Güncelleme Tarihi:
Fatih Terim, Türkiye Futbol Direktörü görevinde bulunurken uygulamaya koydukları yabancı futbolcu kontenjanında son dönemde yapılan değişikliğin sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Bu konuyu kulüplere anlatırken 3-4 tane durum üzerinde durmuştum. Çok büyük paralarla Türkiye'de yedek kalan Türk oyuncuların dışarıya gitmek istememesi. Büyük para alıyor, niye gitsin. 'Dışarda oynama zorunluğu olacaktır.' dedik. Geldi geçti, kural değişiyor ama bu kuralın ana hedefinin 14 Türk olduğunu bir türlü anlatamadım ben çok kişiye. Yabancı zaten serbestti. Arkadaşlar, bu bir bakış açısı, bir anlayış. Yasaklarla hiçbir yere varamayız. Bugün Rusya tekrardan yabancıyı serbest bırakma aşamasında. Oyuncuyu Türk ya da yabancı diye ayırt edemezsiniz. Ben geçen sene aşağı yukarı 10-15 Türk oynattım. Oynatan birçok takım var. Dolayısıyla parayı kulüplerin verdiği bir yerde kararı da onların vermesi gerekir. Bunun için UEFA ve TFF'nin kriterleri var zaten. Yoksa ceza görüyorsunuz. Yani asgari bir müşterekte birleşmekte yarar var. 'Bu kadar fazla yabancı olduğu zaman Türk oyuncusu yetişmiyor.' anlayışına hiçbir gün inanmadım. Türk Milli Takımı Teknik Direktörü olarak o gün o kararı uygulayan ve bundan zarar görecek olan da bendim. Biz 2016 Avrupa Şampiyonası'na gittik."
Yabancı futbolcu kontenjanıyla ilgili bazı ülkelerden örnek veren Terim, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben Türk oyuncuların kaybolmasına göz yumabilir miyim? Bunu yabancı yerli diye ayırmamak lazım. Bugün Anadolu takımları bu kuraldan dolayı hepimize kafa tutmuyorlar mı, daha zevkli geçmiyor mu? Gidiyorlar en ekonomik oyuncuyu buluyor ve gelip bizi de başkalarını da her yerde yeniyorlar. Neredeyse maçtan önce favoriyi kaldırdılar. Türk oyuncuya zarar gelsin ister miyiz ? 'Yabancı futbolcu olduğu için Türk Milli Takımı'na oyuncu bulamıyoruz.' şeklindeki bir düşünce nasıl olabilir. Bu çok inandırıcı değil. Bugün dünyanın en önemli takımlarında oynuyorlar. 21 kişi çağıracaksan bunun 15'i dışarıdan geliyor. 30 kişi çağıracaksan 20'si oradan geliyor. Futbol dinamik bir oyun her gün değişime ayak uydurmalısınız. Kulüplerin ikna olması lazım, rekabet olması lazım. Her oyuncu bizim için aynı dilde, aynı mesafededir. Yoksa benim için sorun değil. Ben 4+2'de de oynadım, 6+2'de de oynadım, 3+1'de de oynadım. UEFA Kupası şampiyonu olurken karşımızdakiler 18, 20, 21 yabancıyla oynarken biz 4+2 ile oynadık. İnandırıcı, mantıklı, makul olmak lazım. Ortak bir kansensüs sağlayarak karar almak lazım. Bu asla Türk futbolcularına zarar veren bir hadise değildir."