Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Boş inançların mantığı

İradeniz ve içinizde duyduğunuz sonsuz güven duygusunun kaynaktan fırlayan su gibi bedeninizden boşaldığını biliyor musunuz?

Boş inanç deyip geçilen bir çok olgunun, insanın pratik hayatında çok önemli bir yer tuttuğunu hepimiz biliyoruz. Hatta çok iyi eğitim almış, sadece mantığının gösterdiği yolda ilerleyen bir kişi için bile reddettiği kimi boş inançların hayatını idare ettiği duygusundan kurtulmuş değildir.

Örneğin, 13 rakkamının uğursuzluğu ile ilgili uygulamaların ‘‘Batı medeniyeti’’ olarak nitelediğimiz ve gelişmiş olduklarını kabul ettiğimiz Avrupa'da hala önemini koruduğunu biliyor musunuz?

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth, 1965 yılında Federal Almanya'yı ziyaret ettiği zaman, Duisburg garının 13 numaralı peronu 12a adını alır. Bunun dışında pek çok otelde 13 numaralı oda bulunmadığı gibi 13. kat, tiyatrolarda 13. sıra ve 13 numaralı koltuk bulunmamaktadır.

Efsaneye göre Kral Peleus düğününe 13. Tanrı'yı davet etmemiş ve o günden sonra da Truva'nın uğuru kaçmıştır.

Son yemekte Judas, 13. kişidir. Ancak, çok geçmeden 12 kişi kalırlar. Kısacası 13 rakkamının uğursuzluğunu işaret eden bir çok uyarı bulunduğu düşünülmekte ve ayın on üçüne rastlayan Cuma günü Avrupalılar karmaşık duygular içine girerek son derece tedirgin bir gün geçirirler. Üstelik dikkatle incelediğiniz zaman bu insanların o gün çeşitli terslikler yaşadıkları ve talihsizliklerle karşılaştıkları görülmektedir.

Buna karşılık 13 rakkamıyla ilgili hiç bir olumsuz düşünce taşımayan diğer insanlar da ise, uğursuzluk sayılabilecek tersliklerle karşılaşmadıkları görülmektedir. Hatta, bu çeşit uğursuzluk sayılabilecek görüşlere son vermek için oluşturulan kulüplerin toplantıları 13 kişilik masalar kurup, aynaları kırmaktadırlar.

Bütün bunların boş inanç olduğunu kanıtlamak amacıyla Amerikalı Lois Barr, 13 ile ilgili çeşitli kuralları çiğnedikten sonra, 13'üncü paraşütle atlayışını yapmak için, ayın 13'ünde saat 13'te ve 13'üncü olarak uçaktan atlar. Yere de sapasağlam iner.

Bütün bunlara rağmen 13'ün uğursuzluğuna inanlar için yeterince kanıt oluşturmamaktadır. Ya da inançlarının zayıflaması açısından pek az yardımcı olmaktadır. Üstelik, 13'ün uğursuzluğuna inanan biri, kuralların dışına bilerek çıktığı zaman şayet bir terslikle karşılaşacak olursa, zaten böyle bir talihsizliği beklediği için yaşayacaktır. Ayrıca, bu durum, uğursuzlukla ilgili düşünce ve duygularının devam ettiğini gösterecektir.

Evet, boş inanç deyip geçilen şeyler, kişinin zihnine yerleştikten sonra hiç de boş inançlar olmayıp işleyen prensiplere dönüşür. Bu prensiplerin nasıl işlediği bilinmemekle birlikte işletenin bizzat insan olduğu şüphe götürmez bir gerçektir.

Uğur ve uğursuzluğun mekanizması aynı prensiplere bağlı çalışmaktadır. Ve pek tabii hemen her konuda olduğu gibi kişiyi ilerletici olabileceği gibi hayatını karartıcı da olabilmektedir.

Aslında olumlu ve geliştirici yönde oluşturulan inanç ve duyguların sebebi her ne olursa olsun kişi açısından faydalı olduğu ve bu düşüncelerden kurtulmaya çalışmanın anlamsız olduğunu söylemek mümkün. Bütün bunların kişi bağladığı ve nesnelerden düşünce kalıplarına kadar bağımlı kıldığı bir gerçek. Ancak, özgürlükten bu kadar uzaklaşmış olan insanın hayatını kolaylaştırabileceği fikir ve nesnelere bağlanmasında bu nedenle hiç bir sakınca görmüyorum, Yasemin'ce.






 








Yazarın Tüm Yazıları