Yasemin Boran: Ölümsüzlük üzerine

Yasemin BORAN

İnsanlığın en büyük hayali gerçekleşiyor ve DNA'nız çözülüp ‘‘Lokman Hekim’’in kaybettiği ölümsüzlüğün çaresini sunuyorlar.

En az 150, en fazla 1150 yıl yaşamak... Dile kolay geliyor ama bin yıldan söz edildiği zaman hayal sınırlarınızı zorluyor.

Sizi bilemeyeceğim ama günümüz koşullarında ve de değiştirmeyi başaramadığımız düşüncelerimizle bin yıl nasıl yaşanır, bilemiyorum. Üstelik yaşamak denilen kavramdan bile henüz haberdar değilken!

Trafik, yol, haberleşme, eğitim, ilişkiler ve daha sayısız sorunla cebelleşirken ‘‘yaşamak’’ denilen mucizeyi anlayabilme şansımız bile zor görünüyor. Bir de üstelik sahip olduğumuz teknolojiyi bile kullanma fukarası olduğumuz şu sıralarda...

Ama yine de umut verici gelişmelerle karşılaşıyorum da, içime su serpiliyor. Ve diyorum ki, ‘‘olsun’’. Sorunlar ve açmazlarla boğuşurken ne kadar daralırsak, o kadar iyi. Böylece ‘‘yeter’’ deyip işin içinden çıkabiliriz ve aniden başka biri olabiliriz.

Yoksa, rahat yatağımızda yatarken önümüze gelen nimetlerin değerini ve bilgisini anlamamız mümkün değil. Tabii bu durumda düşünmek de gerekmiyor. Düşünmeyen insanın gelişmesi de beklenemeyeceğine göre ha bin sene yaşamış, ha bir sene!

Zaten değişim denilen şeyin kendisi sancılı olduğundan iyi ki, DNA'mızı çözdüler de ölümsüzlük üzerine düşünmeye zorladılar. Şimdi pratik hayatımızı zorlaştırıp yaşamaktan alıkoyan ne varsa, böylece daha hızlı çözebiliriz belki. Yaşayıp öğreneceğiz diyorum, Yasemince...