Türkçeye saygı

Güncelleme Tarihi:

Türkçeye saygı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 09, 2017 21:36

YAZIM yanlışları haklı olarak okuru rahatsız etmekle kalmıyor, Türkçe yanlışlarının yayılmasına da katkıda bulunuyor. Yaptığımız bir dil yanlışı tahmin edemeyeceğimiz sayıda insanın Türkçeyi yanlış öğrenmesine ve yanlış kullanmasına neden olabiliyor.

Haberin Devamı

Her dil yanlışı bir Türkçe cinayeti aslında. Gazetede yazım hataları ve Türkçenin yanlış kullanımlarından özenle kaçınmak şart. Okura saygının ve kaliteli gazeteciliğin de gereği bu. 

Ayrıca her medya kuruluşunda yazım kuralları konusunda bir bütünlük olmak zorunda. Sözcüklerin, kısaltmaların yazımı ve işaretlerin kullanımı konusunda sayfalar, bölümler arasında farklılık olmamalı. Son zamanlarda Hürriyet’te rastladığım yazım yanlışları ve yazım birliği sağlanamayan dil sorunlarına birkaç örnek vermek istiyorum:

Arttırma: Bu yanlış bir yazım. Bir şeyin artmasını sağlamak, çoğaltmak, tasarruf etmek anlamlarına gelen sözcük tek “t” ile “artırma” biçiminde yazılır. 

Tek tırnak: Bir alıntı içinde başka bir alıntıyı göstermeye yarar. Tek tırnak çift tırnak olan yerlerin içinde kullanılır; kendi başına kullanılmaz. Başlıklarda ve haberlerde tek tırnağın bağımsız olarak kullanılması yanlış.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz hafta: Zamanı biz geçmeyiz, zaman geçer. O nedenle “geçtiğimiz” yerine “geçen ay”, “geçen hafta”, “geçen gün” denilmeli.

Tane: Adet anlamındaki bu sözcük cansızlar için kullanılır. Ancak siyasetçiler ve hatta bazı gazeteciler, insanlar için de “tane” diyor ve bu yanlış haberlerde aynen tekrarlanıyor.

Sayılar: Tek rakamlı sayıların yazıyla, çift ve daha fazla haneli olanların ise rakamla yazılması okumayı kolaylaştırır. 5 yerine beş yazmak, on beş yerine 15 yazmak gibi. 

Bileşik sözcükler: Sık yapılan bir yanlış. İstisnaları olmakla birlikte birleştirmede temel kural “yan yana gelince farklı anlam içermeleri.” O nedenle birleştirmede kendi anlamlarını koruyan sözcükler ayrı yazılır.

Giriş/çıkış yapmak: Girmek de fiil, yapmak da. Girdi demek için yapmak fiiline gerek yok. “Girdi” denmesi yeterli. Böylece bir sözcük de tasarruf edilmiş olur. Zaten bir yere giriş yapılamaz, girilir. Çıkış yapılmaz, çıkılır.

Yabancı sözcükler: Gazetede İngilizce sözcükler kullanıldığına tanık oluyoruz. “Hardcore startup çalışan gençler” (Ekonomi), Contemporary İstanbul (Sanat), “Teaser afiş” (Magazin). Birkaç örnek. Hürriyet, Türkçe yayınlandığına göre, dilimizde karşılığı olan sözcükleri İngilizce yazmak yanlış. Yabancı sözcük kullanıldığında da parantez içinde Türkçesini eklemek gerekli. Bütün okurların o dilleri bildiğini varsayamayız.

Haberin Devamı

Tabi/tabii: Tabi sözcüğü “bağlı/bağımlı” anlamına geliyor. Tabii doğal demek. İki sözcüğün arasında bir “i” farkı var ama anlamları çok değişik.

Düzeltme (şapka) işareti: Düzeltme işareti (^) , yazılışları aynı, anlamları ve söylenişleri farklı olan kelimeleri ayırmak için kullanılır. Hala (babanın kız kardeşi) /hâlâ (henüz), adet / âdet (gelenek, alışkanlık), ala (karışık renkli)/  âlâ (pekiyi), kar (yağış) / kâr (gelir), vakıf (para, mülk) / vâkıf (bilen-vakfeden) örneklerindeki gibi sözcüklerde düzeltme işareti konulmadığı zaman anlamı karışabilir.

Gasp etmek: Bir mal, para ya da değerli bir eşyayı, ona sahip olan kişiden zorla almaya “gasp etmek” denir. Ama polisiye haberlerde insanların da gasp edildiğine tanık oluyoruz. Örneğin, “Ayşe teyzeyi gasp ettiler” deniyor. Oysa insan gasp edilmez.

Haberin Devamı

ENİNDE Mİ ÖNÜNDE Mİ?

OKURLARDAN, haber başlıklarında “eninde sonunda” yazılmasına da itirazlar geliyor. “Eninde sonunda’ denilmez. Doğrusu ‘önünde sonunda’. Zira bir şeyin eni sonu olmaz” diyorlar.

