Yasemin'ce

Sevginizi açıkça gösterinSevmek ve sevdiğini bilmek... Ne ince, ne latif bir duygu. Korumak, düşünmek, onun için bir şeyler yapmak. Ve bütün bunları sadece ve sadece kişinin kendisinin bilmesi. Bundan derin bir haz alması. Yani onun için yaptıklarından duyduğu tuhaf mutluluk. İnsana özel bir duygu olan sevgi, zaman zaman insanın canını acıtabiliyor. Ve canı yanan insan da kabuğuna çekilip kalın zırhların ardından etrafını seyrediyor. Sevdiği için, sevdikleri için yaptıklarını ise, belli etmeden yapıyor. Bu tavır takdire şayan bir durum olabilir, elbette. Lakin, kendinizi paraladığınızdan, onun için yaptıklarınızdan, o ne kadar haberdar? Üstelik böyle davranarak, kendi canınızı daha fazla acıtmış olmuyor musunuz? Yani sevginizi göstermeden, sevdiğinizi belli etmeden onun anlamasını beklerken daha bir üzülmüyor musunuz?Bir de sevgisini belli etmemek için istediği halde hiçbir şey yapmayanlar var. Ve bunlar çok daha tuhaf bir kitleyi oluşturuyorlar. Düşünün bir. İçten içe seviyorsunuz. Hem de deliler gibi. Fakat, zerre kadar belli etmiyorsunuz. Hatta onun için yapmanız gerekenleri bile yapmıyorsunuz. ‘‘Aman yanlış anlamasın’’ diye öyle tuhaf bir davranış sergiliyorsunuz ki, uzaktan bakan, sizi düşman sanır. Bir gün bir tanıdığım üniversite yıllarında başından geçen olayı şöyle anlatmıştı;‘‘Başka bölümde okuyan bir çocuk vardı. Ona düpedüz aşık olmuştum. Ya da o sıralar hissettiğim sevginin aşk olduğunu sanıyor ve onu görebilmek için komik şeyler yapıyordum. Sonra arkadaş grubumuzda olan birinin dostu olduğu ortaya çıktı ve o da gruba katıldı. Birlikte sinemaya gidiyor ve gezi programları yapıyorduk. Sonra bir gün yanıma geldi ve ‘‘sana ne yaptım? Neden bu kadar kötü davranıyorsun’’ dedi. Çok şaşırmıştım. Halbuki ben onu seviyordum. O ise, benim ondan hiç hoşlanmadığımı zannediyordu.’’ Bu tanıdığıma benzer başka örneklerle de karşılaştım. Sevgisini belli etmemek için düşmanca tavır içine girmenin ne çeşit bir açıklaması olabilir? Bu durumu pek anlamış değilsem de, herhalde çocukluk dönemlerinden kalma bir tutum, bilinçaltı bir davranış olsa gerek diye düşünüyorum. Fakat, bu halden sıyrılmak ve çok daha sağlıklı davranmak mümkün, bence. Çünkü, düşünen bir varlığız ve sözlerimizin, davranışlarımızın sonuçlarını tahmin edebiliriz. En azından kendimizi gözlemeyi başarabiliriz. Tabii birazcık dikkatimizi kendimize yöneltebilirsek.Evet, sevginin gösterilmemesi, büyükannelerin terbiyelerinden kalmış bir kırıntı olsa gerek. Çünkü, onlar çocuğunu uykusunda seven, çocuk sahibi olmuş kızına da bu telkinleri yapan bir terbiye ile yetiştirdiler. Fakat, en azından kendi çocukluğunuzu düşünüp annenizin size sarılmasına ne çok ihtiyaç duyduğunuz dönemleri hatırlayın ve sevginizi açıkça göstermeye çalışın. Hem sadece çocuğunuza, kardeşinize değil, çevrenizdeki sevgi duyduğunuz her şeye karşı sevginizi belli edin ve bunun için ne gerekiyorsa yapın. Sevgiyle beslediğiniz tüm ilişkiler çok daha sağlıklı ve istenildiği gibi olacaktır, diyorum, Yasemin'ce...
Yazarın Tüm Yazıları