Cumhurbaşkanı Erdoğan: Darbe anayasasından kurtulmalıyız
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
5 kıtadan yaklaşık 100 üyesiyle tecrübe paylaşımına imkan sağlayan birlik bu yönüyle çok önemli bir istişare ve işbirliği zemini sunmaktadır. 155 yıllık güçlü geleneğiyle Danıştay, 35 yılı aşan birliğe üyelik döneminde Türkiye'yi başarıyla temsil etmektedir.
Bugün resmi açılışını yaptığımız eğitim tesisinin inşasına fiilen geçen sene eylül ayında başlanmıştı. Tesisin kurumuza hayırlı olmasını diliyorum. Sayın Danıştay başkanımızla birlikte emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Hedefimizin bir yanında düzenlemeler varken diğer yanında adalet hizmetlerindeki altyapı eksikliklerinin giderilmesi bulunuyordu.
Bugün yüksek yargı organlarımızın hepsi modern, her türlü ihtiyacın gözetildiği binalarda milletimize hizmet veriyor. Adliyenin kapısını adaletin de kapısı haline getirinceye kadar durmadan çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Türkiye Yüzyılı'nı adaletin de yüzyılı yapmakta kararlıyız. Bunu da hep beraber dayanışma içinde halledeceğiz.
İçinde bulunduğumuz ekim ayı tarihimizde çok önemli bir yere sahip. 29 Ekim'de Türkiye Cumhuriyetinin 100. yıl dönümüne ulaşacağız. 100. yaşı bir anma etkinliğinden öte reform etkinliklerimizle kutlamak istiyoruz.
Amacımız cumhuriyetimizin 2. asrına daha emin adımlarla, birlik ve beraberliğimiz daha da kuvvetlendirmiş şekilde girmektir.
YENİ ANAYASA MESAJI
Darbe anayasasından kurtulmalıyız. Vesayetçilerin, 27 Mayıs 1960 darbesiyle, 12 Eylül rejiminin perçinlediği prangaların sökülüp atılma vakti gelmiştir. Bu talebe siyaset kurumu başta olmak üzere sorumluluk makamında olan hiç kimsenin kulak tıkama yükümlülüğü yoktur.
85 milyonun tamamının kırmızı çizgileri haricinde her konuyu görüşmeye, tartışmaya açık olduğumuzu ifade ettik. Yeni dönemde sivil, kuşatıcı bir anayasayla buluşturmak olduğu açıktır. Uzun yıllar sonra ilk kez yeni anayasa konusunda müspet atmosferi bu bakımdan önemli gördüğümü belirtmek istiyorum.
Türk demokrasisini ilk serbest seçimlerinin yapıldığı 1950 den beri maruz kaldığı vesayet girişimlerine rağmen her seferinde ayağa kalkmasını sağlayan bu güçlü vasfıdır. 85 milyon olarak demokratik olgu içinde en geniş mutabakatla bu hassas süreci başarıya erdireceğimize inanıyorum.
2002 yılından beri hukukun kanunun ve demokrasinin dışında kümelenen hiçbir teşekküle, bürokratik oligarşinin hiç bir formuna izin vermedik, vermeyeceğiz.
"TERÖR ELEBAŞINA KARŞI ADIM ATILMAMASINI ANLAMIYORUZ"
Türkiye dünyanın en eli kanlı terör örgütleriyle mücadele eden bir ülkedir. Ülkemiz konumu itibarıyla küresel güç kavgalarının ortasında ve doğrudan hedef almaktadır. Suriye'nin kuzeyindeki terör yapılarına verilen aleni destek bunun en somut örneğidir. Ayrıca ülkemizde darbe suçu işlemiş firari şahısların Batı ülkelerinde korunması da bunun başka bir örneğidir. Son günlerde başka mahkemelerin de buna alet edildiğini görüyoruz. Klasörler dolusu delile rağmen terör elabaşlarına yönelik hiçbir adım atılmamasını ne kendimize ne de milletimize izah edemiyoruz.
Dağdaki kamptaki ve ya sınır dışındaki teröristle mücadele elbette kolay değildir. Ama en zoru devletin kılcal damarlarına kadar sızmış kravatlı teröristlerle uğraşmaktır.
BATI'DAN SOMUT ADIM BEKLİYORUZ
Önceki gün Meclis'imizin açılışına denk getirilen terör eylemi oldu. Polisimiz süratli müdahalesiyle teröristler eylemine ulaşamadan etkisiz hale getirildi. Her açıdan alçak bir saldırıyla ve buna teşebbüs eden terör örgütüyle karşı karşıyayız. Bu caniler etkisiz hale getirilmeseydi ve bir şekilde yurt dışına kaçmış olsaydı siyasi sığınmacı denilerek adeta baş tacı edilecekti.
Biz acımızı paylaşan dostlarımızdan kınamayla birlikte artık somut adımlar görmek istiyoruz. Buradaki kıymetli misafirlerimizin destekleriyle bu haklı beklentimizin önümüzdeki dönemde daha makus bulacağına inanıyorum.