Fakat bu hayli tartışmalı bir konu. Emre Kongar’a göre, bu deyimin doğrusu “eninde sonunda”“Bildiğiniz gibi, ‘daha sonrakinden de sonra, en sonunda’ anlamına gelir” diyor bir yazısında. Kongar“önünde sonunda” şeklinde söylenmesinin “kıdemli bir Devlet Tiyatrosu sanatçısının söyleyiş biçiminin zamanla yaygınlaşmasından kaynaklandığını” anlatıyor.

Ancak dil uzmanı Feyza Hepçilingirler“Bu sözün aslı önünde sonunda” diyerek gerekçesini şöyle açıklıyor:

Haberin Devamı

“Aslının ‘önünde sonunda’ olduğunu biliyorum; çünkü bu, karşıt anlamlı sözcüklerle yapılmış bir deyim. ‘En’ ve ‘son’ sözcükleri arasında bir ilişki yok; ama ‘ön’ ve ‘son’ ilişkili sözcükler.

Ö / e / i seslileri arasındaki dönüşme sonucu ‘önünde’, ‘eninde’ oldu, yazıya geçince de hızla yayıldı. Bu dönüşmede ses benzerliğinin etkisi vardır. Nitekim ‘ölünün gürû’ (ölünün mezarı) dönüşerek ‘elinin körü’ oldu.”

Başka dil uzmanlarınca da doğrusunun “önünde sonunda” olduğu belirtiliyor. Dil Derneği açıklamalarında da “eninde sonunda” kullanılıyor. Türk Dil Kurumu sözlüğünde de “eninde sonunda” maddesinin karşısında ‘önünde sonunda’ yazıyor. Kısacası, günümüzde yaygın olarak kullanılan hali “eninde sonunda”.  

Haberin Devamı

OKURDAN KISA KISA

Remzi Özden: “Sarin dehşeti” manşetinin spotunda “... Uçaklar Sukhoi mahallesini zehirli gaz içeren bombalarla vurdu” deniliyor. Oysa Sukhoi, mahalle değil. Rusya’nın başlıca askeri av uçağı üreticisi firmanın adı. Zaten dünya sayfasındaki haberde de “Sukhoi uçakları” yazılmış. (5 Nisan)

Gürbüz Onur: “102 gün sonra Kiraz’da mutlu son” haberinin içinde “Ebru 3 ay 2 gün sonra kurtarıldı” yazıyor. 102 gün 3 ay 12 gün eder. Aynı günkü gazetede Mehmet Y. Yılmaz’ın yazısında “14 Mart Kadınlar Günü” deniyor. 14 Mart Tıp Bayramı’dır. Dünya Kadınlar Günü 8 Mart’tır. (29 Mart)

A. Feridun Gündoğdu: “Fişleme bilgileri cevşende saklandı” başlıklı haberdeki “cevşen”in ne olduğu Türk Dil Kurumu sözlüğünde yok. İnternette ise “Genellikle üçgen muhafaza içinde veya kolye şeklinde taşınan dua metni” olarak bulabildim. Üçgen şeklinde olana bizler muska deriz. (25 Mart) 

A. Adnan Şenel: Samsun’da bir kadının kendisini rahatsız eden iki şahsı vurmasını “Karadenizli anneye yanlış yapılmaz” başlığıyla vermenizi yadırgadım. Ülkemizde zaten şiddet üst seviyedeyken bu başlık herkesin kendi biçtiği cezayı kendisinin infaz etmesini teşvik ediyor. (3 Mart)

Fatma Aytasan/M. Kemal Gündüz: “Sarin dehşeti” haberinin spotunda “sarin ya da klor olduğu tahmin edilen” deniyor. Demek sarin olduğu kesin değil. Devamında da “Suriye rejimi bu katliamı da inkâr etti” yazılmış ama olayın faili henüz kesinleşmedi. O halde rejim için “inkâr” denebilir mi? (5 Nisan)

Cem Mutlu: A Milli Takım ile Moldova maçının Yeni Eskişehir Stadı’nda oynandığını yazmışsınız. Stadın adı “Yeni Atatürk Stadı”. Yazarınız İlker Yasin de öyle yazmış. Lütfen haberdeki yanlışınızı düzeltin. (28 Mart)

NOT: Futbol Federasyonu’nun sayfasında “Eskişehir Yeni Stadı” deniliyor. Stada Atatürk adının verilmesi konuşulsa da henüz resmileşmiş değil.

Muvaffak Gözaydın: Her gün dört gazete okuyorum. İlaveleri okumuyorum. Bugün eğitim ile ilgili haber var diye eşim İK ilavesini getirdi. Süper bir ilave. Okunmayacak bir tek yazı yok.

Tarık Kamer: Bravo. İnternette “Dünyanın en güzel futbolcusu hacker mağduru” başlığını atıp, kadın sporcunun çıplak fotoğrafını kullanıyorsunuz. Mağduru bir daha mağdur ediyorsunuz. (5 Nisan)

Levent Tarhan: İnternet üzerinden okuduğum spor sayfalarının değişen formatını beğenmiyorum. Sayfanın eski derinliği ve konuların kolay tespit edilip erişim imkânı, yazarlara erişim kaybolmuş. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!