Tonga diye bir ülke bilir misiniz

JAPONLAR boş lafla oyalanmıyor. Başlarına bir felaket geldiğinde, kim sorumluysa, istifa bile değil, genellikle intihar ediyor.

Haberin Devamı

Sorumluluk üstlendiği halde, orada başarısız olmayı, üstüne üstlük bir felaket karşısında aciz duruma düşmeyi onur meselesi yapıyor. Onun için intihar ediyor.

İntihar Japonlara özgü, ulusal kimliğin parçası. Başka ülkelerde istifa örnekleri var, hem de yakın zamanda.

GEREKÇE YOK

Dünkü Milliyet’te bellekleri tazeleyen, çarpıcı bir haber var.

- Geçen hafta Makedonya’da bir gemi kazası yaşanıyor, 18 kişi ölüyor. Gemi aşırı yükleme nedeniyle batıyor. Makedonya Ulaştırma Bakanı istifa ediyor.

- Geçtiğimiz ağustosta Tayvan doğal afet yaşıyor. Tayfun 750 kişinin ölümüne yol açıyor. Tayfunun vuracağı belli olduğu halde, yeterli önlem almayan Başbakan Liu Çao Şiuan istifa ediyor.

- Domuz gribine yakalananlar Arjantin’de hızla artıyor, haziranda ölenlerin sayısı 26’ya yükseliyor. Sağlık Bakanı Ocana istifa ediyor.

Haberin Devamı

- Bir silah fabrikasında Arnavutluk’ta patlama meydana geliyor, 26 kişi ölüyor. Arnavutluk Savunma Bakanı Mediu istifa ediyor.

- Haritada yerini bilir misiniz, Tonga diye bir ülke. Feribot batıyor, 93 kişi ölüyor. Tonga Ulaştırma Bakanı Karalus istifa ediyor.

Amerika, Almanya, Fransa gibi ülkelere bakmak gereksiz. Oralarda örnek çok. Tonga’dan Tayvan’a, Arnavutluk’tan Makedonya’ya kadar, ilk anda belki de, burun kıvırdığımız ülkelerde yöneticiler, felaket karşısında böyle davranıyor.

Sorumluluktan kaçmak için, gerekçe arayan yok.

GINA GELDİ

İstanbul’da 31 kişi selden dolayı hayatını kaybediyor.

İstifa filan hayali beklenti, en azından özür dileyene rastladınız mı?

Her felaketten sonra, çarpılmış çehre, kısık ses tonuyla, artık klişe hale gelmiş, “ölenlere Tanrıdan rahmet, kalanlara başsağlığı dilerim” lafına ek olarak;

“Yaraları en kısa sürede sarmak için devletimiz bütün imkanları seferber etmiştir” safsatasından gına gelmedi mi?

Hepsi oraya dizilmiş, sözüm ona anlatacak. Ne gezer? Hâlâ siyaset, hâlâ polemik, hâlâ başkalarını suçlama. Yahu, insanı ölenlerin ruhu çarpar!

Hele de, Tayyip Erdoğan’ın muhteşem açılımlarına son örnek, sel açılımı:

“Derelerin ıslahına yarın başlayacağız.”

Haberin Devamı

Yapmayın, hemen yarın başlamayın, ayıp olur. Biraz sabredin. Siz ve ardıllarınızın iktidarında on beş yıl geçti, biz alışkınız, bir on beş yıl daha bekleriz. On beş yılı unutmuyorum, o ayrı. Daha bir-iki ay önce Ergenekon davası için yeniden düzenlenen spor salonunu bile su basıyor, çatısı çöküyor. Bu nasıl bina? Bunun hesabını soracak kimse yok mu?

Amaaan, kim kimden hesap soracak bu ülkede? Neydi, “ölenlere rahmet, kalanlara baş sağlığı dilerim”.

Ya o kameralara sırnaşık bakışlar atan yağmacılar? Eee, atasözümüz var, davul dengi dengine vururmuş.

Kamu vicdanında mahkûmiyet

Sokaklarda dolaşıyorum. Farklı gelir gruplardan, farklı kültürlerden, farklı siyasal eğilimlerden insanlar.

Haberin Devamı

Herkesin ağzında iki konu var. Sel ve Doğan Gurubu’na verilen vergi cezası.

Geliri, kültürü, siyasal eğilimi ne olursa olsun, insanların yüzde 99.9’u “bu ne biçim iş” tepkisinde. Ama bakkal, ama eczacı, ama  kasap, ama muhasebeci, ama doktor, ama şoför, ama manav:

- Abi, bu ceza çok kasıtlı ya, Tayyip bunu bilerek yapıyor.

- Abi, Tayyip bi kere kafaya koymuş, sizin grubu bitirmeye çalışıyor.

- Yalçın Bey, bu kadarı artık çok ayıp, bunlar ne demokrasiyle, ne adil yönetimle bağdaşıyor, onca firma var, tutturmuş bir Doğan Grubu.

- Abi, bu cezaları yazanlar hiç korkmuyor mu, yarın başkası iktidara gelse, bunlar ne hesap verecek? Arkasında Tayyip mi olacak?

Haberin Devamı

- Abi, kimse merak etmesin, yapanın yanına kalmıyor, günün birinde bunlar Tayyip’in burnundan fitil fitil gelir.

- Yalçın Bey, AKP’ye biz bunun için oy vermedik,  daha demokratik diye verdik, ama şimdi gerçeği görüyoruz.

Bu ve benzeri onlarca tepki. Kamu vicdanı  bu olsa gerek.

Yazarın Tüm Yazıları