Enkaz altında 16 saat mahsur kalan vatandaş o anları anlattı
Geçtiğimiz Pazartesi günü sabah saat 04.17 sıralarında Kahramanmaraş Pazarcık İlçesi merkezli depremde enkaz altında kalan ve 16 saat sonra kurtarılan Alaattin Başpınar enkaz altında yaşadıklarını anlattı. Eşinin anne ve babasını ziyarete gittiğini belirten Başpınar yaşadığı o anları memleketi Aksaray’da anlattı. Aksaray’ın Eskil ilçesine bağlı Ortakuyu Yaylasında ikamet eden Alaattin Başpınar, 16 saat sonra enkaz altından çıkarıldığını söyledi.
“Deprem beni aldı savurdu”
O gün akşam saat 12 civarında yattığını belirten depremzede Alaattin Başpınar, “Uykudaydık, o sırada bir telefon sesi geldi, telefonun sesiyle kalktım, deprem yazısını gördüm. Ondan sonra da ev sallanmaya başladı. Biraz ileriye gittim, kendimi kurtarabilir miyim diyerek, o sırada beni fırlattı çekyatın yan tarafına doğru. O sırada gözlerimi kapattım, açtığımda duvar üzerime gelmiş. Bir çatırtı, patırtı çöktü. Aradım 112‘yi ‘konum belirlenemiyor’ dedi. Sonra üzerime biraz daha çöktü bina, ondan sonra da zaten hatlar gitti” diye konuştu.
“Bağırıyoruz, çağırıyoruz ama nerde ne yıkıldı bilmiyoruz”
Deprem sonrasında bağırıp çağırdıklarını ama kimsenin duymadığını anlatan depremzede, “Biz nerde ne yıkıldı bilmiyoruz. Kimseden haberimiz yok tabii ki. Bekledik, bir süre bağırdık sürekli. Çaresizde bağırıyoruz. Kaynatam var, o bağırıyor, ‘Alaattin iyi misin?’ diye, ben onu duyuyorum ama o beni duymuyor. Eşim bağırıyor oradan, ‘Beni kurtarın, çocuk ağlıyor yetişemiyorum’ diye. Ben ona bağırıyorum, o beni duymuyor. Ondan sonra duvarı kırmaya çalışayım dedim, dışarının durumunu bilmiyorum ama bir ihtimal dedim. Çalışma alanımız çok dardı, kıracak bir şeyde yoktu” diye konuştu.
“Kepçe bulmuşlar Allah razı olsun onunla eşimle çocuğumu çıkardılar”
Arkadaşlarının kepçe bularak müdahale ettiğini anlata Alaattin Başpınar, “İkindin civarı eşimle çocuğumu çıkarmışlar. Ondan sonra kaynatamla, kaynanamı kurtarmaya çalıştılar. Tamam dedik, biz daha dayanırız, bekleriz. Bunlar üzerimizde uğraştıkça üzerimize baskı daha da arttı. Biz o sırada bağırıyoruz, kurtarın bizi diyerek. Kepçeci o sırada bizi bırakıp gidecekti, ‘ben risk almam, içeridekiler canlı” diye. Rica minnet o bölgeyi kırdılar, bizi sündürerek çıkardılar. Ondan sonra direk koştum karımın yanına, onu Antep’e sevk etmişler. Elhamdülillah durumları iyiymiş” ifadelerini kullandı.
“Sürekli üzerlerimizdeki beton sallanıyordu”
Deprem saati 04.17’den akşam saat 20.30’a kadar enkaz altında kaldığını belirten Başpınar, “Üzerimizde çalışma oldukça, sürekli üzerimizdeki baskı artıyordu, betonlar sallanıyordu. Sürekli eşim yan tarafta bağırıyordu. Ben onu duyuyorum ama o beni duymuyordu. Daha yeni çocuğumuz olduydu, 3 aylıktı çocuğumuz, ‘yetişemiyorum’ diyordu eşim. Delirdim, çıkayım duvarları kırayım diyorum ama elimden bir şey gelmiyordu. Kaynatam bana bağırıyor, duyuyorum. Bende bağırıyorum ‘eşim nasıl’ diye o beni duymuyor” dedi.
Depremde çocuğunu ve karısını daha çok düşündüğünü belirten depremzede, “O an ben öleyim, yeter ki karımla çocuğum kurtulsun dedim. Onlar kurtulsun bana bakma dedim. O kadar çaresizsin ki elinden bir şey gelmiyor. Ancak orada oturuyorsun, dar alandasın. Sürekli aklın onlarda, çıksınlar diye uğraşıyorsun. Çıktıktan sonra sağ olduklarına öyle bir dua ettim ki abi. İnan çok kötü oldum, çocuk için çok endişelendim” şeklinde konuştu.