Yasemin 'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Dünya'ya armağanlar günü

‘‘Hoppala... Anneler, babalar, sevgililer, kitaplar, çocuklar derken bir de armağanlar gününü mü, kutlayacağız’’ demeyin. Bunun ne demek olduğunu anladığınız zaman herşeyden fazla bu günü kutlamanız gerektiğini anlayacaksınız. Hatta öyle senede bir gün değil, dua eder gibi, diş fırçalar gibi düzenli biçimde her günün kutlanması gerektiğine karar vereceksiniz. Dünya'ya armağanlar vermeyi iş edineceksiniz.

Bu kadar kesin, tartışılmaz ve ciddi bir konu. Ve artık insanların Dünya'ya armağanlar verme zamanı geldi. Aslında geçiyor, ama zararın neresinden dönülse kardır deyip gerçekten vakit geçmeden, harekete geçmeliyiz.

Doğrusu ‘‘Dünya'ya armağanlar vermek’’ fikrini ortaya atan Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nı canı yürekten destekliyorum. Ve herkesin de desteklemesi gerektiğini düşünüyorum.

Bu müthiş bir fikir. İnsanları uyandırmak, Dünya'yı korumaya davet etmek adına bundan daha mükemmel bir çağrı olamazdı. Üstelik bunu ‘‘armağan’’a odaklamak, en davetkar çağrıdan daha çekici.

Neden mi? Hemen nedeni açıklıyorum;

Kim armağan almaktan mutlu olmaz? Ve şimdi mutlu olmaya en fazla ihtiyacı olan yaşadığımız dünya. Ve bizim mutluluğumuz, dünyanın mutluluğuna bağlı. Hem de tam göbeğimizden bağlıyız. Tıpkı anne karnındaki cenin gibi...

Dünya, bizi besliyor, büyütüyor, mutluluğumuz için nesi varsa, veriyor. Peki, biz ona ne veriyoruz?

Şimdiye kadar sadece aldık. Hem de ne almak... Doymak bilmeyen, tatmin edilmeyen bir hırsla almaya da devam ediyoruz.

Peki nereye kadar alacağız? Daha ne kadar zaman bu böyle devam edecek?

Tek bir ağaç kalmayıncaya, tek bir kuş ötmeyinceye, tek bir ot bitmeyinceye kadar mı?

Şayet öyleyse, tek bir insan da kalmayacak, demektir.

Bütün bunlardan ‘‘vermeden yaşayamayacağımız’’ sonucu çıkıyor.

İşte vakit geçmeden biz de vermeye başlamalıyız. Öncelikle savurgan, tamahkar ve düşüncesizce davranmaktan vazgeçerek Dünya'ya ilk armağanlarımızı sunmalıyız.

* * *

Doğal Hayatı Koruma Vakfı, 22 Kasım gününü ‘‘Dünya'ya armağanlar günü’’ ilan ederek o gün NTV'de bütün gün program yapacak. Sırf bütün bunları anlatabilmek, Dünya'yı mutlu etmek gerektiğini söyliyebilmek için. Bizlerin, insanların mutlu olabilmesinin, Dünya'nın mutluluğuna bağlı olduğunu bildirecek, gün boyu sürdüreceği programda.

Pek de iyi edecek. Çünkü, bilmeye ihtiyacımız var. Dünya ölüyor, fakat kimse farkında değil. Kimse bilmiyor. Bilse de aldırış etmiyor. Çünkü, gerçekten işin vahametini anlayabilmiş değiller. Varsa, yoksa, para.

Toprak zehirlendikten sonra yiyecek ekmek bulamayınca sanayii ürünlerini yiyebilecek misiniz? Ya içecek su bulamadığınız da petrolle susuzluğunuzu giderebilecek misiniz? Kazandığınız paralar, elde ettiğiniz altınlar, fabrikalar karnınızı doyuracak mı?

Bunun cevabını hepimiz biliyoruz. Bu çok yalın bir gerçek. Fakat, her nedense, (Belki de çok basit olduğu için) anlamıyoruz. Şimdi anladınız mı, bugünü kutlamanın neden önemli olduğunu? Neyse ki, bütün bunları anlatacak, bir ‘‘gün’’ var. 22 Kasım günü televizyonun karşısına çoluk çocuk geçip hep beraber öğreneceğiz. Sabah saatleri çocuklara... (Tek umudum çocuklar. Çünkü yetişkinlerin kafasına yeni bir bilgiyi yerleştirmek neredeyse imkansız denilecek kadar zor. Çocuğa bir şeyi bir kere anlatıyorsun hemen anlıyor. Yetişkinlere aynı şeyi elli kez anlatıyorsun, gene bildiğini yapıyor.)

Sonra bu günü canla başla destekleyen sanatçılar çıkıyor. İşte, bütün umudum onlarda. Yani yetişkinlere bir şeyler anlatma konusunda sanatçılara güveniyorum. Ben ve benim gibilerin anlatamadığını sanatçılar şıppadanak anlatıveriyorlar. Ve o gün Sertab Erener'den Orhan Gencebay'a, Müjde Ar'dan Haldun Dormen'e, Müjdat Gezen'den Ediz Hun'a, Süher Pekiner'den Şükriye Tutkun'a kimler var, kimler, daha bildik ne isimler... Bu arada şayet gelebilirse, Tarkan'da programa dahil olmayı çok istiyormuş.

Eh, yani bence istemeli. Herkes istemeli... Kimin verebileceği ne armağanı varsa, bugün vermeli. 22 Kasım çok önemli bir gün. Bugünün önemini anlamaya başladığımız andan itibaren umutlanmaya başlayabiliriz, diyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları