Uzlaşma noktası nerede?

BU hükümetin temsilcileri, seçimlerden önce verdikleri mesajlarda bir konunun altını özellikle çizmişlerdi.

‘‘Gerilim yaratmayacağız. Uzlaşmanın partisi olacağız.’’

Hatta Başbakan Tayyip Erdoğan, gerilim yaratmasın diye türbanlı eşlerin resm; törenlere katılmayacağını bile söylemişti.

Sorun ortada dururken, üstünü örterek ‘‘uzlaşma’’ mümkünmüş gibi.

Gerilim yaratmak istemediğin zaman, ‘‘kadınları eve tık.’’

Uzlaşmaktan vaz geçtiğinde ‘‘kadınları dışarıya çıkart.’’

Türban ve kadınlar, gündemi değiştirecek en etkili siyasi koz olmaya devam ettikçe, siyasetin sorunları çözebilecek olgunluğa kavuşması mümkün değil.

Dış politikada, ‘‘Bunu başardık’’ diyebilecek bir adım atılamamış; halkın ekonomik koşulları felaket, herkes burnundan soluyor.

Bu iki önemli alanda halka ve seçmenine hiçbir şey veremeyen AKP, bari kendi geleneksel kitlesini elinde tutmak ve parti içinde çatlak oluşmasını önlemek için İslamcı çizgiyi öne çıkartarak, başarısızlığını gizlemeye çalışıyor.

Buna ‘‘yönetim zaafı’’nı demek de mümkün.

Türban meselesinin gündemi kaplaması, kadrolaşma faaliyetleri, eğitim sistemini yeniden kurcalama girişimleri hep bu yüzden.

‘‘İktidar’’ olup da ‘‘muktedir’’ olamadıkça, AKP ne söz verdiği uzlaşma çizgisini sürdürebilir, ne de çok istediği ‘‘merkezde Müslüman demokrat parti’’ modelini yaratabilir.

* * *

MECLİS Bayramı'nı ilk kez böyle abuk subuk bir ortamda yaşadık.

Evet, AKP'nin türban ısrarını doğru bulmuyorum ama devleti temsil edenlerin de, halkın iradesini yansıtan Meclis bayramını boykot etmelerini kabul etmek mümkün değil.

Siyasi mücadele siyasete, siyasi partilere bırakılmadıkça, Türkiye'de ne Cumhuriyet ne de Cumhuriyet ilkeleri temelinde demokrasi, istenen olgunluğa ulaşabilir. 83 yıl sonra geldiğimiz nokta, bunun en anlamlı kanıtı.

* * *

AMERİKALILAR, Irak'ta Türkiye modelinden söz ediyorlar.

Onların kast ettikleri, bir İslam Cumhuriyeti'nde laikliğin ve demokrasinin kurulması. İslamiyet ile laikliğin uzlaşarak, bir arada kamusal alanda yaşamanın yollarını bulmasını öneriyor Amerikalılar. Türkiye, bu anlamda Irak'a örnek olamaz.

Türkiye'nin Cumhuriyet projesinin iddiası farklı. Türkiye, yüzünü Avrupa'ya dönmüş olan ve vatandaşlarının kendi özel alanlarında dinlerini özgürce yaşamalarına izin veren bir ülke.

Bu yüzden de devletin hertürlü dini simgeye eşit mesafede olması gerekiyor. Aksi, vatandaşlar arasında ayrımcılık ve bölücülüğü teşvik etmek oluyor.

Bizim uzlaşma noktamız bu. Türkiye'nin bir batı devleti olması noktasında önce uzlaşma gerekiyor.

Türkiye Müslümanların yaşadığı batılı bir ülkedir. Avrupa Birliği hedefi, bu kimliği daha berraklaştıracak bir hedeftir ama gel gör ki, laikliği sorgulayanlar ‘‘Avrupa Birliği'ni istiyoruz’’ diyorlar, laikliğin savunucuları olduklarını iddia edenler ise Avrupa Birliği'ne karşı çıkıyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları