Güncelleme Tarihi:
Öyle ya, bir hamburger 170 dolara (yaklaşık 504 TL) satılıyorsa o ülkede insanlar nasıl yaşıyor? Haber bu soruya yanıt veremese de o çarpıcı başlık, gören herkese haberi sonuna kadar okutmuştur.
Venezuela’da yaşayan işadamı Şevket Biberoğlu, bu haberden rahatsız olmuş. “Nereden çıkardınız hamburgerin 170 dolar olduğunu” diye sorarak, “Venezuela’da hamburger fiyatı 170 dolar falan değil 1.7 dolar. Ki ülkede etin kilosu 5 dolar” dedi. Venezuela’yı bilen Vedat Veleli adlı okur da haberin yanlış olduğunu belirterek, itirazlarını sıraladı:
“Cebinizde dolar ile turist olarak oraya giderseniz gecesi 100-200 dolara kalırsınız. Hamburgeri de yarım dolara yersiniz. Ama devlet kuru ile piyasadaki kur farklı. Mesela 3500 bolivara öğle yemeği yediniz... Bu, piyasadaki kurdan 3.5 dolar ama devlet kuruna göre 350 dolar. Ödediğiniz fiyatı devlet kurundan çevirirseniz bu haberi yapmanıza neden olacak dolar rakamları çıkıyor. Gerçeğin manşetinizle ilgisi yok.”
İnternet böyle bir mecra. Türkiye’de yazdığınız habere Venezuela’dan itiraz gelebiliyor. Bu hem hatalardan arınmayı kolaylaştırıyor hem de internet editörlerini daha dikkatli olmaya zorluyor.
Okurların bu eleştirilerinin ardından haberin orijinalini buldum. Haber AFP (Fransız Haber Ajansı) kaynaklıydı. Caracas’tan yazılan haberde şu bilgiler veriliyordu:
“Eğer Venezuela’yı ziyaret eden biri herhangi bir şeyi yabancı bir kredi kartıyla ödeyecek kadar şanssızsa, gözleri yaşartan bu fiyatlar onlara Tokyo veya Zürih’ten bile daha pahalı bir şehirde olduklarını düşündürebilir.
Resmi kurun belirlediği 10 bolivar 1 dolar değişimine göre, 1.700 bolivara satılan bir hamburger 170 dolar, geceliği 69.000 bolivar olan bir hotel 6.900 dolar ediyor. Tabii ki tüccarlar, fiyatlarını resmi kura göre belirlemiyor. Karaborsadaki 1.000 bolivara bir dolar kurunu kullanılıyorlar.
Ama bolivar ile para kazanan ve çoğunlukla ithal ürünlere dayanan bir ekonomide yaşayan hiper enflasyon mağduru Venezuelalılar için bu koşullar inanılmaz derecede pahalı.”
Görüldüğü gibi, AFP’nin haberi ile “Venezuela’da hamburger 170 dolar” başlığı tam olarak örtüşmüyor. AFP, ülkedeki sıkıntılı ekonomik durumu ve hiper enflasyonu hamburger örneği üzerinden okura aktarmaya çalışmış. Hamburgerin fiyatı da evet çok pahalı ama orada yaşayan insanlar için 170 dolar da değil.
Oysa Türkiye’de, AFP’nin haberini alıntılayan haber siteleri ve televizyonlar bu nüanslara dikkat etmediler. Dolar kuru farklılıkları bile çoğu haberde yoktu. Hürriyet internet okur itirazlarının ardından haberi yayından kaldırdı ama o başlık hâlâ onlarca sitede aynen duruyor.Bir örnek vereyim. Bir gazetenin internet sitesindeki başlık, “Ülkede yiyecek kıtlığı! Hamburger 170 dolar” şeklinde.
Haberin girişi de şöyle; “Ekonomik krizin giderek derinleştiği Venezuela’da halk zorda. Ülkede bir hamburger 170 dolara satılıyor. Hal böyle olunca yoksul aileler günde sadece bir öğün yiyebiliyor.”
AFP’nin haberi ile ne kadar farklı değil mi? Kur farkından falan hiç bahsedilmiyor. Haberin orijinali ile ilgisi kalmamış. Korkarım bu yanlış sunum, çeviri hatasından çok, okur avlamak için çarpıcı haber sunma telaşının habercilik ilkelerini unutturmasından kaynaklanıyor.
ZİHİN AÇICI SORULAR
İSTANBUL’da yapılan BM Dünya İnsani Zirvesi’ne Rum lider Nikos Anastasiades de katıldı. Gazeteler sadece Anastasiades’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düzenlediği akşam yemeğine gitmemesini haber yaptı.
Benim ilgimi çeken de zirve sırasında Anastasiades’in önündeki kartonda “Cyprus” yazılmış olmasıydı. Anastasiades, zirvede Kıbrıs’ı temsil ediyor, öyle kabul ediliyordu. Zaten zirve boyunca da “Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” olarak anıldı.
