Uygulama

DIŞİŞLERİ Bakanı Abdullah Gül, ''Şu anda kağıt üzerinde ne yapmak gerekiyorsa yaptık'' dedi ‘‘şimdi sıra uygulamada.’’

Türkiye Avrupa Birliği müktesebatına uyum çalışmalarını tabii ki tamamlamadı.

Ama kabul etmek gerekir ki Kopenhag kriterlerine uyum için gerekli birçok yasal değişim gerçekleşti. Üstelik de bu adımlar sadece AKP Hükümeti döneminde atılmadı.

Avrupa Birliği'ne karşı olduğunu açıkça söyleyen MHP'nin iktidarı paylaştığı hükümet döneminde bile çok önemli yasal değişimler yapıldı.

Yani, Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunda attığı adımlar, hep söyleyegeldiğimiz bir gerçeği bir daha ortaya çıkarttı.

Avrupa hedefi, Türk halkı için bir toplumsal kalkınma projesi, bir ‘‘standart’’ yakalama mücadelesidir. O yüzden de aday ülkeler arasında Avrupa Birliği üyeliği en fazla Türkiye'de destek görüyor.

Buraya kadar fazla bir sorun yok da bundan sonra işler çatallaşıyor.

Uygulama dendi mi akan sular duruyor.

İşleri, kendi ‘‘standartlarına’’ uydurarak ‘‘çözmeye’’ alışagelmiş uygulayıcılara ‘‘Avrupa standardı’’nı kavratmak kolay olmayacak.

Bu nedenle Abdullah Gül'ün açıkladığı, uygulama seferberliği çok önemli.

Bunu sadece Avrupa'ya yönelik bir lobi çalışması olarak kabul etmemek gerekir. Türkiye'de yapılacak çok iş var. İşin zor tarafı, zihniyet değişimi süreci başlıyor.

* * *

BİRKAÇ gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu'nun raporunu gördük. Aydın Cezaevi'nde çocuk koğuşunun halini gözler önüne seriyordu rapor. Bakımsızlık, pislik, tecavüz, kötü muamele vesaire.

Kadınlar koğuşunda da durumun farklı olmadığını öğreniyoruz.

Bu, insan haklarının hayata bakışımıza sinmeyişinin sadece bir örneği.

En çarpıcı bir diğer örneği bence trafik. Türkiye'nin karayolları Avrupa standartlarının çok gerisinde. Birçok noktada sürücülere resmen tuzaklar hazırlanmış. Ne karşıdan geleni görebiliyorsunuz ne o sizi görebiliyor. Sokağa çıktığınız her gün kaza yapmadan eve dönmeniz tamamen tesadüflere bağlı.

İstanbul'da trafik artık felç. Bu da yetmezmiş gibi bir de trafik zorbaları türedi. Her an karşınızdaki otomobilden elleri sopalı adamlar inebilir ve size hak neymiş, yol kiminmiş gösteriverebilirler. Yardımınıza birisinin çıkıp gelmesini boşuna beklemeyin.

Hayatımızda her gün karşılaştığımız daha birçok örnek gösterebilirim.

Bu neden kaynaklanıyor? Yoksulluktan, yokluktan mı? Hayır, insan hayatının değeri yok ondan.

Hayatın değerinin farkına varmadan, insanın haklarından söz etmek de mümkün değil.

* * *

DIŞİŞLERİ Bakanı Abdullah Gül'ün sözünü ettiği ‘‘reformları izleme’’ komitesi, devlet ve sivil toplumun işbirliği ile gerçekleşecek bir seferberlik projesi olmalı.

Ancak, Avrupa Birliği kriterlerini, A'dan Z'ye, tepeden tırnağa bir değişim programıyla birlikte hayata geçirme hedefini taşımazsa bir işe yaramaz.

Biraz Avrupa kulislerine, biraz kendi kendimize propaganda faaliyetini aşamaz.

Kağıt üzerindeki değişiklikleri hayata geçirme seferberliği, insanca standartlara kavuşmak ve Avrupa'da gelişmekte olan tutuculuğun karşımıza dikmek istediği engelleri aşmak hepimizin seferberliği olmalı.
Yazarın Tüm Yazıları