HABER

AK Partili Ömer Çelik: Denetime tabi olmayan bir mekanizma düşünülemez

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti MYK sona erdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, açıklamalarda bulundu. İBB ve ABB'ye dönük denetimler hakkında konuşan Çelik, "Hepimizin sicil amiri vatandaşımız. Türkiye'de denetime tabii olmayan kamu idaresinin parçası düşünülemez." dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), sona erdi. Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı sonrasında konuştu.

Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle:

Bugün Mali İşler Başkanı'mız sunum yaptı. Bu faaliyetlerimizin bütçesinin nasıl ele alınacağı bakımından sunumu dinledik.

Kardeşlik içinde güzel devir teslim oluyor. İlçe kongrelerimizin dinamizminden, göreve gelen ve devreden arkadaşlarımızın bunun bir bayrak yarışı olduğunu vurgulamalarından memnuniyet duyuyoruz. Teşkilatlarımız bizim göz bebeğimiz.

Cumhurbaşkanımızın iç cephe çağrıları ile ilçelerden başlayarak bu mesajın verilmesi hedeflenmekte.

Ramazan sonundaki günlerde il kongrelerimizle ilgili takvimin ne olacağı arz edilecek. Kadın ve gençlik kollarımızın kongreleri de başladı. Bütün arkadaşlarımız bu kongrelere yoğun şekilde katılacak. İç cepheyi güçlendirme siyasetini devam ettireceğiz.

CUMHUR İTTİFAKI OLARAK TÜRKİYE YÜZYILI ÇALIŞMALARIMIZI YÜRÜTÜYORUZ

Muhalefet tarafından yoğun şekilde "Cumhur İttifakı içinde çatlak" şeklinde açıklamalar yapıldı. Bu açıklamaların bizim gündemimizde yeri yok. Muhalefet içindeki grupların çatışmalarını yoğun biçimde görüyor ve takip ediyoruz. Cumhur ittifakını oluşturan ilkeler ile kararlı şekilde yürüyerek Türkiye Yüzyılı çalışmalarını yürütüyoruz. Cumhur İttifakı genel düzeyde yürüyen ittifak değil ilçelerde beldelerde köylerde vatandaşta buluşturan bir ittifakız.

KKTC'nin kuruluşunun 41. yılı. 41 kere maşallah diyelim. Bu mücadeleler içinde KKTC egemen bir devlet olarak, milletimizin göz bebeği. Bir sürü badireler atlatarak yoluna devam ediyor. Tüm bu tuzaklara rağmen KKTC, bölgede var oluşunu sürdürüyor. Her zaman yanında olduk ve bundan sonra da olacağız.

GÖZÜ DÖNMÜŞ BİR KATLİAM ŞEBEKESİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Bütün toplantılarımızda ilk gündemimiz Gazze'dir. Batı Şeria'daki hassasiyetimiz yüksektir. İlhaktan bahsetmeleri daha büyük soykırımlara imza atmak istediklerinin beyanıdır. Lübnan'a dönük saldırılar devam ediyor. Suriye ve İran'a tehdit devam ediyor. Uluslararası hukukun tamamına saldıran bir şebeke ile karşı karşıya olduğumuz, çılgın gözü dönmüş bir katliam şebekesi ile karşı karşıyayız. Bütün dinleri bütün insanları tehdit eden şebeke ile karşı karşıyayız. Gazze tüm insanlığın tamamıdır. Gazze savunmadan tüm bunları savunmak söz konusu olamaz. Somut adımlar atılması gerekir. Silah verilmemesi gerekir çağrımızın yerine getirilmesi bu katliamları engelleyecek.

MUHALEFETİN "TÜRKİYE YÖN DEĞİŞTİRİYOR"  SÖYLEMİ

BRICS toplantısı sonrası muhalefetin spekülasyonları oldu. Muhalefetin Türkiye yön değiştiriyor yaklaşımı var. Kes kopyala yöntemi ile davranıyorlar. Türkiye eksen kayması yaşıyor demişlerdi. Etrafımızda bulunan ülkelere yönelik politikalara uymadığınızda, hemen Türkiye'nin ekseni kayıyor diye dış odaklı kampanya olmuştu.

