Yasemin Boran: Rüzgarın ruhu

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Yazacağım dedim ve yazıyorum! Hani şu Pazar günü ‘‘Kelebeğin yarattığı dalgalar’’ başlıklı yazı vardı ya... İşte bunun içinde geçen konulardan ‘‘rüzgarın ruhu’’ konusunu kısaca açıklayacağım. ‘‘Düşünceler’’ bahsini ise, başka bir güne bırakıyorum. Çünkü, bu konu bir dizi olabilecek kadar uzun. Belki de bir ‘‘Cumartesi yazısı’’ yaparım.

Şimdi gelelim ‘‘kelebek’’in mistik öğretilerde ‘‘ruh’’u sembolize etmesine ve de buna bağlantılı olarak ‘‘rüzgarın ruhu’’na...

Aslında ‘‘rüzgarın ruhu’’ tanımı ‘‘Kızılderililer’’i çağrıştırıyor. Onlara göre canlı-cansız ne varsa, her şeyin ruhu var. Öte yandan ‘‘Şamanlar’’a göre de durum değişmiyor. Özellikle doğa güçlerinin her birinin ayrı bir ‘‘ruh’’u olduğuna inanılıyor. Tabii Pagan dinlerinde de doğa güçlerinin tanrı ve tanrıça olarak adlandırılmasını da unutmamamız gerek.

Mistik öğretilerde doğa güçlerinin bir başka tanımı yapılmakta ve ateş, toprak, hava, su olarak fizik ve metafizik bilgiler birleştirilmekte.

Daha kısa bir tanımla, ‘‘element’’ olarak topluca isimlendirilen ateş, toprak ve hava, doğanın ve insanın var oluşuyla ilgili hayati gerekliliğinden yola çıkılarak (Bunlardan biri olmazsa hayat olmaz) her birine kutsal bir anlam yüklenmekte ve bunlardan her biri ile ayrı ayrı irtibata geçilerek (meditasyon ve benzeri yöntemlerle) yardım alınabileceği gibi (yağmur duası) yok edici etkisinden korunulabileceği düşünülmekte. Tabii bu felsefe doğrultusunda her bir doğa gücünün sanki zeki bir varlıkmış gibi (rügarın ruhu) davranılmasına yol açmakta, diyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları