Yasemin'ce

Uyanan Türkiyeİşte bir kez daha ispat ettik. Neyi mi? Türkiye'nin uyumadığını. Artık, ne alınan kararlar ne de uygulamalar karşısında boynumuzu büküp oturmayacağız. Daha doğrusu sessiz kalıp kaderimize razı olmayacağız.Zaten bizim adımıza birilerinin aldığı kararlar bizim kaderimiz olamaz. Veee olmadığını, en son Orman Bakanlığı Merkez Av Komisyonu'nun 28 Temmuz kararlarını iptal etmesiyle daha da iyi anlamış bulunuyoruz. Daha önce ‘‘Af’’ kararı ile ilgili halkın gösterdiği tepkinin üzerine kuşların idam kararı gibi alınmış olan Mak toplantısındaki kararın iptali, halkın zaferidir. Artık halk uyumuyor. Ne istediğini biliyor ve kendisi için en doğru kararın alınması için ne gerekiyorsa, yapıyor. Ve bu durum hem umut verici, hem de mutluluk verici. Zaten daima umutluydum. Hiç bir zaman karamsarlığa kapılmadım. Çevremde bulunanlar ‘‘Yasemin, ne kadar iyi niyetlisin. Ama artık gözlerini aç. Bak her şey kötüye gidiyor. Umut yok. Boşuna uğraşıyorsun’’ diyorlardı. Ben de ‘‘siz çok karamsarsınız. Karanlığın içinden baktığınız için görmüyorsunuz. İnsanlar, artık uyanıyor. Bilgileriyle birlikte bilinç düzeyleri de yükseliyor.’’ diyordum. Ve hiç bir zaman umutsuzluk taşımıyordum. Kazdağları'yla ilgili kararların ardından gelen ‘‘af’’ ve şimdi de ‘‘Mak’’ toplantısının kararlarının değişmesi, ne kadar haklı olduğumun bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. Evet, olması gerekenler oluyor ve bütün bunlar hem umut hem de mutluluk verici. BİLİNÇLİ TEPKİHalkın gösterdiği tepki, gelen sayısız fakslar, telefonlar ve ‘‘Orman Bakalığı’’nın faks numarasını yanlış verdiğim halde bakanlığa ulaştırmayı başaran ‘‘Yalım Sigorta’’nın duyarlılığı karşısında beklediklerim ve düşündüklerimden öte bir bilinç düzeyi ile karşılaşmaktan büyük bir heyecan duyuyorum. Bu arada yanlışlıkla bir rakamı farklı yazılmış olan Orman Bakanlığı faks numarasının ‘‘Yalım Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd.Şti.’’ne ait olduğunu bildirip özür dilemek istiyorum. ‘‘08.08.98 tarihli yazınızda Merkez Av Komisyonu tarafından alınan kararla ilgili düşüncelerinizi tüm Türkiye ile paylaştınız. Ve tüm Türkiye de benimle paylaşıyor. ...’’ şeklinde başlayan mektubunu aldığım zaman hemen telefona sarıldım. Ve, Yalım Kaynak ‘‘bütün Türkiye sizi destekliyor. Telefonlarım kilitlendi. Gelen yüzlerce faksın arasında yüzlerce imzanın bulunduğu grup faksları da geldi’’ dediği zaman ‘‘peki siz bu faksları ne yapıyorsunuz’’ şeklinde sormaktan kendimi alamadım. Ne yalan söyliyeyim o anda tansiyonum düşmüş ve dünya kararmaya başlamıştı. Fakat,‘‘ne yapayım, gelen faksları Orman Bakanlığı'na göndermesi için birini memur ettim’’ dediği anda sanki yüzüme serin sular serpilmiş gibi olmuş ve kendime gelmiştim. Doğrusu, böyle önemli bir hatayı düzeltmeyi iş edinmesinden anladığım duyarlılığı ve bilinci karşısında öyle bir duygulandım ki, bunu herkesle paylaşmak istedim. Bütün bunlar aslında Türkiye'de yaşayan tüm insanların bilinç düzeyinin boyutunu açıklıyor. Konu ister kuşlar, isterse ‘‘Af’’ olsun. Doğrudan doğruya bizimle ilgili her konuda artık kararı halkın verebileceğini, halkın menfaatlerine uygun olmayan kararların alınamayacağını açıkça gösteriyor.TEŞEKKÜRLER TÜRKİYETabii bu konuda en başta Türkiyeliler'e (Uyandıkları ve tepki gösterdikleri için) sonra Hürriyet Gazetesi'ne (Doğayı, yaban hayatını önemsediği ve alınan yanlış kararların duyurulmasını görev edindiği için), daha sonra Bekir Coşkun'a (Yazılarıyla destek verdiği için) Metin Sertoğlu ve Suha Umar'a (Bilgilendirdikleri için), Doğal Hayatı Koruma Derneği'ne (Kuşlar hakkında son derece ciddi bir araştırma yaptıkları ve bütün bunları benimle paylaştıkları için), en sonra da Yalım Kaynak'a (Hiç görevi olmadığı halde gelen yüzlerce faksı Orman bakanlığı'na ulaştırdığı için) milyonlarca kez teşekkürler...Duygularımın, düşüncelerimin, bildiklerimin ve beklentilerimin boşa çıkmadığını görmekten çok mutluyum. Türkiye'nin uyandığını herkese ve dünyaya gösteren Türk Halkı'nın kararlı, dirayetli ve yanlışlıkları çözümleyici olduğunu zaten biliyordum. Şimdi ise, emin oldum. Ve bütün Türkiye, hiç bir hatayı affetmeyeceğinden emin oldu, diyorum, Yasemin'ce...
Yazarın Tüm Yazıları