Türkiye’de dolaşan hayalet: Köşe yazarları

KAR yolları kapatıyor, yüzlerce köyün kentlerle bağlantısı kesiliyor. Sorumlular belli, her şeye çomak sokan köşe yazarları.

Sel bir kaç büyük kenti vuruyor, üç-dört ay önce İstanbul’da otuz kişi selde hayatını kaybediyor. Sorumlular belli, kahrolası köşe yazarları.
Her gün onca trafik kazasında, onca insan ölüyor. Sorumlu aramaya gerek yok, rahat durmak bilmeyen köşe yazarları.
Balıkesir’de grizu patlıyor, 13 maden işçisi hayata veda ediyor. Hangi bilirkişi, ne raporu, sorumlular işte ortada, köşe yazarları.
Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu önümüzdeki hafta Ermeni soykırım yasasını kabul etme eğiliminde. Hala sorumlu mu arıyorsunuz, işte köşe yazarları.
Elektrik kesintilerinin, artan fiyatların, işsizliğin, Tekel işçileri grevinin, eczacıların protestosunun, itfaiyecilerin sokağa dökülmesinin, tersanelerde yılda yüzü aşkın işçinin ölmesinin, tek tek saymaya gerek yok, bu ülkede hangi fenalık varsa, hepsinin sorumlusu şu kendini bilmez köşe yazarları.
Nereden mi biliyorum? Haşmetli ve kudretli Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın irşadından öğreniyorum.
ARTIK PES
Başbakan Erdoğan dün yine köşe yazarlarına yükleniyor. Hatta, gazete patronlarına çağrıda bulunarak, “bunların parasını siz veriyorsunuz, şunlara sahip olun” diyerek, basın özgürlüğü konusunda çağdaş bir yorum daha getiriyor.
Siyasi vesayetin medyaya taşınması önerisi.
Bütün bunları anlıyorum. Yardakçıları dışında, kendisini eleştirenlere öfkesini de anlıyorum. Ancak, kendisini yine üzmek durumunda kaldığım için, ben de üzgünüm ama, dün söylediği başka bir noktaya daha katılmıyorum. Şu iki cümle:
“Bir taraftan hükümete vuracaksın, öbür taraftan köşe yazarlarınla elinden geleni yapacaksın. Piyasalar yüzde 6.5 düşüyorsa, bunun sebebi bunlardır.”
Üzgünüm Sayın Başbakan, ama artık pes. Şimdi 5-26 Şubat (dün) arasında piyasaların seyrine bakalım.
BORSA VE ONE MINUTE
5 Şubat 2010 cuma günü borsa 51.454 puanla kapanıyor. 8 Şubat’ta kapanış 49.933 puan. 9-19 Şubat arasında piyasada her şey normal, hatta borsa 53.318 puana yükseliyor.
22 Şubat pazartesi günü fırtına başlıyor. Pazartesi sabahı borsa önce 52.592 puanda.
Aynı gün Balyoz darbe iddiası nedeniyle, eski kuvvet komutanları, general ve amiraller toplam 48 subay göz altına alınıyor. Ardından tutuklamalar.
Ve borsa gün be gün düşmeye başlıyor, 51.416, durmuyor, 49.659, durmuyor, 48.739.
Göz altı fırtınası, TSK’da orgenerallerin toplantı yapması karşısında, yabancılar ellerindeki fonları satıyor. Hatta, önceki gün Çankaya’daki üçlü toplantı sırasında bile, borsa düşmeye devam ediyor. Çünkü, ne olacağı beli değil. Dün biraz toparlanıyor, öğle saatlerinde 1.3’lük artış var.
Erdoğan “piyasalar düşüyorsa, bunun sebebi bunlardır” diyerek, köşe yazarlarını suçluyor. Hatta, Çankaya’daki toplantıya “zirve denmez” dediğim için, ben özel olarak nasibimi alıyorum. Olabilir, hakkıdır, katılmayabilir. Ama, “one minute”:
General ve amiralleri köşe yazarları mı göz altına alıyor? Genelkurmay’da biz mi toplanıyoruz? Çankaya’daki toplantı bizim eserimiz mi? Çeşitli rütbelerdeki general ve subayları biz mi tutukluyoruz?
Evet biz. Başka kim olabilir?
MARKS VE BİZ
Sorumlu elbette köşe yazarları. İktidarın güllük gülistanlık yönettiği şu güzelim ülkede, akla gelebilecek hangi fenalık, hangi gerilim, hangi sıkıntı varsa, suç köşe yazarlarında.
Marks/Engels ünlü yapıtlarında Komünist Manifesto’da şöyle diyor: “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor, komünizm hayaleti”. O dönemde, komünizm her türlü fenalığın anası olarak görülüyor.
Türkiye’de bir hayalet dolaşıyor, köşe yazarları hayaleti.
Yazarın Tüm Yazıları