The Beatles dönerken

HER yeni taşındığım evde uyguladığım minik bir ritüel var. Yeni evde çalacak ilk albüme dikkat ederim.

Omuz üstünden tuz atmak, nar patlatmak, burun ucuna limon sürüp yalamaya çalışmak, enseye pekmez kavanozu koyup 10 şınav çekmek gibi bir hareket kabul edilebilir.
Onlar -affınıza sığınarak yazıyorum!- “kocakarı metodu” ise, benimki de “koca dana metodu” oluversin; ne çıkar.
Hafızamda ulaşabildiğim kayıtlarda durum şöyle:
Çukurcuma’da “üç plak, bi pikap, üç öğrenci, bi dalgıç” şeklinde kalınan evde ilk parça, Tanju Okan’dan “Ben Artık Parkta Yaşıyorum.” olmuştu.
İlginç bir tespit tabii. Çukurcuma’daki evin bir alt modeli hakikaten ferahfeza bir parkta bulunacak bank idi.
*
Anahtar Sokak’ta, duvarlarını bildiğimiz paket kağıdıyla kapladığımız evin kutsanması Pink Floyd ile gerçekleştirilmişti.
Tabii ki “Dark Side of the Moon.”
Duvar paketleme işini bitirip balkon/teras karışımı çıkıntıya yorgun üç beden olarak yığılmış, evdeki tek alkollü içecek olan nane likörü eşliğinde bütün albümü döne döne dinlemiştik.
“Ben Metallica koyacağım olum” hamlesiyle ayağa kalkan ilk arkadaş “Nane likörüüü! Menta’nın laneti!” diye yere yığılınca likörün neden sadece kahve yanında verildiğini de anlamıştık.
Beylerbeyi’ndeki ev The Smiths ile, Coşkun Sokak’taki Bob Marley ile, Gümüşsuyu’ndaki meşhur eski tesis Miles Davis’le, şimdi oturduğum evden bir önceki de Metallica ile (tamamen tesadüf aslında) başladı dekorasyon sürecine.
Son eve dizüstü bigisayar/koltukaltı kedi/ diğer koltukaltı kedinin kumu ve maması/kasketin içinde yaş mama vesaire şeklinde “tam teçhizat kameraman Cevat kelle” modeli giriş yaptım.
Eşya (yani kitaplar, plaklar, müzik seti, televizyon, yatak ve buzdolabı) gelene kadar evi koklamaktan aklını kaybeden kediyi yaş mamayla sakinleştirirken laptop sayesine kutsama işlemini yapabileceğimi fark ettim.
Aç leptop, aç aytunz, seç bakalım. Niye bilmiyorum fakat The Beatles’ı seçtim. Aslında aklımda Dylan vardı. Ama Fab Four devreye girdi. Sevmez miyim The Beatles? Bayılırım Sgt. Pepper, Revolver, Rubber Soul albümlerine. İlk dönemlerini de çok severim hem.
Hikayeleri de güzeldir.
Liverpool’dan Hamburg’un güzel batakhane semti St. Pauli’ye, orada patronla papaz olup ülkeden şutlanmalarına kadar uzanan erken dönem hikayeleri müthiştir.
St. Pauli döneminin The Beatles’a sağladığı katkıyı daha önce “Blink” ve “The Tipping Point” kitaplarıyla ses getiren James Gladwell’in son kitabı “The Outliers”da detaylı şekilde okuyabilirsiniz.
Neyse işte arkadaşlar, The Beatles’ı sevmesine severim fakat niyeyse giderek daha önemsediğim “evde ilk müzik operasyonu” için seçeceğim aklıma gelmezdi.
Meğer fırtına öncesi belirtisiymiş..
*
Ne fırtınası? The Beatles fırtınası. “Son konserlerini 1966 senesinin Ağustos ayında vermiş grup ancak meltem yaratır, ne fırtınası?” diyenler yeni gelişmelerden haberdar değil galiba.
(John ve George’u diriltmişler, ekip yeniden toplanıyor deer-mişim! Iyy, kendimden tiksindim!)
Gelişmeleri sıralayayım, kafalar netleşsin:
1) The Beatles 09.09.09 tarihinde, yani üç gün önce albümlerini yeniden elden geçirerek CD formatında piyasaya sürdü.
Yeni bir durum gibi gelmeyebilir ilk bakışta.
Fakat The Beatles külliyatının 1987 yılında CD olarak çıktıktan sonra, bir iki sürpriz albüm (Let It Be) dışında hiç yenilenmediğini biliyor mudunuz?
İnanması güç fakat The Beatles’ı 1987 teknolojisinin ötesinde dinlemek nasip olmadı insanlığa.
Zaten “monocu” bilinen, kayıtları stereo yapmak işinden pek hoşlanmayan The Beatles CD’lerinin kaliteleri açık konuşmak gerekirse çok düşük kalmıştı günümüz için.
Şimdi biri mono diğeri stereo iki adet kutu-set şeklinde, yeniden elden geçirilmiş The Beatles CD’leri çıktı piyasaya.
İşte esas gelişme bu. CD’lerin stereo olanları “tek tek” de satılacakmış.
Zaten kutunun bizdeki fiyatını bilmiyorum, öğrenmek de istemiyorum, bir çılgınlık yapıp almaktan korkuyorum. 600 milyon ila 1 milyar arasında albüm satmış bir gruptan söz ediyoruz burada.
The Beatles hayranlarının yüzde 1’i “Yenilemeliyim arşivi” diye aklını bozsa dünya ekonomisinde dalgalanma yaşanır...
2) The Beatles Rock Band de aynı tarihte satışa sunuldu.
Rakamları takip edeceğim. Çünkü son yılların en popüler oyunlarından Rock Band’in satış rekoru kıracağını umanların sayısı epeyce fazla.
Malum, oyunda The Beatles oluyorsunuz bir yerde!
3) The Beatles, eğer The Quarry Men adlı prototip dönemini saymazsak 1960’ta kuruldu.
Seneye kuruluşunun 50’nci yılı. Eğlence sektörü “The Beatles imajının yarattığı tatlı hayaller peşinde birikimlerinden küçük bir bölümü feda etmeye hazır kitle” için hazırlıklara başladı bile.
Bu süreçte şarkılarının “dijital kullanım hakkını vermeyen” nadir büyük isimlerden olan The Beatles’ın sanal aleme açılması için gerekli hamleler de hız kazandı. Taraflar bir noktada anlaşırsa -ki demir tavında dövülür, anlaşmaları an meselesi bence- The Beatles sanal alemde de alınıp satılır hale gelecek.
Varın değerini siz hesaplayın...
Yazarın Tüm Yazıları