Yasemin Boran: Depremler ve astroloji







Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Son günlerde gelen telefon ve mektupların büyük bir çoğunluğu 'deprem olacak mı' şeklinde. Daha ötesi bana sokakta rastlayan herkes yoldan çevirip 'Yasemin Hanım deprem olacak mı' diye soruyor.

Elbette insanların endişelerini anlıyorum. Ekonomi, kriz, hükümet, ne olacak halimiz, gibilerinden pek çok sorun yaşarken bütün bunların arasından 'deprem olacak' fikri öne çıkıyor ve duygularımızı altüst ediyor. Çünkü yaşamak, hayatta olmak her şeyden önemli. Yeter ki, sağlık olsun. Gerisi nasıl olsa olur. Her türlü sorunla başa çıkabiliriz. Şayet hayattaysak ve sağlıklıysak. Kim düşünür krizi, deprem daha önemli!

Artık böyle düşünüyoruz. Türkiye'nin her hangi bir noktasında meydana gelen küçük bir deprem bile dikkatimizi çekiyor. Hemen acaba burada da olacak mı, diye kaygılanmaya başlıyoruz. Özellikle İstanbul için yapılan deprem araştırmaları ve geçmişte yaşanmış depremlerin öğrenilmesi endişelerimizin büyümesine neden oluyor. Tabii bu arada meydana gelen güneş tutulmalarına dikkatimizi çeviriyoruz ve depremin olacağına kesin gözüyle bakıyoruz.

Anlayacağınız bütün zamanların en duyarlısı biziz. Bir de düşünmeye başladık mı, kimse tutamaz bizi. Dünyanın en ileri ülkesi oluruz. Ama ne yazık ki, henüz düşünemiyoruz. Duygular bizi ele geçirmiş durumda. Bu durumdan çıkmanın tek bir yolu var, o da bilgilenmek.

Daha önce depremlerle ilgili astro fizikçilerden aldığım raporları yazmıştım. Fakat sanırım pek anlaşılmadı. Kısaca tekrar etmek istiyorum.

Efendim, dünyamız bir depremler gezegeniymiş. Yani her gün çeşitli şiddetlerde birden fazla deprem oluyormuş.

Yılda 4'ün üzerinde 12000 adet, 5'in üzerinde 2000 adet, 6'nın üzerinde 200 adet ve 7'nin üzerinde 8 adet deprem oluyormuş. Bunlar yaklaşık rakamlar. Yani daha fazla veya daha az olabilir.

Anlayacağınız bilim insanları boş oturmuyor, çalışıyorlar. Araştırıyorlar. Depremi önceden saptayabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Fakat, henüz depremin olacağı noktada önceden bir tesbitte bulunabilmiş değiller. Üstelik sadece yer incelemesi yapmayıp gökyüzündeki fenomenlerin yeryüzünü nasıl etkilediğini de inceliyorlar. Isı farklarından tutun da iklim değişikliklerine kadar depremi etkileyebilecek faktörler üzerinde araştırma yapıyorlar.

Güneş tutulmalarının depremin oluşumunda bir katkısı olduğu biliniyor. Ancak, güneş tutulmasının yeryüzündeki iz düşümünü de saptamak gerek.

Son meydana gelen güneş tutulması Türkiye'den gözükmüyordu. Yani tutulmanın izdüşümü ülkemizde değildi. Bu nedenle 1999 yılındaki felakete neden olan türde bir depremin Türkiye'de meydana gelmeyeceğini yazmıştım. Elbette ki, depremler olur. Çünkü Türkiye deprem kuşağında yer alan bir ülke. Önemli olan büyük felakete neden olabilecek şiddette bir depremin meydana gelmesi... Ve bu tutulmanın böyle bir felakete neden olmayacağından söz etmiştim.

Ancak, bu tutulma Türkiye'nin doğum haritasında bulunan Ay'ın üzerinde meydana geldi. Bu durum astrolojik açıdan önemli. Fakat, depremi işaret etmiyor. Buna karşılık üst düzey yöneticileri, özellikle Türkiye'yi idare edenlerin zor bir sürece girdiklerini işaret ediyordu ve geçen hafta ayrıntılı bir yorum yapmıştım. Lütfen artık dikkatinizi deprem kaygısından uzaklaştırın. Olumlu beklentiler içinde bulunun ve ekonomik sorunların üstesinden gelmek için enerjinizi harcayın. Kitle olarak iyi düşünceler ve olumlu beklentiler içinde bulunursak yakın bir gelecekte bütün kaygılarımızdan kurtulabiliriz diyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları