyor ki, ‘‘O zamanlar böyle değildi.’’

Peki, dünyamızın, insanlarımızın, gençliğimizin ‘‘böyle’’ olmasının nedenini hiç düşündünüz mü?

Dünyanın bugünkü halinden siz sorumlu değil misiniz? Dünya birdenbire mi bu hale geldi? Dünü ve bugünü keskin bir çizgiyle ayırmaya imkan var mı?

Elbette ki, yok. Bugünün yaratıcısının dün olduğunu hepimiz biliyoruz. Ve bugün aksayan ve yolunda gitmeyen ne varsa, eskiden kalan mirasın bir sonucu olduğunu da anlıyoruz. Hem sizin döneminizdeki gençliğin kendilerinden büyüklerle ilişkilerinde de yolunda gitmeyen ya da istenmeyen durumlar şüphesiz vardı ki, o zamanların büyükleri de kendi gençliklerinin bambaşka olduğu yolunda hikayeler anlatıyorlardı.

Fakat, insan çok kolay unutan bir varlık. Özellikle de hoşuna gitmeyen şeyleri unutmada üstüne yok. Sadece hoş maceraları ve ilişkilerde yaşanan güzel tarafları hatırlıyorlar. Aslında çok da iyi yapıyorlar. Çünkü, tatsız anılar ve yapılan hatalarla yaşayamazlar. Hiçbirimiz yaşayamayız. Ancak, bilmeliyiz ki, yaptıklarımızın sonuçlarıyla ileriki günlerde karşılaşacağız.

İşte, bugün yaşadıklarımızın nedeni, geçmişten getirdiklerimiz. Ve bugün yaptıklarımız da yarın karşımıza anlayamayacağımız bir biçimde çıkacak. Aslında son derece anlaşılır olacak. Fakat, biz unutmuş olacağız, diyorum, Yasemin'ce...






 








Yazarın Tüm Yazıları