Yasemin Boran: Enerjinizi tüketenler(2)

Yasemin BORAN

Dışarı çıkıp farklı bir ortama girdiğiniz zaman yeniden canlanmaya ve kendinize gelmeye başlarsınız. Kendinizi daha iyi hissetmeye başladığınız sırada bir tuhaflık olduğunu anlarsınız fakat, ne olduğunu çıkartamazsınız ve daha sonra üzerinde de fazla durmazsınız. Kısa bir süre sonra da unutur gidersiniz. Taa ki, benzer bir durumla karşılaşıncaya kadar...

Hoş gerçi benzer bir durum ortaya çıktığı zaman da daha önce yaşamış olduğunuz tecrübeyi hatırlama ihtimalinizin yüzdesi oldukça düşük. Çünkü, ne olduğu bilinmeyen durumlarda dikkat, daha zayıf olduğu için insanın hafızasında pek yer etmiyor. Çok dikkat çekici bir durum meydana gelmemişse tabii...

Birlikte olunan kişilerden içinde yaşanan mekanlara, yürüdüğünüz yoldan okuduğunuz kitaba, izlediğiniz filmlere, bastığınız kaldırım, yoldaki ağaçlar, binalar, hayvanlar, yağmur, rüzgar, bulutlar, tüm şekiller ve aklınıza gelebilecek sizin dışınızda bulunan bütün şeylerle temas halinde bulunduğunuzu biliyor muydunuz?

Temas, denildiği zaman insanın ilk aklına gelen şey, ‘‘dokunmak’’ oluyor. Ve elinizle, ayağınızla, bedeninizle dokunmayı anlıyorsunuz.

Halbuki gözünüzle, düşüncelerinizle, duygularınızla da dokunuyorsunuz. Kısacası sadece bedeninizle değil, bedeninizden yayılan ışıma, titreşim dalgalarıyla da dokunuyorsunuz ama bunun farkına varamadığınız için algılamıyor ve bilmiyorsunuz.