"TÜRKİYE BÜTÜN PLATFORMLARDA OLMAYI ARZU EDİYOR"

Arap baharı söz konusu olduğunda o zaman Türkiye "Arap baharı diye dalga geliyor, tarihsel derinliği görmek lazım. Yumuşak geçişlerle yönetmek gerek" dediğimizde de eksen kayması yaşanıyor demişlerdi. Bu müstakil politikaları uygulayınca eksen kaymasını Türkiye'nin önüne getiriyorlardı. Uydurulmuş kavramlardan biriydi. Türkiye kendi tarihine bakarak dünyanın bütün platformlarında olmayı arzu eden politika gerçekleştiriyor. Cumhurbaşkanı'mız küresel sistemin ana kolonları üzerinde Türkiye'nin söyleyecek sözlerinin olduğunu gösteriyor.

Son yıllarda iklim konusu büyük bir gündem teşkil ediyor. Asıl tedbiri alması gerekenler onlarken fakir ülkeleri tedbir almaya sokma yaklaşımı sergiliyor. Bugün iklim konusunda herkesin sorumluluğu vardır ama dünyayı asıl kirleten gelişmekte olan ülkelerin politikalarıdır. Onların bütçe ve sorumluluk açısından öncü olmaları gerek.

Sayın Emine Erdoğan'ın öncülük ettiği sıfır atık hareketi bir BM mekanizması haline gelmiştir. 

KKTC'nin Türk devletleri teşkilatında yer alması dünyaya verilmiş bir mesajdır. Bundan rahatsız oldular. Bu sorunu ortaya çıkaran, sınır sorunu olan, Güney Kıbrıs'ı Avrupa Birliği'ne alanlar sorunun kaynağıdır. Avrupa Birliği'nin meselesi bu değildir. KKTC'nin her alanda desteklenmesi için bütün girişimler sürdürülecek.

CHP'Lİ BELEDİYELERİN SGK BORÇLARI VE KONSER HARCAMASI

CHP genel başkanı özel, yerel seçimler sonrası yaptığı hatayı ısrarla sürdürüyor. Merkezi yerel iktidar söylemi vardı. Genel seçim Türkiye'yi yönetecek iktidarı, yerel seçim de belediyeleri belirtiyor. Hepimizin sicil amiri vatandaşımız. Türkiye'de denetime tabii olmayan kamu idaresinin parçası düşünülemez. Bu denetimler konusunda eleştiriler getirildi. Maalesef 'namussuzca siyasi talimat' deniyor. Bu yakışın almayan bir söz. Bunu çok sık kullanılmaması gerektiğini, kullanana dönen bir takım sonuçlar doğuracağını söylemiştik. Namus kelimesi kullanarak bütün belediyelere kefil olduğunu demişti. Bu kelime çok mühim kelimedir. Bir siyasi alfabe yetersizliği ile alelade şekilde kullanmamak lazım. Siyasi namus kavramı yüksek nitelikli kavramdır. Bu sözleri kendilerine iade ediyoruz aynen. Hukuki konutu da partimiz değerlendirecektir. Bu bayağı bir kavgada bile kullanılmayacak bir dil.

Şu an 3-4 parça halinde CHP yönetiliyor. CHP görüşünü anlamak için minimum 4 yere bakmanız gerekiyor. Maalesef CHP kendi partilerini yönetme konusundaki zaafı kapatmak için AK Parti'ye karşı hakaret ediyor. Hakimleri savcıları müfettişleri tehdit ediyorlar. Bunun kendilerine de faydası yok. Kamu düzeni parçası olan herkes Anayasa'nın verdiği yetki ile yapıyor bunu. Siyaset üretimindeki cari açık siyasi üslupsuzlukla kapatılamaz.

"TÜRKİYE'DE BİR TANE İKTİDAR VAR"

Biz bu hakaretler cevap verebilecek kabiliyete de sahibiz. Vatandaşımız için her türlü mücadeleye gireriz. Siyasette bir sürü imkan vardır. Genel yerel iktidarı şeklinde iki iktidar yok. Türkiye'de bir tane iktidar var bir tane anayasal düzen var. Bir savrulma içine giriyorlar. Denetim herkes için geçerlidir. Bu siyasi tartışmayı yapacaksak temiz bir dille yaparız.

