Yasemin Boran: Sahip olduklarımız






Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Adam karısına; 'sahip olduklarımızın kıymetini bilmiyoruz' dedi. Kadın şaşkın ve dikkatle gözlerini adamın gözlerinin içine dikti. Öylece, hiç cevap vermeden bekliyordu. Şaşırmıştı. Çünkü, bu sözler kendisine aitti. Her şey yolunda giderken kocasına aynen böyle söylüyordu ama şimdiye kadar kocası hiç anlamamıştı. Şimdiyse adam kendi fikriymiş gibi kendisine söylüyordu. Hiç sesini çıkarmadı. Adam derin bir soluk aldı ve kendi kendine konuşurmuş gibi 'inanamıyorum, nasıl bu hale geldi? Nerede yanlış yaptım? Tek kusurum güvenmek!'

Evet, adam tamamen güvenip şirketin para takibini yanında çalıştırdığı kişiye teslim etmişti ve o da paraları alıp kaçmıştı. Hem de yıllarca çalıştıktan sonra. Adam bu seneye kadar işine sahip çıkmış ve yanında çalışanları takip etmişti. Ama her şey yoluna girdikten sonra büyük ölçüde işleri yanında çalıştırdığı adamlara bırakmış ve işini de fazla önemsememeye başlamıştı.

'Nasıl olsa ölüp gideceğiz. Hayatta çalışmaktan başka şeyler de var. Hem zaten bu iş olmasa da olur. Daima yapacak yeni şeyler bulunur' diye düşünmeye başlamıştı, ki olanlar oldu.

Öyle büyük bir darbe yemişti ki, toparlanabilmesi mümkün değilmiş gibi görünüyordu. Tek çıkar yol işlerini tasviye etmekti. Ancak böyle borçlarını ödeyebilirdi. Ama sonra ne yapacaktı? Hayatına bıraktığı yerden devam edemezdi. Karısı, çocukları, sosyal statüsü... Harcamalarını karşılayacak geliri nasıl sağlayacaktı? Aklının ucundan bile geçmeyen bir durumla karşı karşıya bulunuyordu. Birden hatırladı. Sahip olduklarının kıymetinin kalmadığı sırada neler düşündüğünü bir kez daha düşündü. Bunalıma girmek üzereydi. Ve artık karısına anlatma zamanı gelmişti. Ama nasıl anlatacaktı? Karısının anlayışlı bakışlarıyla karşılaştı. İçi ezildi. Karısı 'evet' diyordu. Sahip olduklarımızın kıymetini bilmeliyiz. Çocuklar, sen ve ben çok kıymetliyiz.

Yazarın Tüm Yazıları