Hürriyet başta olmak üzere Türkiye’deki bütün medya organlarında ise Anastasiades için “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı” sıfatı kullanıldı. Çünkü Rum liderler, 1974’ten bu yana Türkiye’de bu şekilde tanımlanıyor.
Fakat Türkiye’nin Rum kesimine uyguladığı vize zorunluluğunu kaldırmayı gündemine aldığı bir dönemden geçiyoruz. Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye vizeyi kaldırması halinde Türkiye’nin de AB üyesi ülkelerin vatandaşlarına uyguladığı vizeyi kaldırma kararı, 3 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayınlandı.
Kürşat Bumin, bu kararın ardından 17 Mayıs’ta Diken adlı internet sitesinde yayınlanan “Vize kalktı ama adı hâlâ ‘Güney Kıbrıs Rum Yönetimi” başlıklı yazısında konuya farklı bir açıdan yaklaştı:
“... AB üyesi tüm ülkelerin vatandaşlarına vizeyi kaldırırsam Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ‘Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ diye adlandırmayı sürdürebilir miyim? Hayır sürdüremezsin! İster ‘Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ isterse ‘Güney Kıbrıs’ ya da ‘Kıbrıs Rumları’ demeyi tercih edin, vatandaşlarına vizeyi kaldırdığın bir ülkeyi artık gerçek adıyla anmak mecburiyetindesiniz.”
Gerçi vizenin kaldırılmasıyla ilgili somut adımlar ufukta görünmedi ama yine de Bumin’in yaklaşımı, üzerinde düşünülmeyi hak ediyor. Gazetecilik ve dil kuralları açısından zihin açıcı bir tartışmayı başlatabilir yönelttiği sorular...
OKURDAN KISA KISA
Serkan İnci: Bugün yayınlanan “Bebeği 2 günlüktü” haberinde şehit Fırat Palamut adına konulan fotoğraf, Ersin Yıldırım’a ait. Ersin Yıldırım, 17 Ocak’ta İdil’de şehit olmuştu. (25 Mayıs/ 26. sayfa)
Not: Evet, fotoğrafı bazı ajanslar yanlış geçmiş. O nedenle başka gazetelerde de yanlış fotoğraf kullanılmış.
Hatice Sarıaltın: Kablo ile boğularak öldürülen kadın haberine “Psikoloğun cinsel fantezisi hayatına mal oldu” başlığı atılırsa problem var! Bu haber, psikolojik sorunları olan kişilere sapıklıkları fanteziymiş gibi algılatır. Haberde vurgu fantezi olmamalıydı. (20 Mayıs/internet)
Not: Okur haklı. Nitekim Meksika’da yaşanan bu olayda erkek, cinayet şüphesiyle tutuklanmış. Fantezi konusu, o şüphelinin iddiası.
Lütfi Keskin: Güzin Abla’nın “Kayınpederime ilgi duyuyorum” yazısındaki fotoğrafa “temsili” ya da “arşiv” notu düşmeliydiniz. Ayrıca ilgisiz kişilerin fotoğrafını kullanmak nasıl bir süsleme mantığı? (24 Mayıs)
A. Naci Doğan: 23 Mayıs’ta Kelebek’teki başlıklardan biri şuydu: “(Okan Bayülgen) Bodrum’da mekân (restoran) açıyor”. Restoran, gece kulübü, antikacı vb. işyerleri için ısrarla -bir mafya argosu olan- “mekân” sözcüğünü kullanmaktan vazgeçemiyor magazin basını.
Musa Alioğlu: 23 Mayıs’ta “Kabine şifreleri” başlıklı haberde geçen “AK Parti’nin Ermeni İstanbul Milletvekili Markar Eseyan’a...” nereden bakarsan bak kötü bir dil. Muhabir yazabilir ama editör düzeltmeliydi.
Aydın Özmen: ABD’de yaşamını yitiren Türk genci ile ilgili haber başlığınız “Pırpırla uçtu gitti”. Bir okurunuz olarak bana oldukça gayriciddi geldi. Bu genci tanımadığım halde kendimi ailesinin yerine koyup üzüldüm. (20 Mayıs)
Koray Kılınçat: Bugün İzmir’de okuduğum gazetemizin 3. sayfasındaki “Düşen asansörde can verdi” başlıklı haberin içeriğinde, bir trafik kazasının detayları veriliyor. Başlık ile haberin ilgisi yok. (26 Mayıs)
Köksal Anadol: “Arz-Talep” kavramı bulmaca sorularınızda yanlış yorumlanmaya ve sorulmaya devam ediliyor. Bulmacada “Tüketicinin piyasadan mal çekmesi” karşılığında -ikinci kez- “arz” cevabı istendi. Halbuki “arz” bilakis “üreticinin piyasaya mal çıkarması” demektir.