Denetleme yapılsın ve vatandaşın önüne konulsun. İsraf ve yolsuzluk söz konusu ise bunları tartışalım. SGK borçları katlanarak artıyor. Bunun ödememek gibi durum siyaset değil. Bunun ödenmemesi de SGK'dan faydalanan vatandaşların hakkı. Bu vatandaşa karşı bir cürüm. Bunlar son derece basit temel ilkeler. Siyasi mücadeleyi yaparız ama böyle bilinç problemi olan çirkin dil olursa bu kavgalara girmesini çok iyi bilen siyasi kadroyuz. Hepsi vatandaşın hakkıdır.

TRUMP YÖNETİMİ VE KABİNESİ

ABD seçimlerinde net bir tablo ortaya çıktı. Trump'ın zaferi söz konusu oldu. Seçimden önce yapılan tahminler boşa çıktı. Sayın cumhurbaşkanımızın talimatı var; kabine üyelerimiz Trump yönetiminin iş başı yapması ile bir yol haritası çıkaracaklar. Bu yol haritası talimatı ile güvenlikten dış ticarete, askeri konulara kadar ilgili bakanlıklar kendi yol haritaların hazırlıyor. Atamaları da izliyoruz. Söz konusu olan bazı şahısların sayın cumhurbaşkanımız ile ilgili bir takım olumsuz beyanları olduğunu da biliyoruz. Bir takım analizler yapıyorlar. Olumsuz tutum izleyebilecekleri beyan ediliyor. Bu biyografi haberlerini de yakından takip ediyoruz. Çok uzun zamandır iktidarız. Seçim sonrası ortaya çıkan kabineleri biyografiler üzerinden değerlendirmek doğru olmayabiliyor. Ülke kabinesi de belli politika ile çalışıyor. Olumlu sözler söyleyip olumsuz politikalar izleyenler de oldu. Türkiye ile ilgili atacakları adımları görmemiz lazım. Savaşlar uzamasın diyorlardı. Umarız hakkaniyetli şekilde adım atılır. Trump tanımadığımız biri değil. Cumhurbaşkanımız ile pek çok kez hukuku oldu. Eylem planlarımız hazır. Umarız diyaloğa dayalı netice olsun.

Katar Devleti'nin Hamas'ın siyasi Bürosu ile ilgili alacağı kararı değerlendirmemiz doğru olmaz. Bununla ilgili durumu biz de takip ediyoruz. Netanyahu ile arabuluculuk kavramı yan yana gelmiyor. Arabulucular devreye girince ağır saldırılar ile barış masasını ortadan kaldıracak adımlar attılar. 7 Ekim'in üzerinden 1 yıl geçti ama her türlü arabuluculuk girişimini katliama zaman kazandırmak için kullanıyor. Hamas barışa hazırız derken Netanyahu hükümeti ertesi gün saldırı geçekleştiriyor. İsrail'in yapacağı ilk iş bir ateşkes ilan etmek.

Sınır ötesi kara harekatı olacak mı?

Bölgedeki hareketliliği takip ediyoruz. Yıllar evvel kara harekatına karar verilip bundan 1 ay 2 ay sonra harekete geçiliyordu. Şimdi bu durumda değiliz. Talimat verildiği anda harekete geçecek şekilde tetiktedir askeri güçlerimiz. Talimat verildiği anda TSK bu harekata başlayacak konumdadır. En önemli hassasiyetimiz sınırlarımızdan 30 km derinliğin korunmasıdır. Bu derinlikte bir terör faaliyeti görürsek bunu tehdit sayarız ve harekat gerçekleşir. Terör devletçikleri kurulmaya çalışılıyordu. CHP adına konuşanlar mavi vatanı eleştirirken kara harekatlarını da eleştiriyorlardı. Bu harekatlar olmasa terör devletçileri olacaktı. Silahlı kuvvetlerimiz bu yapılanmaları darmadağın etti.

GÜNCELLENME

Bunları da beğenebilirsiniz

Son Dakika Haberler