Uzaktan kumanda çünkü elleri kelepçeli

JANDARMALAR elleri kelepçeli sekiz kişiyi Meclis’e getiriyor.

Haberin Devamı

Kelepçeler Meclis’te açılıyor. Halen tutuklu olan ve milletvekili seçilen sekiz kişi birer birer kürsüye çıkarak milletvekili yemini ediyor, milletvekiline ait görevleri yerine getirme hakkını kazanıyor.

Yeminden sonra ellerine yeniden kelepçe takılan sekiz milletvekili jandarma eşliğinde hapisaneye dönüyor.

Madem yemin ettiler ve milletvekili haklarını kazandılar, bundan böyle yattıkları hapisaneden önerge verebilirler, oy kullanabilirler, ödenmeyen aylıklarını alabilirler.

Bu bir senaryo. Özetlediğim manzaralar ve bu istek bir dilekçede vurgulanıyor.

ÇİÇEK’E DİLEKÇE

Geçen hafta sonunda CHP’nin hukukçu milletvekilleri Ali Rıza Öztürk ile Ömer Süha Aldan Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e dilekçe veriyor.

Dilekçe tutuklu milletvekillerinin Meclis’e gelip yemin etmelerine izin verecek bir düzenlemeyi öngörüyor. Gelecekler, yemin edecekler, yine hapisaneye dönecekler.

Gerçi böyle bir düzenleme onlara özgürlük getirmiyor, tutukluluk halini kaldırmıyor. Ama, en azından milletvekili olmak hakkını kazanıyorlar. Yine hapiste oturacaklar ve fakat bir milletvekili ne yapıyorsa, hapiste aynen onu yapacaklar. Uzaktan kumanda ile milletvekili olacaklar.
Hafiften hayal mi? Hayal olsa, iki milletvekili, üstelik hukukçu, neden böyle bir dilekçe vermiş olsun ki.

İŞLEME KONUYOR

Hayal olmadığı şuradan belli, Cemil Çiçek dilekçeyi işleme koyuyor, hukuk açısından inceletiyor.

CHP’lilerle görüşmesinde de, tutuklu milletvekilleri sorununun çözülmesini istediğini belirtiyor. Gerçi istemeyen yok, ancak ortada çözüm yok.
Tam bu sırada Adalet Bakanı Sadullah Ergin tutukluluk süreleri ile ilgili kapıyı kapatıyor. Bakan sürenin kısaltılması yerine yargının hızlandırılmasına dönük çalışmadan söz ediyor. On binlerce birikmiş dosya hangi hızlandırma ile karara bağlanacak ve insanlar çoktan cezaya dönüşmüş olan tutukluluk halinden nasıl kurtulacak? Asıl hayal bu.

Örnek aldığımız Batı demokrasilerinde nasıl oluyor da, davalar çok kısa sürede bitiyor?

Adalet Bakanı Ergin’in açıklaması halen tutuklu olanlar açısından moral bozucu. Demokratik hukuk devleti açısından ise, skandal. “O tecavüzcü, o sapık, çıkamaz”. İnsanları suça göre kategorize etmek hukuk devleti anlayışı ile asla bağdaşmıyor.

Haberin Devamı

Türk-İş’te iki kritik cümle

Haberin Devamı

BAŞKANLIĞA yeniden seçilen Mustafa Kumlu Türk-İş Genel Kurulunda şu cümleyi kullanıyor:

“Bizim delegelerimiz profesyonel, biz kırk kişiyiz, kırkımız da birbirimizi biliriz”.

Profesyonel karşılığında sözlükte şunlar yazıyor: “Yaptığı işi meslek haline getirenler/ yaptığı işten gelir elde edenler/ ruh hali ne olursa olsun, işini düzgün yapanlar”.

Mustafa Kumlu’nun profesyonel delege tanımı görüldüğü gibi, tehlikeli. Ama, o “işini düzgün yapanları” kastediyor olmalı. Mutlaka öyledir, delegeler profesyonel davranarak “işlerini düzgün yapıyor”, Kumlu yeniden seçiliyor.

Genel kurulda dikkat çeken diğer cümle Türk-İş Mali Sekreteri Ergün Atalay’a ait. Seçim sonrasını kastederek:

“Pazartesi herkes kendi işini kendi görsün”.

Demek ki, Türk-İş delegelerinin işleri var ve bunu birileri takip ediyor. Eğer Mustafa Kumlu yeniden seçilmez ise, o işleri artık delegeler “kendileri görecek”.

Hafif tehdit kokan ama, izi sürülmeye değer ciddi bir açıklama. Kiminle, ne işleri var? İnsan bu, her iş olabilir.

Delegeler verilen mesajı alıyor, Kumlu yeniden seçiliyor. AKP isteği sonuca ulaşıyor.

Haberin Devamı

Daha az oy alan Hacettepe’ye rektör

Sporda şike yasası ve ona bağlı olarak Meclis-Köşk çekişmesi haberleri arasında bir rektör ataması gürültüye gidiyor.

Hacettepe Üniversitesi’nde rektör seçimi var. Üniversitedeki seçimde Rektör Prof.Dr. Uğur Erdener 657 oy, Prof. Dr. Murat Tuncer 501 oy, Prof. Dr. Cemil Cem Denk 1 oy alıyor.

Bu sıralama YÖK için geçersiz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e YÖK’ten gönderilen listede YÖK birinci ve ikinci adayın yerini değiştiriyor. 657 oy alan Erdener ikinci sıraya, 501 oy alan Tuncer birinci sıraya konuluyor.

Abdullah Gül en çok oy alanı değil, daha az oy alan Tuncer’i rektörlüğe atıyor.

YÖK malum, seçimi pek çok kez görmezden geliyor, sıralamayı değiştiriyor. Cumhurbaşkanı olduğundan bu yana, Gül de bunu yapıyor. İş siyasete döküldüğünde ise, “en çok oy, milli irade” laflarından geçilmiyor.

İşte, bir üniversitede üniversite çalışanlarının iradesi ortada, ama hiçe sayılıyor.

Yazarın Tüm Yazıları